Ş. TARIK SÜRMELİOĞLU
YÜCEL YILMAZ konuşmayı çok seven bir Başkan.
Hep konuşuyor. Konuşurken mevzuları dağıttığının farkına varmadan konuşmaya devam ediyor.
Mikrofon hep elinde olsun, bütün platformlarda O konuşsun.
Bıraksanız yirmi dört saat konuşur.
Bizce sakıncası yok tabi; sonuçta Büyükşehir Belediye Başkanı.
O konuşmayacak da kim konuşacak?
Ama galiba sürekli konuştuğu platformlar yetersiz gelmiş olmalı.
Hani makamda, Meclis’te, sokakta, salonda, o platformda, bu toplantıda, şu seminerde, bu ziyarette falan filan.
Ortalık yerde hep konuşuyor.
Şimdi de, yeni konuşmalar için kendine Kent Konseyi kuruyor!
Evet evet, 26 kasım günü saat 18.00’de Avlu Kongre Merkezi’nde Büyükşehir Kent Konseyi’nin genel kurulu yapılacak.. Başkan çıkıp uzun uzun kent vizyonundan falan söz edecek.
Konseye seçilecek arkadaşlar da uzun uzun O’nu dinleyecek.
***
BÜYÜKŞEHİR’in bir Kent Konseyi yoktu.
Kurulduğundan beri hiç olmadı.
Edip Uğur zamanında kısa bir çalışma yapıldı; sonra vazgeçildi.
Nasıl olsa Karesi’nin, Altıeylül’ün, öteki ilçelerin konseyleri vardı.
Büyükşehir için zaman kaybıydı yani.
Önce bu işe heves eden Edip Uğur, sonra “her kafadan bir ses çıkar, canımız sıkılır” diye vazgeçti.
Sonra gelen Zekai Kafaoğlu’nun da konsey gibi bir derdi olmadı.
Altıeylül’deyken konseylendirmişti Belediye’yi.
Büyükşehir’de yokluğunun farkına varmadı!
Yücel Yılmaz’ın da işin başında böyle bir derdi yoktu muhtemelen.
Genel Sekreter Yardımcısı Mürsel Sabancı kanına girmiştir; Karesi Kent Konseyi’ni O yönetiyordu. Büyükşehir’e geçince Karesi’deki konsey işlerini de bıraktı.
Büyükşehir’in iş yükü arasında fırsat yaratmış olmalı ki, Kent Konseyi için altyapıyı hazırlamış anında.
***
KARESİ Kent Konseyi, Yücel Yılmaz’ın uzun uzun konuşup içini boşaltma platformuydu bir nevi. Ayrıca Konsey’in etkinlikleri üzerinden hayli PR yaptı.
Büyükşehir’de de fena halde PR’a ihtiyacı var.
Konsey imdadına yetişecek işte.
***
BÜYÜKŞEHİR Kent Konseyi’nin genel kurul davetiyesindeki çağrı cümleleri şöyle:
“Kent yaşamında kent vizyonunun ve hemşehricilik bilincinin geliştirilmesi, dayanışma, saydamlık ve demokratik katılımın, etkin yönetişim ve çözümde ortaklık ilkelerinin hayata geçirilmesi amacıyla kurulacak olan Kent Konseyi’nin…”
Bu konsey işleri, süslü ve entel cümlelerin bileşenidir zaten. Ne kadar süslersen o kadar vizyoner görünürsün.
***
“HEMŞEHRİCİLİK bilincinin gelişmesi” deniyor.
Balıkesir Kent Konseyi oluşumuna kadarki süreçte böyle bir bilinç yoktu!..
Hepimiz hemşehricilik bilincinden yoksun haldeydik. Konsey bilincimizi açacak…
“Dayanışma” deniyor.
Kim kiminle dayanışacak?
İktidarın içinden çıkma sivil toplum örgütleriyle, iktidarın oluşturduğu dairenin içinde yaşam bulan dernekler, sendikalar, şunlar bunlar dayanışacak.
İçin içine üç beş mahalle muhtarı da eklenecek, en AK Partilisinden.
Araya bir iki soldan çarklı dernek de katılır ki, “demokratik katılım” ifadesi askıda kalmasın!
Sonra bir de “etkin yönetişim” işi var.
O da hikayedir.
***
ŞİMDİ ne yapıyorsun bu Konsey’i oluştururken?
Tanıdığın, ettiğin, bildiğin, zararsız dernekçileri, vasıfçıları, sivil toplum örgütçülerini falan kafana göre listeye yazıyorsun.
Başkanından yürütmesine, komitelerinden üyelerine kadar hepsini tek elden belirliyorsun.
Genel kurul günü gelince kürsüye çıkıp süslü püslü cümleler eşliğinde uzuuun bir konuşma yapıyorsun.
Sonra seçim yapılıyor. Listeyi cebinden çıkarıp oylatıyorsun.
Herkes elini kaldırıyor; cepteki liste seçimi kazanıyor.
Şöyle bakıyor bu işlere çoğu başkan:
“Para bizden çıkacak, her etkinliğin kaynağını biz bulacağız, planı proğramı biz yapacağız, sonra iki entel dantel arıza adam gelip bize hesap soracak… Yemezler…”
E o zaman da ‘demokratik katılım, dayanışma ruhu, etkin yönetişim, çözüm ortaklığı’ falan masal oluyor haliyle.
***
ÖZETLE.. Yücel Yılmaz kendisine uzun uzun konuşabileceği yeni bir platform kuruyor.
Konsey yürütmesinde komitesinde, şurasında burasında görev üstlenen arkadaşlar da, Büyükşehir Başkanı’nın yüklediği görevleri yerine getiren kadrolara dönüşüyor.
Vaktiyle biz de kenarından köşesinden bu konseylerden birinde görev almıştık; “Başkanın dediği olur” modundaki konseyden çabuk soğuduyduk.
Bu konsey de öyle bir şey olacak işte.
*************
Bu fotoğrafa nasıl bir anlam yüklemek lazım?
FOTOĞRAF çok manidar.. Masada, emekli Belediye Meclis Üyesi Yusuf Hocaoğlu.
Sol yanda Büyükşehir Başkan Vekili Yasin Sagay.
Sağda Büyükşehir Genel Sekreteri Mustafa Küçükkapdan. O’nun yanında Büyükşehir’in başdanışmanı Cemal Öztaylan.
Büyükşehir Genel Sekreter Sekreter Yardımcısı Hüseyin Turan da karede.
Cümbür cemaat Yusuf Hocaoğlu’nu ziyaret etmişler.
Hocaoğlu resim çektirmiş, Facebook’ta paylaşmış. Görüntü yapıyor.
Hani AK Parti’ye İl Başkanı aranıyor.. Bu arayışta Hocaoğlu’nun da adı geçiyor. “İstemem, yan cebime koy” modundaki Hocaoğlu, bu kareyle birilerine, bir yerlere mesaj sarkıtıyor.
Hani, cumadan sonra bir çay içimliği muhabbet faslında gibi görülse de..
Bu ekip kesin mesaj verme derdinde.
Yasin Sagay’ın müstehzi sırıtışı bile başlı başına bir mesaj yani!