Serkan Sarı Roman Koordinatörünü Bakana şikayet etti

CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı, İçişler Bakanı Ali Yerlikaya’yı “Bakanlık ve Romanlar adına ayrımcılık” yaptığını iddia ettiği Balıkesir Valilik Roman Saha Koordinatörü İsmail Arslan’ı gereğini yapmak üzere göreve davet etti. 

balikesirde_ayrimciliga_yer_yok_2

CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı, İçişler Bakanı Ali Yerlikaya’yı “Bakanlık ve Romanlar adına ayrımcılık” yaptığını iddia ettiği Balıkesir Valilik Roman Saha Koordinatörü İsmail Arslan’ı gereğini yapmak üzere göreve davet etti.  Konuyu Meclis’te dile getireceğini belirten CHP’li Sarı, “İçişleri Bakanlığı’nda temsilci olarak kendini tanıtan ve ‘İçişleri Bakanı adına konuşuyorum’ diyen bir kişi, ‘Roman temsilcisiyim’ diyen bir arkadaş çıkıp dernek başkanlarına ‘Ahmet Akın’ın toplantısına katılmayacaksınız’ diyemez. Böyle bir şey kabul edilemez. Kimse kendini devletten aldığı güçle başkasından üstün saymamalı. Herkes, görev aldığı makamın gereği olarak milletimize, sizlere, bizlere hizmet etmekle yükümlüdür. Eğer bunu bilmiyorsa, o koltuğu derhal boşaltmalıdır” diye konuştu.

 

CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı, CHP Balıkesir İl Başkanı Erden Köybaşı, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Altıeylül Belediye Başkanı Hakan Şehirli, ve roman vatandaşlar ile birlikte Roman Dernekleri Temsilcileri Buluşması programına katıldı.

Roman Dernekleri buluşması sabah erken saatlerde kahvaltı ile başladı. Roman Dernekleri Başkanlarına cep telefonu ile gönderilen mesaj buluşmanın tepki çeken gündem maddesi oldu. Balıkesir Valiliği Roman Saha Koordinatörü İsmail Arslan’ın gece saatlerinde Roman Dernek Başkanlarına İçişleri Bakanı Danışmanı Hacı Arif Davulcu’nun talimatıyla  “Yarın büyükşehir belediye başkanımız Ahmet Akın’ın düzenleyeceği toplantıya kesinlikle koordinatörlerimiz dernek başkanı vasfı adı altında dahi olsa katılım sağlamayacaktır, İçişleri Bakanımızın danışmanı Hacı Arif Davulcu Bey’in talimatıdır” mesajına CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı’nın tepkisi sert oldu.

 

“KUVAYI MİLLİYE RUHU İLE BİRLİKTEYİZ”

CHP’li Serkan Sarı, şunları söyledi:

“Burada farklı siyasi partilere gönül vermiş arkadaşlarımız var, doğru mu? İYİ Partilisi, AK Partilisi, CHP’lisi, MHP’lisi; farklı siyasi partilerde siyaset yapan veya gönül veren herkes burada. Bu davette herhangi bir ayrımcılık yapıldı mı? ‘Şu derneği çağırmadılar, şu arkadaşımızı görmediler’ dediğimiz bir durum oldu mu? Hayır. Biz burada Balıkesir’in Kuvayı Milliye ruhunu yaşıyoruz. Bu kentin siyasi düşüncesi ne olursa olsun, günün sonunda hepimiz hemşehriyiz. Kuvayı Milliye ruhunu yaşatan atalarımız vardı, bugün de emeğimizle bu ruhu yaşatıyoruz. Biz bu bilinçle ve sorumlulukla hareket ediyorsak, diğer kurum ve kuruluş temsilcilerinin de aynı hassasiyetle hareket etmesi gerekir.

 

“O KOLTUĞU TERK ET!”

“Biraz önce başkanlarımızın vurguladığı gibi, dernek başkanlarımızdan da bana gelen şikayetler doğrultusunda, şu mesaj beni çok rahatsız ediyor: İçişleri Bakanlığı’nda temsilci olarak kendini tanıtan ve “İçişleri Bakanı adına konuşuyorum” diyen bir kişi, ‘Roman temsilcisiyim’ diyen bir arkadaş çıkıp dernek başkanlarına ‘Ahmet Akın’ın toplantısına katılmayacaksınız’ diyemez. Böyle bir şey kabul edilemez. Kimse kendini devletten aldığı güçle başkasından üstün saymamalı. Herkes, görev aldığı makamın gereği olarak milletimize, sizlere, bizlere hizmet etmekle yükümlüdür. Eğer bunu bilmiyorsa, o koltuğu derhal boşaltmalıdır.  Bu talimatları ileten İçişleri Bakanı ise, o da derhal gereğini yapmalıdır. Bizim birliğimizi, kardeşliğimizi kimse bozamaz.

 

“DERTLERİMİZ BÜYÜK, GELİR ADALETSİZLİĞİ DERİNLEŞİYOR”

“Ben burada birçok arkadaşımın çayını içtim, ziyaretine gittim, oturdum, sohbet ettim. Onlar da bana misafir oldular, dertlerini dinledim. Çözüm üretebildiğimiz kadar çözüm üretmeye çalıştık. Mahalle başkanları da burada, mahallelerin sorunlarıyla ilgileniyoruz. Doğru mu? Doğrudur. Buradaki birçok arkadaşımızla dertleştik, sıkıntılarımızı paylaştık ve paylaşmaya devam edeceğiz. Dertlerimiz büyük; ülkedeki yoksulluk, ne yazık ki daha da derinleşmiş durumda. Düşük gelir seviyesindeki vatandaşlarımız artık yaşam mücadelesiyle baş başa bırakılmış durumda. Gelir adaletsizliği dediğimiz gerçek, gözlerimizin önünde. Üst tabaka daha da zenginleşirken, bizler, vatandaşlar olarak daha da fakirleştik.”

Exit mobile version