Balıkesir’de 17 yaşındaki E.Ö. tarafından bıçaklanarak öldürülen motokurye üniversite öğrencisi Ata Emre Akman’ın annesi Zuhal Akman ile avukatlar, ilk celsenin ardından dava süreciyle ilgili değerlendirmede bulundu.
Akman, mütalaanın açıklandığı duruşmanın ardından adliye önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, 11 saati geçen duruşma boyunca adeta sabah programı izlediğini, oğlunun uzun süre adının dahi geçmediğini söyledi.
Balıkesir’in Kuvayı milliye şehri olduğunu belirten Akman, şöyle devam etti:
“Yeniden bir Kuvayı milliye yaratmalıyız, yapabiliriz. Sadece Ata için demiyorum. Buradaki bütün çocuklar, gördüğümüz görmediğimiz, tanıdığımız tanımadığımız, Çağlalar, Sedefler, Gizemler için herkes için. Canlar için Akınlar için hepsi için. Önce çocuklar çünkü bizimkiler çocuk, sonra bizler için. Biz de kolay gelmedik. Bıçağın mutfak dışında kullanıldığını burada gördük. Mutfağın dışında bıçağın ölüm aleti olarak kullanıldığını… Buna bir ‘dur’ dememiz gerekiyor.”
Akman, bu tür olaylara ilişkin yargılamalarda yürürlükteki infaz yasalarının değiştirilmesi talebinde bulundu.
– “İçimizde biraz da olsa bir soğukluk oldu”
Anne Zuhal Akman ve baba emekli albay Erol Akman’ın avukatlarından Özden Başak da insani açıdan mutsuz olduklarını ancak hukuki bakımdan değerlendirdiklerinde mahkemenin yargılamayı hızlı şekilde yürüttüğünü gördüklerini anlattı.
Savcılığın mütalaada cezaları istenebilecek en üst sınırdan talep ettiğini dile getiren Başak, “Bu anlamda içimizde biraz da olsa bir soğukluk oldu. Ne haksız tahrik indirimi ne de 62’nci madde kapsamında öngörülen takdir indirimi uygulanmaksızın en üst hadden cezalandırılmasıyla alakalı talepte bulunuldu.” diye konuştu.
Avukat İbrahim Erenci de genel anlamda değerlendirildiğinde savcının mütalaasının hukuki eksende son derece uygun olduğunu ifade etti.
Mütalaanın detaylarına işaret eden Erenci, “Savcılık makamı, babanın azmettirdiği yönünde, katilin de canavarca his sevki ile öldürmesi sebebiyle cezalandırılmasını ve alt sınırdan da uzaklaşılması gerektiğini söyledi.” dedi.