Balıkesir Tabip Odası Başkanı Dr. Necdet Uçan deprem bölgesinde en çok hasarın hastanelerin aldığını belirttiği açıklamasında bölgede haya yeterli sağlık hizmetinin verilemediğini ileri sürdü. Uçan açıklamasında ayrıca Balıkesir özelinde de sağlık hizmetlerinin afet anındaki durumunu da değerlendirdi.
“KAYIPLAR AÇIKLANANDAN ÇOK DAHA FAZLA”
Kahramanmaraş merkezli depremlerin birinci yıldönümü ile ilgili açıklamalarda bulunan Tabip Odası Başkanı Necdet Uçan şunları söyledi:
“Kahramanmaraş merkezli 9 saat arayla 7,7 ve 7,6 büyüklüklerinde iki farklı depremin kısa aralıklarla kapladığı alanın büyüklüğü ve etkilenen nüfusun sayısının (yaklaşık 13 milyon) oldukça fazla olmasının ardından gelecek felaketin de büyük olacağının göstergeleriydi. Ancak bu durumun büyüklüğü, ciddiyeti ve şiddeti merkezi ve yerel kamu yönetimleri tarafından gerektiği şekilde anlaşılamadı. Bu durum ilk saatlerde, ilk günlerde yardım ve arama-kurtarma çalışmalarının gecikmesine neden oldu. Bu da kayıpları artırdı. Resmi rakamlar 50 binin üzerinde can kaybı ve 100 binin üzerinde yaralı olduğunu bildirse de bu rakamların çok daha fazla olduğu tahmin edilmektedir.
“EN ÇOK HASARI HASTANELER ALDI”
Türk Tabipleri Birliğinin (TTB) durum tespit çalışmalarına göre bölgedeki 1., 2. ve 3. basamak sağlık hizmeti veren binaların çoğu hasar görmüş ve kullanılamaz hale gelmiştir. Hatay ve ilçelerinde sadece Dörtyol Devlet Hastanesi (Sismik izolatörlü yapıldığı için), Adıyaman’da sadece Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Maraş’ta Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi kısmen hizmet verebilirken, Malatya’da ise kamu hastaneleri ve Tıp fakülteleri sağlık hizmeti verebilmiştir. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi ise depremden zarar gördüğü gerekçesiyle boşaltılmıştır.
Depremde en az zarar görmesi gereken sağlık hizmet binaları olması gerekirken, kamu binaları arasında en fazla zarar gören yerlerin hastaneler ve aile sağlık merkezleri olması dikkat çekmiştir. Bu durumun var olan yaralı ve can kaybı tablosunu daha da arttırdığı söylenebilir. Can kaybı ve yaralı sayısının artması veya yaralıların durumunun ağırlaşması veya enkaz altında uzun süre kalınması sonucu gelişen ekstremite dolaşım bozukluğu nedeniyle fasyatomi ve ampütasyon çok yapılmış, enkazdan geç çıkarılma sonucu doku yıkımının fazla olması nedeniyle diyaliz ihtiyacı fazla olmuştur. Yaralı hastalarla ve yapılan ameliyatlarla ilgili olarak Sağlık Bakanlığı açıklama yapmadığı için net bir sayıya ulaşılamamıştır. Depremden sonra hem psikolojik hem de fiziksel rehabilitasyon en önemli konu olmaya devam etmektedir.
“HALA YETERLİ SAĞLIK HİZMETİ YOK”
Depremzedeler açısından bakıldığında özellikle Hatay’da çok daha belirgin olmak üzere deprem bölgesinde sorunlar devam etmektedir. Hâlâ temiz su, barınma, beslenme, temizlik sorunu çözülmüş değildir. Çadırlardan konteyner kentlere, kısmen de prefabrik konutlara geçilmiştir. Bölgede dönemsel olarak uyuz ve bit salgınları olmuş, salgın düzeyinde olmamakla birlikte ishal vakaları görülmüştür. Geçici yerleşim alanlarının bir kısmında hâlâ yeterli sağlık ekibi ve hizmeti yoktur.
TTB tarafından yapılan çalışmada deprem bölgesinde 9. ayda beş yaş altı çocuklarda beslenme yetersizliği tespit edilmiştir.
“BALIKESİR’DE ÖNLEMLER NE DURUMDA?”
Tüm bu yaşanılanlar göz önünde bulundurularak; depremde sağlık hizmetlerinin kesintisiz ve verimli verilebilmesi kayıpların azaltılması, komplikasyonların önlenmesi yönü ile oldukça önemlidir.
Bu nedenle Sağlık Bakanlığınca ülke düzeyinde, yerel sağlık otoritesince de İlimizdeki Tıp Fakülteleri, Hastaneler/Özel Hastaneler, Muayenehaneler, Aile Sağlığı Merkezleri, işyerlerindeki sağlık birimleri ile ilgili gerekli önlemlerin alınıp alınmadığı, gerekli güçlendirmelerin yapılıp yapılmadığı, deprem riskinin olduğu ilimizde sağlık hizmetlerinin yürütülebilmesi, aksaklık olmaması için gerekli çalışmaların yapılıp yapılmadığının kamuoyu tarafından bilinmesi, sağlık çalışanlarının da bilgilendirilmesi gerekmektedir.”