BATUHAN KOSAY
Kahramanmaraş merkezli 11 ilimizi etkileyen büyük depremin üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Yönetenlerin ve bizlerin en önemli hastalığı o da yen bir deprem oluncaya kadar unutmak. Küçük çaplı sarsıntılar zaman zaman aklımızı başımıza getirip kendini hatırlatsa da genellikle deprem kuşağında olduğumuzu unuturuz.
Deprem bir doğa olayıdır. Elbette engellemek mümkün değildir. Gerekli önlemleri almak vereceği zararı ve tahribatı azaltmak elimizdedir. Belki ekonomik etkenler belki de başka öncelikler yapılması gerekenlerin ötelenmesine yol açar.
“Deprem öldürmez bina öldürür” derdi rahmetli Deprem Dede Ahmet Mete Işıkara; yaşanılan büyük depremlerin ardından haklılığını 6 Şubat depremlerinde gördük. Barışma adı altında çıkarılan imar affıyla herkesin kulağının üstüne yattığını ya da işine gelmediğini, rantsal kaynaklarına zarar gelmemesi için hem kör hem sağır olduğumuzun faturasını ağır ödemiştik.
Resmi kaynaklara göre Kahramanmaraş merkezli depremlerde 50 bin 783 can kaybımız olduğu açıklanmıştı. Böyle biliyorduk. Ta ki eskinin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı, şimdinin AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum farklı bir rakam açıklayana kadar.
Pişkinlikte sınır tanımayanlar dizimize konu ararken birden karşımıza çıktı. Partisi hala iktidarda, kendisi eski bakandı. Dün imar barışıyla ne kadar kaçak, ne kadar çürük yapının yasal hale getirildiğini unutarak bugün kentsel dönüşümün önemini anlatırken dün depremlerde 130 bin canın yitirildiğini itiraf etti.
Sorulan sorulara kızgınlığı her halinden belli olduğu görülse de eski bakan şimdinin büyükşehir belediye başkan adayı Murat Kurum’un 130 bini olarak açıkladığı sayının dil sürçmesinden kaynaklı olduğunu zannetmiyoruz. O kadar kendinden emin bir şekilde açıkladı ki inanmamak mümkün değil.
Bu itiraf bize daha önceki yazılarımızda da konu ettiğimiz Aleksandr Isayevich Solzhenıtsyn sözünü hatırlattı:
“Yalan söylediklerini biliyoruz.
Yalan söylediklerini biliyorlar.
Yalan söylediklerini bildiğimizi biliyorlar.
Yalan söylediklerini bildiğimizi bildiklerini biliyoruz. Ama hala yalan söylüyorlar.”