Balıkesir Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hüdayi Tanrıkulu 4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada sokak hayvanlarının yaşadıkları sorunlara ve bu sorunların çözümlerinin yerine getirilmesi gerektiğini söyledi.
Sokak hayvanlarının artan popülasyonları konusunda gerekli işlemlerin yapılması gerektiğine işaret eden Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hüdayi Tanrıkulu yerel yönetimlere bu konuda büyük iş düştüğünün altını çizdi.
“SORUNLARI ÇÖZÜMÜ İÇİN GERÇEKÇİ ADIMLAR GEREK”
Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hüdayi Tanrıkulu 4 Nisan Sokak Hayvanları Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Hollanda’daki sokak hayvanı vakıflarının girişimleri sonucunda 4 Nisan günü “Dünya Sokak Hayvanları Günü” olarak belirlenmiştir. Bu özel günde sokak hayvanlarının yaşadıkları sorunlara ve bu sorunların çözümlerine dikkat çekmek amacıyla, 2010 yılından itibaren sivil toplum örgütleri tarafından çeşitli etkinlikler düzenlemektedirler. Öncelikle sokakların köpek üretmediği ve bu sorunun insan eliyle yaratıldığı gerçeğinden hareketle, yine sorunu yaratanların çabalarıyla bu canlıların ihtiyaçlarının karşılanması, refahının sağlanması, en insani yaklaşımla popülasyonun yönetilmesi hepimizin ortaklaşması gereken bir gerçektir. Değişen yaşam koşulları, kalabalık şehirler, insan atıklarının fazlalaşması, bilinçsiz besleme konuyu her geçen gün daha karmaşık hale getirmekte, artan popülasyon konusunda sadece hayvan seven ve sevmeyen tarafların tepkilerine göre tavır alındığı için çözüm konusunda gerçekçi adımlar atılamamaktadır.
“SOKAK HAYVANI POPÜLASYONU ARTIŞI TOPLUMDA KIRILMA YARATTI”
Sokak hayvanı popülasyonundaki artış, toplumda gerçekten bir kırılma yaratmıştır. Korku duyan vatandaşları anlayışla karşılamak gerekiyor, sürü halinde yaşayan köpekler, saldırgan olmasalar bile bir insanı havlamalarıyla korkutabilir ve bu son derece olağan bir durumdur. Bu nedenle popülasyon yönetimi mutlaka yapılmalıdır. Ancak, maalesef kısırlaştırılmadan kırsala atılan(!) köpekler hem sürüleşmekte, hem tekrar kentlere geri dönebilmekte, hem de yaban hayatına olumsuz etki yaratabilmektedir. Artan bu popülasyon her şeyden önce hayvan refahına da aykırıdır. Sokaklarda olumsuz şartlarda yaşamaya mahkum bırakılan hayvanlar, çok sık üremekte, yavrular beslenemeden hastalanarak ölmekte, bir şekilde hayata tutunanlar da hastalık, açlık, trafik kazaları, aşırı sıcak ya da aşırı soğuk hava olayları ile gerçekten bir yaşam mücadelesi vermektedir. Objektif ve samimi bir yaklaşımla şunu söyleyebiliriz ki, insan eliyle yarattığımız bir sorunun mağdurları hayvanlar olmuştur. Yerel yönetimler için en önemli sorun bütçe planlaması olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun için İhtiyaç duyan belediyelere bakımevlerini inşa edebilmeleri için sadece bu amaçla kullanabilecekleri uygun krediler sağlanmalı ve teşvikler verilmelidir. Avrupa Birliği projeleri, özel sektörün sosyal sorumluluk projeleri gibi konulara ayırdıkları bütçelerden faydalanma sorunların çözümü için uygun adımlar olabilir. Bakımevi ve barınak tanımları kanunda ayrıntılı olarak belirtilmeli, standartları belirlenmeli, çevre yaban hayatı, insan ve hayvan sağlığı gözetilerek inşa edilmelidirler.
“ÜLKE ÇAPINDA KISIRLAŞTIRMA SEFERBERLİĞİ YAPILMALI”
Sahipsiz hayvan bakımevleri/barınaklar, acil hayvan nakil araçları, hayvan toplama aracı, hayvanların yakalanma şekli, insan ve hayvan refahı ve sağlığına, iş sağlığı ve güvenliğine uygun standartlarda olmalıdır ve yönetmeliklerde ayrıntılı bir biçimde belirtilmelidir. Bakımevlerinde sokak hayvanlarının kısırlaştırılması, aşılanması, işaretlenmesi, hasta ve yaralıların tedavi edilmesi, beslenmesi, sahiplendirilmesi ve sahiplendirilemeyenlerin alındıkları yere geri bırakılması işlemleri aksatılmadan yapılmalıdır. Tüm ülke çapında acilen “kısırlaştırma seferberliği” yapılmalı, toplumu bilgilendirmek için kamu spotları hazırlanmalıdır.
“SAHİPLİ HAYVANLARA MİKROÇİP VE KİMLİKLENDİRME İŞLEMLERİ DEVAM ETMELİ”
Sahipli hayvanların mikroçip ile kimliklendirilmesi işlemi kanunun süre sınırlandırması ile tam olarak başarıya ulaşmadı, kanunda revizyonla henüz sisteme kayıt edilemeyen hayvanlar için tekrar uygulama başlatılmalı, evcil hayvanını terk edenlere ağır yaptırımlar uygulanmalı, kaçak hayvan girişi ve üretiminin önüne geçilmelidir. . İnternet üzerinden hayvan dövüşü duyurusu ve yayını yapılması katalog suç kapsamına alınmalı, bu sitelere erişim BTK kararıyla engellenmelidir. Hayvan haklarına ilişkin eğitim müfredata eklenmeli, çocuklara ve yetişkinlere – özellikle yargı mensupları, kolluk güçleri ve öğretmenlere- tarihimizdeki ve kültürümüzdeki iyi örnekler hatırlatılarak hayvanlara nasıl yaklaşılmasına yönelik eğitim verilmelidir.”