İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Taymaz, Marmara Bölgesi’nde olası bir 6,5 ve üzeri büyüklükteki depremin tsunamiye yol açabileceğini, yer yer 3 metreye kadar dalgalar oluşabileceği uyarısında bulundu.
“5 Kasım Dünya Tsunami Farkındalık Günü” kapsamında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Taymaz, Türkiye’nin, aktif deprem üretme potansiyeline sahip Alp-Himalaya kuşağında yer aldığını ve bölgenin tsunamiler açısından yüksek risk taşıdığını belirtti.
Türkiye İçin Tsunami Tehlikesi: Geçmişten Günümüze Örnekler
2020 yılında Sisam Adası’nda meydana gelen depremin oluşturduğu tsunamiye atıfta bulunan Taymaz, Marmara Bölgesi’nde 1999 Gölcük Depremi’nde de İzmit Körfezi’ne kadar tsunamilerin görüldüğünü hatırlatarak, “Türkiye’deki aktif fay hatları, en az 3 metreye kadar ulaşabilecek tsunamiler oluşturma riski taşıyor,” dedi.
Marmara Denizi Kıyılarında Yüksek Tsunami Riski
Marmara Denizi’nin çevresindeki yoğun şehirleşme, sanayi ve tarım faaliyetlerinin tsunami riskini göz ardı edilemeyecek bir tehdit haline getirdiğine değinen Prof. Dr. Taymaz, özellikle Çınarcık Havzası, Armutlu Yarımadası, Tekirdağ ve Marmaraereğlisi kıyılarının risk altında olduğunu belirtti. Prof. Dr. Taymaz, kıyıların coğrafi yapısının, fay hatlarının ve deniz tabanı morfolojisinin tsunaminin etkisini belirlemede önemli rol oynadığını ifade etti.
“Ulusal Güvenlik İçin Tsunami ve Deprem Riskini Göz Ardı Etmemeliyiz”
Marmara’da büyük depremlerin ortalama her 30 yılda bir yaşandığını vurgulayan Taymaz, tsunami ve depremlere karşı yüksek teknoloji ile erken uyarı sistemlerinin güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Yenikapı, Haliç ve Avrasya Tüneli gibi büyük projelerde tsunami risklerinin göz önüne alındığını belirten Taymaz, depremin tetiklediği tsunami dalgalarının, 1 ila 3 metre arasında değişen yüksekliklerde kıyılara vurabileceğini ifade etti.
Prof. Dr. Taymaz, Marmara Bölgesi’nde 7 büyüklüğünü aşan bir depremin kaçınılmaz olduğuna işaret ederek, “Bu olasılık giderek artıyor, ancak doğa bilimlerinde kesinlik yok; tahminler her zaman kaotik bir yapıya sahiptir,” değerlendirmesinde bulundu.