• İmsak 00:00
  • Güneş 00:00
  • Öğle 00:00
  • İkindi 00:00
  • Akşam 00:00
  • Yatsı 00:00
  • İFTARA KALAN SÜRE 00:00:00
İMSAKİYE 2024 - Balıkesir

BİR, İKİ, ÜÇ, DÖRT, BEŞ!

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

YOK leeeeyn, Beşli Çete değil mevzu.

Şuncacık beş köpecik yavrusundan söz edeceğim. Köyevinin bahçesine terk edip gitmişler.

Süt kokulu ağızları, sıçanınkinden ince kuyrukları, üçü benekli, ikisi düz, kara burunlu beş koca kafa…

Haber ettiler, köye seyirttik hemen. Baktık ki bahçede oraya buraya koşuşturup duran beş yavrucuk.

Neyin ne olduğunun ayırdında değiller henüz; annelerinin memesinden koparıp götürmüşler.

Korkak, ürkek, çekingen beş yavru.

Eee, n’olacak şimdi?

 

 

 

KEDİ konusunda uzman sayılırız belki; köpekleri tanımıyoruz pek.

Kedi yavrusunu sever gibi, alıp kucağımıza sevmeye başladık; hoşlarına gitti eniklerin.

Demek ki sevgiyi, şefkati esirgememek lazım.

Merdiven altındaki odunluğu tahsis ettik kendilerine.. Odunlardan arta kalan boşluklara paletleri döşedik, mamalarını, sularını ayar ettik.. Sabahları ‘Hayırlı Cumalar Mehmet Abi’den çorba dolduruyoruz yoğurt kasesine, içine ekmek doğrayıp yedirmeye çalışıyoruz.

Kuru mama da koyduk kaplara.. Onu da tıkırdatıyorlar.

Tek derdimiz şimdi, o koca kafaların odunluğun kapı telleri arasından nasıl geçip dışarıya çıktıkları sorusuna yanıt bulmak.

 

***

ÖNCEKİ aylarda yine bizim köyde terk edip bıraktıkları bir yavru köpeğe de kucak açmıştık. Ona dair bir iki yazıda anlatmıştım gelişmeleri.

Şimdilik bizim marangozun bahçesinde bakıyoruz ona. Sefil hali, derisi kemiğine yapışmış görünüşü, titrek bacakları, hastalıklı suratıyla çok çile çektiği belliydi.

Baktık, besledik, işi gücü bırakıp hergün köye gittik, mamasını suyunu eksik etmedik. Toparladı bizim çomar.

Sonra kopuğun, serserinin teki havalı tabancasını denemiş üstünde; sağında solunda saçma delikleri vardı hayvanın. Barınakta tedavisi yapıldı, kendine geldi, biraz semirdi, büyüdü. Her sabah kontrole gidiyoruz.

Kabındaki suyu değil, sokaktaki yağmur birikintilerini içiyor; sefillik ciğerine işlemiş demek ki!

Adı Suskun.. Bir süredir sesi çıkmaya başladı.. Fazla sevgiden olsa gerek şımardı.

Marangoz Celal Bey kardeşimiz bahçe kapılarının imalatını bitirince, hem Suskun’u O’ndan, hem Celal’i Suskun’dan kurtaracağız…

 

***

PEKİ bu beş yavruyu ne yapacağız?

Bakabildiğimiz kadar bakacağız. Ne yapalım; yavruları çuvala doldurup bizim bahçeye atan vatandaş gibi, “haydi bakalım, başınızın çaresine bakın” deyip ölüme mi terk edelim?

Dişi olunca köpek yavrusu, “işimize yaramaz” deyip atar köylü milleti.

Buncağızların dördü erkek, biri kız.

Oğlana kıza bakmayıp atmış vatandaş.

Oysa, azıcık sevgi, biraz mamadan ibaret istekleri. Yediğinden yedir, kuru ekmeğe bile razılar.

Ayrıca henüz annelerini emiyor bunlar; memeden koparıp alınır mı şuncacık can?

“Madem bizim bahçeye bırakmışlar, bakacağız o zaman” dedik.

Tamam, bakacağız da.. Bu vicdansızlığı yapanın yanına kar mı kalsın yani?

Eh, bir de hayvan hakları yasası var, hayvana eziyetin, sokağa atmanın, daha pek çok hoyrat eylemin cezai karşılığı var memlekette.

 

***

DURUMU jandarmaya bildirelim dedik. Karakola gittik, hem ne yapılabileceğini öğrenelim, hem de ne yapılması gerekiyorsa yapalım diye.

Nizamiyeden içeriye geçirmediler. Kapıda nüfus kağıtlarımızı alıp uzun uzun sorgulama yaptılar; derdimizi dinlemeleri sorgudan daha kısa sürdü.

“Bizim bahçeye beş köpek yavrusu atıp gitmişler” dedik…

“Belediye’nin barınağına götürün, orada bakarlar” yanıtını aldık.

O kadarını biz de biliyoruz.

Bu yavruları bizim bahçeye bırakana dair bir işlem, bir soruşturma yapılmıyor mu; asıl merak ettiğimiz o.

İşleri yoğun, envai çeşit suç, suçlu, soruşturma, takip, arama, operasyon, yakalama.. Kız kaçırması ayrı dert, uyuşturucusu ayrı dert, hırsızlığı, yaralaması, gaspı, cinayeti, kaçakçılığı, trafiği, şusu busu…

Bahçeye bırakılan beş köpeciğin derdine mi düşsün jandarma?

Ama insan azıcık da olsa derdinin dinlenmesini bekliyor, sorduğu sorulara yanıt bulmak istiyor.

Sonuçta milletin canı malı onlara emanet.

Biz millet oluyoruz yani. Onlar da güvenliğimizden sorumlu olanlar.

Sonrasındaki gelişmeleri uzun uzun yazmayayım.

Karakol Komutanı ile görüşüldü, “gelin bir de ben dinleyeyim” yanıtı alındı.. Ne ki, yavruları bırakanın tespitinden çok nasihat dinleyeceğimiz önyargısı ağır bastı, ikinci turu yapmadık.

 

***

ŞİMDİ o yavru köpücükler bizim bahçede.

Sağlıkla büyütmeye çalışacağız artık.. Her şeyi kadere ve ilahi güçlere bağlamak doğru değil ama, belki de göklerden gelen bir karar vardır bizim vaziyete dair, ne bilelim?

 

***

İSİMLERİ ne olsun diye düşünmedik hiç.

Bir, İki, Üç, Dört, Beş…

Hangisi Bir, hangisi Beş, karıştırırız ilk başta.

Numaralı birer minik tasma, işlem tamam.

Bir, İki, Üç, Dört, Beş…

Haa, bir de köpek bakımı ve yetiştirilmesiyle ilgili konunun uzmanı arkadaşlardan bilgi desteği bekliyoruz.

Arz ederim.

 

 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
BİR, İKİ, ÜÇ, DÖRT, BEŞ!
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!