Bizde de bir Stephen Kinzer çıkar, dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi, kendisini dünyanın jandarması olarak gören, darbelerin arkasındaki güç ABD’nin, karşılaştığımız ‘Asrın felaketi’ 15 Temmuz FETÖ darbe kalkışmasının arkasında dönen oyunları… TSK’da, FETÖ yapılanması haline geliş sürecinde nelerin olduğunu, kimlerin işbirliği yaptığını, kimlerin darbeci kadroları tepe noktalarına getirirken nasıl destek olduğunu, darbeci FETÖ’cülerin önlerinin nasıl açıldığını, darbe şartlarının oluşumuna kimlerin-nasıl zemin hazırladığını yazsa…
Asrın felaketi FETÖ darbe kalkışması sonucu 251 vatandaşımızı kaybettik, yüzlerce vatandaşımız yaralandı; ülke olarak büyük acı yaşadık.
TBMM kendi uçaklarımızla, darbeye kalkışanlar tarafından bombalandı.
Tamam… CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ‘’15 Temmuz bazı yerlerde ‘tiyatroydu’ deniliyor, tiyatro miyatro değil, bal gibi kanlı bir darbe girişimiydi; rejime, Meclis’e, ülkeyi yönetenlere, demokrasiye kast ediyordu’’ diye açıklama yaptı.
Özellikle AKP cenahı bu açıklamadan öylesine mutlu oldu ki; bakın gördünüz mü, tiyatro miyatro değilmiş, darbeymiş açıklamasına sevincini gizlemiyor. Ve tabi ki darbenin ülkeye, sisteme, demokrasiye ve başkalarına değil sadece kendilerine yapılmış duygusuyla ‘mağduriyetimizi’ kabul edin havasından da kurtulamıyorlar.
Hain darbe kalkışması sadece AKP iktidarına karşı yapılmadı; Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ne, demokrasiye ve bütün siyasi partilere karşı yapıldı. Bu hain darbe kalkışmasının arkasında hiç kuşku yok, ABD’nin ‘yeşil kuşak’ projesinin, ‘Ilımlı İslam’ projesini FETÖ eliyle kurduğu yapı, O yapının ‘dinler arası diyalog’ ve ‘medeniyetler ittifakı’ gibi yapay oluşumlarla Türkiye Cumhuriyeti’ni dönüştürmek, kontrol altına alma çabasının sonucudur.
Peki bu küresel yapı, TSK ve diğer kurumların içinde yapılanırken siyaset kurumu ne yaptı? Hemen savunma refleksiyle geriye doğru bütün iktidarları suçlamak, son dönemde yapılan yanlışları ortadan kaldırmaz. Evet geçmiş iktidarlarda belki bu yapıyla işbirliği yapmıştır. Ama hiçbir iktidar bu yapıyla bu kadar iç içe olmadı, ne istediyse vermedi ve her iktidar kendinden sorumlu olduğuna göre… Darbeye muhatap olan iktidarın sorumluluğu yok mudur? Canım biz onların bugüne kadar ‘inançlarından’ dolayı sistemin kendilerini dışlamış olmasına bakarak, inanç birlikteliğinden yola çıkarak sahip çıktık, kötü niyetli olduklarını ‘kendimize’ karşı darbeye kalkışınca anladık düşüncesi sorumluluğu ortadan kaldırır mı?
İktidarları süresince sürekli olarak ‘iktidara-kendilerine’ karşı darbe olasılığını gündemde tutan, bütün adımlarını olası darbe kalkışmasına karşı konumlayan, siyasetin üzerindeki ‘askeri vesayeti’ kaldırmak için siyaset geliştiren, bunun içinde askerin bu FETÖ inanç grubuna karşı olduğundan yola çıkarak askerin darbe olasılığını ortadan kaldırmak isteyenlerin FETÖ eliyle darbeye maruz kalması.
Ve de, Türkiye sanki dört bir koldan yabancı güçler tarafından saldırıya uğramış, kuşatılmış, dörtbir yanı işgal edilmiş düşman güçleri sadece, iktidar tarafından kovulmuş gibi bir algı yaratılmak istenmektedir.
Tabi ki Türkiye çok büyük bir tehlike atlatmıştır. Ve fakat bu tehlike adım adım gelişirken, başta TSK ve ülkenin her bir kurumu bu hain çete tarafından ele geçirilirken iktidar güçleri bu olanları hiç mi fark etmedi. Fark edemedi mi… Fark etti de bir şey yapmadı mı, yapamadı mı… yapmak mı istemedi?
Ve elbette başta, düvel-i muazzama ya karşı verilen Kurtuluş Savaşı yıldönümleri, milli bayramlarımıza verilmeyen önem ve değerin 15 Temmuz’a verilmesi de ayrı…
FETÖ hain darbe girişiminin üçüncü yılında FETÖ ile yeterli mücadelenin yapılmadığı, siyasi ayağının üzerine yeterince gidilmediği, kripto FETÖ’cülerin devletin kritik birimlerinde hala etkilerini sürdürdükleri yönünde toplumda kuvvetli bir algı varlığını sürdürmektedir.
Bütün darbelerin arkasında olduğu gibi 15 Temmuz hain darbe kalkışmasının arkasında da; ABD ve NATO yapılanması Gladio örgütlenmesinin olması kuvvetle muhtemeldir.
Ve de 15 Temmuz hain darbe kalkışmasının yıldönümü ‘coşkuyla’ kutlanacak bir bayram değildir. Bir daha yaşanmaması için ders çıkarılması gereken, iktidarda kalıcılığımızı sürdürebilmek için; sadece bizim gibi düşünüyor-inanıyor, bize destek veriyor düşüncesiyle demokrasi dışı, yasadışı oluşumlarla işbirliği yapmamaktır.