23 NİSAN’IN 100. YILI KUTLAMALARININ ARDINDAN

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

BAĞIMSIZLIĞIN ilanı, egemenliğin saraydan alınıp Meclis’e, Millete verilmesinin 100. yıl kutlamalarının coşkusuna insanlığı eve hapseden asrın korona virüsü bile mani olamadı.
Sokağa çıkılamasa da, meydanlarda kutlanamasa da, en küçüğünden en büyüğüne tüm coşkusuyla 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkuyla kutlandı.

Gündüzden camlar, binalar, sokaklar bayraklarla donatıldı. Merkezi bir organizasyon olmasa da, herkes kendine göre hazırlıklarını yaptı. Kimi sokağına, kimi balkonuna ses düzenleri bile kurdu. Çocuklar yaptıkları resimlerle balkonları, camları odalarını süsledi. Çocuklar, gençler en içten bayram mesajlarını paylaştı. Havai fişekler atıldı. Hep halka mal olmadığı, tepeden inmeci bayramlar olarak küçümsenen 23 Nisan (Milli bayramlar) bizzat halk tarafından en yüksek düzeyde kutlandı.

Bir kez daha anlaşılmıştır ki; Millet atasına, bayramına, milli günlerine, her şeye rağmen sahip çıkmaktadır.
Meclis başkanının günler öncesinden yaptığı saat 21.00’de balkonlardan, bulundukları yerden hep birlikte istiklal marşı söyleme çağrısına senkronize olmasa bile herkes bulunduğu yerden istiklal marşını söyleyerek katıldı. Kutlamalara önderlik yapması gereken ülkenin Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, egemenliğin kalbi Meclis’e gelmedi, Anıtkabir törenlerine katılmadı. Önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün milli günlerde ‘kulak ağrısı’ tutardı! Erdoğan da korona gerekçesiyle, o gün egemenliği elinde bulunduranların bulunduğu İstanbul’dan, Huber Köşkü’nden, sosyal-fiziki mesafeye dikkat etmeden çocuklarla birlikte katıldı. Ayrıca ulusa sesleniş konuşmasıyla planlanan saati geciktirerek bütün ülkeyi 5 dakika bekleterek yine kendini merkeze aldı, rol çaldı, Meclisi saymadı kendini saydırdı.

Az bir zaman değil, tam bir asır, 100. yılın kutlaması. Öyle sıradan, olağan kutlama olamaz.
Bir zamanlar, 23 Nisan kutlamalarını gölgede bırakmak için devleti yönetenlerin önderliğinde kutlu doğum haftaları olurdu! O günlerden, halkın coşkuyla sahip çıktığı bayram günlerine.
Dünyada çocuklara ithaf edilen başka bir çocuk bayramı yoktur. Bu sadece çocukların bayramı değil aynı zamanda ‘Bağımsızlık ve Egemenlik Bayramı’ herkesin bayramıdır.
Babasını, atasını, büyüklerini kaybeden o çocuklar ki bağımsızlık mücadelesine sessiz kalmamış, en az büyükleri kadar ses vermiş, can vermişlerdir.

Onlar çocukluklarını bir çocuğun yetişeceği en zor ortamda yokluk, yoksulluk içinde, kiminin babası, abisi, annesi, kız kardeşi şehit düştü, gazi olduğu günler. Çocuklar da vatanın kurtuluşunda en az büyükleri kadar emek verdi kurtuluş savaşının kuvvacı çocukları oldular.
Kazım Karabekir elindeki kısıtlı imkanlara rağmen Erzurum ve havalisinde öksüz, yetim çocuklara sahip çıktı kol kanat gerdi, çocuklar Karabekir Paşa’ya ‘’paşam, babalarımız, ağabeylerimiz, amcalarımız yoksa biz ne güne duruyoruz?’’ Orduya kaydedildiler, asker oldular, müfreze halinde Ankara’ya götürüldüler, Kazım Paşa’nın Ankara’yı savunmak için gürbüzler ordusu müfrezesi oldular.

Maraş savunmasında, Sütçü İmam’ın yanında 17 yaşında şehit olan bombacı Ahmet…
Annesinin ‘’henüz küçüksün, seni hemen vururlar oğlum’’ demesine rağmen, ‘’yaşım küçük ama imanın büyüktür anne. Şehit olacaksam, vatan ve millet uğrunda şehit olacağım. Ben ölmeliyim ki düşman sizlere ilişmesin’’ cevabıyla milli mücadele kahramanları arasında yerini alan…
Ermenilerle girilen çatışmada 17 yaşında şehit olan Çuhadar Ali…
‘Yaşı küçük olsa da erkek gibi savaşarak hemşehrilerinin takdirini kazanan, bir kez başından, bir kez sol kalçasından olmak üzere iki kez yaralanan Asker Cemal…
Sakarya meydan muhaberesinin en çetin günlerinde Türk çocukları, yaşlarının küçüklüklerine bakmadan mermi üretiyor, bomba üretiyor Mehmetçik düşmana karşı cephanesiz kalmasın…
İnebolu-Ankara Türk Milletinin kurtuluş destanının yazıldığı istiklal yolu, dinlenmek nedir bilmeden günlerce, aylarca cephane taşıyanlar arasında binlerce çocuk istiklal yolunda vatana katkıda bulundu. Onlar hiç durmadılar, hep yürüdüler; çünkü Kemal’in askerleri mermi beklerdi…
1910 doğumlu Avanoslu Aydınoğlu Ekrem, Dumlupınar’da zafer kazanılmadan hemen önce şehit düştüğünde henüz 12 yaşındaydı…
Bursa’nın işgali sonrası 12 yaşındaki kuvvacı İhsan yanındaki 10 arkadaşı ile birlikte işgale karşı dağa çıkan, Yunan karargahına mektup gönderen çocuklar…
Ve daha niceleri… Ruhlarınız şad olsun. Dünyada başka bir örneği olmayan çocuklara armağan edilmiş bayramınız bir kez daha kutlu olsun.

Atatürk, 1922 yılında Bursa ziyaretinde kendisini karşılayan çocuklara hitaben ‘’Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız sizlerden çok şey bekliyoruz.’’
Bu sadece çocuklara armağan edilmiş bir bayram olmanın ötesinde; egemenliğin saraydan alınıp Millete verilmesidir. Emperyalizme karşı mücadeleyi örgütlemiş, bağımsızlık savaşını yönetmiş, devlet kurmuş gazi bir Meclistir.
Devlet kurmuş bir Meclis’in dünyada başka bir örneği de yoktur.

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
23 NİSAN’IN 100. YILI KUTLAMALARININ ARDINDAN
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!