LAFLA ‘DEPREME DAYANIKLI KENT’ OLUNMAZ

Edremit Çevre Derneği Başkanı Kubilay Saygın Öztürk, dernek adına Edremit Belediyesi’ne ‘depremsellik ve bundan sonraki imar uygulamaları’ konusunda bir dizi öneri sundu. Öztürk, “6 Şubat’ta hepimizin içine bir ateş düştü. Kesin sonuçları henüz tam olarak tespit edilememiş olsa da, yıkımın büyüklüğü ortadadır. Önlenmesi mümkün olmayan ve zamanı da tam olarak belirlenemeyen bu doğa olayına karşı, yeterli ölçüde hazırlıklı olmadığımız bir kere daha görülmüştür. Elbette deprem sonrası arama kurtarma, lojistik destek, iaşe, geçici barınma, enkaz temizleme, defin işlemleri vb. ile yeni bir yaşam kurulması konularını bir bütün olarak yürütmek önemlidir. Ancak deprem öncesi yapılması gerekenler çok daha büyük bir önem taşımaktadır. Zira ülkemizde yıkımdan sonra çözümler aramak yerine, yıkılmayacak binalar yapmak artık zorunlu hale gelmiştir. Depreme dayanıklı kentler oluşturmak ve bu tür acıları, kayıpları bir daha yaşamamak için, felaketten çıkartacağımız en önemli ders bu olmalıdır” dedi.

 

Edremit Çevre Derneği’nin Edremit Belediyesi’ne verdiği dilekçede öneriler şöyle sıralandı:

 

“6 Ekim 1944’de meydana gelen büyük Körfez depremin 7.0 şiddetinde olduğunu ve bu fayın tekrar deprem üretme potansiyeli taşıdığını bilim insanları ifade etmektedir. Ayrıca Edremit’in bazı bölgelerinde zemin, tamamında ise bina yeterliliği açısından önemli sorunlar olduğu bilinmektedir. Bu nedenlerle, yurttaşlarımız haklı olarak son günlerde yaşam alanlarının ve konutlarının ne kadar güvende olduğunu merak etmektedirler. Bu hususun, bireyleri yapı denetim bürolarına yönlendiren ve mecbur bırakan bir düzenleme çerçevesinde aşılabilmesi mümkün değildir. Sorunun gerçekçi yöntemlerle ve kamucu bir anlayışla çözülmesi gerekmektedir. Yarın bizim ilçemizde de “sesimi duyan var mı?” diye bağırmak istemiyorsak, acil olarak bir proje başlatmak zorunludur. Bu projenin yürütülmesi de Edremit Belediyesi’nin görevi olmalıdır. Yurttaşlarımız talepleri toplanarak aşağıda aktarılmıştır:

1-) Özel bir “Afet Hazırlık” birim oluşturulmalı, yeterli personel ve ekipmanla donatılmalıdır,

2-) Mevcut diri fay hatları imar planlarına işlenmeli, ilçemizin “depreme dayanıklı kent” olmasını sağlamak için bir ortak plan hazırlanıp kamuoyuyla paylaşılmalıdır.

3-) Fazla zaman kalmadığı gerçeğiyle davranılarak, mevcut bina stokuna yönelik bir hızlı tarama (tespit projesi) başlatılmalı, ücretsiz bina dayanıklılık testleri yapılmalıdır,

4-) 2000 yılı öncesi eski deprem yönetmeliğine göre yapılan, kat sayısı fazla olan ve imar barışına girmiş bulunan binalar öne alınarak yapılacak bu testlerde, deprem mevzuatı ve doğal afetlere karşı dayanıklılığın belirlenmesi esas alınmalıdır,

5-) Test sonuçlarına göre güçlendirme yapılması gerekliliği tespit edilen binalar olursa sahiplerine durum yazılı olarak bildirilmeli ve maddi destek sağlanmalıdır,

6-) Sorunlu olan yerlerde ise yurttaşlar bina sağlamlık raporu almaya yönlendirilmeli ve gerekiyorsa kentsel dönüşüm süreci başlatılmalıdır,

7-) Birinci derece deprem bölgesinde sıvılaşma özelliği bulunan Dalyan’ın satılması ve yapılaşmaya açılması planlarına, kazanç uğruna çok değerli tatlı su depolarımızın üzerindeki bu arazilerde konut imali girişimlerine asla izin verilmemelidir,

8-) Afetlerde toplanma alanları, köprüler ve viyadükler, hastane alanları deprem ihtimaline göre yeniden değerlendirilmeli, ilgili kamu kurumlarıyla da gereken koordinasyon sağlanmalıdır.

Bu hususların Belediye Meclisi gündemine alınmasını ve konunun önemi nedeniyle titizlikle değerlendirilmesini arz ederiz.”

Exit mobile version