HAYKOOP Başkanı Faruk Özen’den kooperatifçilik açıklamaları

Birleşmiş Milletler tarafından 2025 yılının Dünya Kooperatifçilik Yılı ilan edilmesiyle birlikte S.S. Balıkesir Bölgesi Hayvancılık Kooperatifleri Bölge Birliği Başkanı Faruk Özen açıklamalarda bulundu. Kooperatifçiliğin önemine değinen Faruk Özen, 2025 yılında kutlanacak Kooperatifçilik Yılında Kooperatifçiliği yaymak, yaygınlaştırmak, bilinmeyen yerlerde anlatmak ve kooperatif kurulmasını teşvik etmek istediklerini ifade etti.

8d85b6d9-acad-43f9-a1e4-e4b3a382c447

BALIKESİR HAYKOOP 2025 KOOPERATİFÇİLİK YILINA HAZIRLANIYOR

Birleşmiş Milletler tarafından 2025 yılının Dünya Kooperatifçilik Yılı ilan edilmesiyle birlikte S.S. Balıkesir Bölgesi Hayvancılık Kooperatifleri Bölge Birliği Başkanı Faruk Özen açıklamalarda bulundu. Kooperatifçiliğin önemine değinen Faruk Özen, 2025 yılında kutlanacak Kooperatifçilik Yılında Kooperatifçiliği yaymak, yaygınlaştırmak, bilinmeyen yerlerde anlatmak ve kooperatif kurulmasını teşvik etmek istediklerini ifade etti.

Düzenlediği basın toplantısında Kooperatifçilik yılının yanı sıra hayvancılık sektörüyle ilgili gelen soruları yanıtlayan HAYKOOP Başkanı Faruk Özen taklit ve tağşiş yapan firmaların tarım ve hayvancılığa büyük zarar verdiğini söyledi. Başkan Özen ayrıca Balıkesir’deki tüm kooperatiflerin birleştiği yapının kurmak istediği fabrikayla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

 

“13 YIL ARADAN SONRA BİR KEZ DAHA KOOPERATİFÇİLİK YILI İLAN EDİLDİ”

Basın toplantısında ilk olarak 2025 yılının Birleşmiş Milletler tarafından Kooperatifçilik Yılı ilan edilmesiyle ilgili açıklamalarda bulunan HAYKOOP Başkanı Faruk Özen bu yılın verimli olarak geçmesi için tüm kurum ve kuruluşlara çağrıda bulundu. Kooperatifçiliğin dünya genelinde büyük bir önem arz ettiğini dile getiren Faruk Özen şunlara dikkat çekti:

“Birleşmiş Milletlerin 19 Haziran 2024 tarihli oturumunda alınan kararla 2025 yılı Dünya Kooperatifçilik Yılı olarak ilan edildi. 2012 yılından sonra 13 yıl aradan sonra 2025 yılında da ikinci kez Dünya Kooperatifçilik Yılı ilan edilmiş olmasını çok anlamlı ve önemli buluyoruz. Bilindiği gibi birliğimiz Balıkesir’de 2004 yılından bu yana tarım alanında küçük aile işletmelerinin bir araya gelerek özellikle hayvancılık sektöründe sütten geçimini sağlayan insanların kurdukları kooperatifleri temsilcisiyiz. Yani bizler; yaptığımız iş gereği tarıma hizmet ederken diğer taraftan kooperatifçiliği hayatımızın merkezine almaya çalışıyoruz. Kooperatifçiliğin temel ilkelerini yaşamaya ve yaşatmaya çalışıyoruz. Bizim bununla ilgili mücadelelerimizi yakından takip edenler gayet iyi bilmektedir.

Burada 20 yıldır Balıkesir HAYKOOP bünyesinde daima kooperatifçilik bayrağı üst seviyeye çekilmeye çalışılıyor. Bütün yaşanan sorunlar kooperatifçilik ilkeleri içerisinde çözülmeye çalışılıyor. Bunun içinde dayanışma, yardımlaşma, ekonomik işbirliği var. Bugün dünyada bu kadar ayrışmanın yaşandığı bir dönemde ülkelerin hiçbir konuda birbirleriyle anlaşamadığı bir konuda 13 yıl arayla ikinci kez bir yılı kooperatifçiliğe adamaları ve bu konuda hemfikir olmaları da ayrıca anlamlıdır. Bizim içinde ne kadar anlamlı olduğunu tekrar tekrar ifade etmek istiyorum. Kooperatifçiliğin bütün toplumlara din, dil, ırk ayırt etmeksizin bütün toplumlara hitap ettiğini ve özellikle de dezavantajlı kesimler için başka bir çıkış yolu olmadığının en büyük nişanesidir, göstergesidir.

 

“KOOPERATİFLER DAHA İYİ BİR DÜNYA İNŞA EDİYOR”

Birleşmiş Milletler bunu karar olarak alıyor ve üye olan ülkelere tavsiye olarak gönderiyor. Bu konuda yıl boyunca çalışmalar yapmalarını tavsiye ediyor. Birleşmiş Milletler bu kararı alırken yine 4 tane önemli maddeyi ve temayı vurgulamak suretiyle bu kararı aldı. 2025 yılının Dünya Kooperatifçilik Yılı ilan edilirken “Kooperatifler daha iyi bir dünya inşa ediyor” temasıyla işlenecek. Hükümetlerin kooperatifler için elverişli ortam yaratması isteniliyor. Kooperatiflerin kamuoyunda farkındalık yaratması, yeni model liderler geliştirmesi ve iş birliğinin güçlendirilmesi isteniyor. Kurumların ve kalkınma ajanslarının eğitim, kapasite güçlendirme ve uluslararası iş birliğini kolaylaştırma yoluyla kooperatifleri desteklemesi isteniyor. Son olarak da kamuoyunun kooperatif kimliğini anlaması ve kooperatif girişimlerini desteklemesi tavsiye edildi.

 

“TÜM KURUMLARDAN DESTEK İSİTYORUZ”

Son maddeyi ele alacak olursak bilindiği üzere 20 yıldır biz Balıkesir’de kooperatifçilik bayrağını sürekli en üstte tutmaya çalışıyoruz. Yaptığımız tüm etkinliklerin özünde kooperatifçilik var. Kooperatifler eliyle de tabi ki çiftçilerimizin ekonomik yükünün güçlenmesi var. Bu konunun da altının çizilmesi bizim yıllardır ne amaç için uğraştığımızı da apaçık ortaya koyuyor. Buradan kooperatifçiliğin gelişigüzel bir uygulama olmadığını, kooperatifçiliğin dünyada karşılığı olan, eti, kemiği, ruhu olan bir oluşum olduğunu hatırlatmak isterim. Bunu tabi ki dünya anlıyor.

Dünyada şu anda çalışan nüfusun yüzde 10’u kooperatiflerde ve onların kurduğu şirketlerde çalışıyor. Yine dünya nüfusunun yaklaşık 2,6 milyarı kooperatif ortağı olduğunu biliyoruz. Türkiye’de bu rakamlar maalesef arzu edilen seviyelerde değil. 2025 yılında Dünya Kooperatifçilik Yılı vesilesiyle öncelikle Balıkesir özelinde valiliğimiz, belediyelerimiz, kalkınma ajansımız bizlere kooperatifçiliği daha ileri seviyeye götürecek kapıları açarak bizlerde 2025 yılını taçlandırmak talebindeyiz. Kooperatifçiliği yaymak, yaygınlaştırmak, bilinmeyen yerlerde anlatmak ve kooperatif kurulmasını teşvik etmek istiyoruz. Kooperatif kurulduktan sonra da bizim görevimiz devreye giriyor ve kurulan kooperatifleri en iyi şekilde çalışmasını sağlamak istiyoruz. Bunları Balıkesir’deki mahalli idarelerden talep ediyoruz.”

 

“BALIKESİR’DEKİ KOOPERATİFÇİLİK TÜRKİYE’DE İLK ÜÇ SIRADA”

HAYKOOP Başkanı Faruk Özen düzenlediği toplantıda Balıkesir’deki kooperatifçiliğin geldiği durum hakkında bilgiler verdi. Başkan Özen, “Kooperatif kelimesi İngilizceden geldiği için onu kültürle özdeşleştiremeyiz. Ancak onu imece boyutuna götürürsek elbette bu kültür bizde de var ve hiç bitmeyecektir. Bizim Türk insanı yardımseverdir ve dayanışmayı da sever. Ancak sıkıntımız şurada; biz resmi çerçevenin içerisinde bulunmaktan birazcık sıkılıyoruz. Kooperatifçilik muhasebesiyle, yönetim şekliyle, organlarıyla tam bir resmi kurumdur. Bu resmi kurum da profesyonel yönetim ister. Ancak biz daha çok amatör ruhlu bir ülkeyiz, duygularımız mantığımızın önüne geçiyor. Bu yüzden sorunlar yaşıyoruz.

Ancak 20 yıl öncesiyle bugünü kıyaslarsak çok iyi seviyedeyiz. Kooperatiflerin batmak üzere olanların kendini çok iyi kurtardığını biraz HAYKOOP’un da desteğiyle veya kendi çabalarıyla görüyoruz. Ama burada ilerlemeyecekse de kooperatifçilik sektörüne zarar vermemesi için belli bir kapasite gerekiyor. Bir kooperatifin gelişebilmesi için hangi alanda iş yapacaksa belli bir ticari kapasiteye ihtiyaç var. Bu kapasitenin altında kurulan kooperatiflerin şansları biraz az oluyor çünkü giderleri var. Biz bunlara komşu köyünüzle birleşin, güç birliği yapın, bir adım ötesine götürün ya da kooperatifinizi fesih edin ki sektöre zarar vermeyin noktasındayız. Ancak kapasitesi yüksek olup da yönetimsel sorun yaşayanlara da mutlaka gidip danışmanlık yapmak suretiyle destek veriyoruz. Balıkesir Türkiye’de kooperatifçiliğin yaşandığı en iyi üç ilden birisidir” diye konuştu.

 

“BALIKESİR OSB’DE 43 MİLYON TL ARSA FİYATI ÇIKTI”

Dünya Kooperatifçilik Yılı açıklamasının ardından hayvancılık sektöründe yaşanan sorunlara da değinen Faruk Özen ilk olarak üretici birliklerinin bir araya gelmesiyle oluşturulan Balıkesir Birlikler A.Ş’nin yaşadığı arsa krizine değindi. Başkan Özen, Balıkesir Organize Sanayi Bölgesinde kurmak istedikleri süt tozu fabrikasını Dursunbey’deki OSB’ye taşımaya karar aldıklarını ve bu süreci anlatarak, “Balıkesir’de farklı kanunla kurulmuş birçok üretici birlik var. Biz bir araya geldik. Zor olanı yaparak şirket kurduk. Toplamda 18 birlik hissedar oldu ve toplamda 42 bin üreticimizin temsil edildiği bir şirket kurduk. Bize OSB’de öncelikle bedelsiz yer verilebileceği söylendi.

Ancak daha sonra dönemin bakanı bu böyle olmaz bir hisse alınsın ortaklığınız olsun dedi. Biz de OSB’ye yüzde 1’lik bir hisse verdik. Sonrasında öyle de olmuyor kiralama bedeli olacak dediler. Tamam o da olur dedik. Derken hiç biri olmadı bize arsanın başkasına nasıl satılıyorsa benzer fiyattan satışı öngörüldü. Bunu 5 yılda ödeyeceğimiz için de 100 milyon TL’den fazla bir rakam çıktı. Daha sonra gerek valimiz, o dönemin belediye başkanı ve ticaret odası başkanımıza bu konunun yanlış yerlere geldiğini söyledik ve yarı yarıya bir indirim söz konusu oldu. Bizim arsanın fiyatını 43 milyona düşürdüler. Bunu da 2-3 yıl içinde ödememizi istediler ve ilk taksit için de hepimizi sıkboğaz ettiler. Şirket ortağı birliklerin tamamı kar amacı gütmeyen kuruluşlar olduğumuz için birikimlerimizi elimizden çıkarmamız mümkün değil. Bütün diyaloglarımız sonuçsuz kaldı. Derdimizi OSB heyetine anlatamadık. Biz fabrika yapacağımız fiyata arsa fiyatı talep edildi ki TKDK da arsa için hibe vermiyor. İşler orada istediğimiz gibi gitmeyince biz vazgeçme aşamasındayken Dursunbey’den bize teklif geldi, burada arsa bedeli yok denildi. Biz iptal edelim derken Dursunbey’de bir protokol imza töreni düzenledik” ifadelerini kullandı.

 

“GENÇ ANNELER GÜVENDİKLERİ KASAPLARDAN ALIŞVERİŞ YAPMALI”

Tarım ve Orman Bakanlığının zaman zaman açıkladığı taklit ve tağşiş listelerini de değerlendiren HAYKOOP Başkanı Faruk Özen, firmalardaki hataların sektöre olumsuz yansıyacağını dile getirdi. Özen şunları kaydetti:

“Bakanlığın taklit ve tağşiş ürün üreten firmaları açıklaması bizim sektöre olumsuz yansıyor. Biz bu tağşişlerin açıklanırken çok dikkat edilmesini istemiştik. Dikkat ederseniz Şubat, Mart ayındaki analiz sonuçları şimdi yayınlanıyor. Yani süre uzatılmış. Demek ki çok emin olamadılar veya emin olmak için bu kadar zaman beklediler. Tarım ve Orman Bakanlığı tabi ki gıda güvenliği üzerine titriyor. Dolayısıyla gıda güvenliği denince de biz ürettiklerimiz; etimiz, sütümüz, balımız, zeytin ve zeytinyağımız ve bunların türevleri ilk akla geliyor. Birincisi bu konuşla ilgili açıklamamızı yaptık. Ette çıkan o binde 1 gibi oranlar et sektörüne zarar vermedi.

Özellikle yeni nesil genç anneler, yeni jenerasyon, z kuşağı anneler çocuklarına titriyorlar. Şimdi bu çocukların süt içmesi lazım, yoğurt, peynir, et yemesi lazım. Anneler bunlardan imtina etmesinler. Güvendikleri. Bildikleri yerel kasapları kimlerse onlarla alışverişlerine devam etsinler. Et sektörü bu kadar basit bir haberle zarar görmemelidir. Ama dikkat ederseniz et sektörü üzerinde oyunlar oynanıyor. Dünyada hazır yapay et konularının olduğu bir dönemde et sektörüne zarar veriliyor. Burada da bundan şüphe duyulması lazımdır. Her duyduğumuz konuya da doğruymuş gibi bakmamamız lazım. Binde bir oranda çıkan ürün tenezzül edilmeyecek bir oran olduğu hem fikir olundu. Balıkesir’de de bir firmada çıktı. Tüm kamuoyu bunu bilsin; biz Balıkesir’de kooperatif olarak bir şarküteri işlettik ve rekabette geri kaldığımız için kapattık.

En son 95 liradan dana keserken 120 liraya kıyma satıyorduk. Bunun bize maliyeti 117 liraydı. Sadece sürüm olsun dedik. 87 liraya dana kıyma satıyoruz diye bütün Balıkesir’e ilanlar asıldı o dönemde. O dönem gerekli şikayetleri yapmıştık. O zaman gıdanın ucuzu olmaz, olursa da mutlaka bir hilesi olabileceğinin dikkat edilmesi gerektiğini söyledik. Bunların üzerine devletimiz titreyecek. Bugün kamu kurumlarının et ihalelerinde çok değişik rakamlarla gerçekleşiyor. Ben işlettiğimiz dükkanda hiçbir zaman kamudan ihale alamadım.

Çünkü şartnamede dana eti, dana kıyması yazıyor. Biz onu dana eti olarak hesaplıyoruz ama bizim verdiğimiz fiyatın yüzde 20-30 aşağısına başka firmalar ihaleyi kazandı. O zaman dana eti diye ihaleye çıkmayacaksınız kırmızı et çıkın diyoruz olmaz diyoruz. Süt sektöründe de Balıkesir’de iki firmamızın etikette yazanla üründeki değerlerin tutmaması nedeniyle sorun yaşıyorlar. O firmalardan bir tanesi şu anda süt bırakıyor. Panik havasında süt bırakıyor ki bu da az bir miktar değil. Balıkesir’de tekrardan süt piyasasını sıkıntıya sokabilecek bir oranda süt bırakıyor. İnşallah bundan sonra açıklanacak listede Balıkesir başta olmak üzere Türkiye’de gıda işi yapan firmaların daha duyarlı olmasını istiyoruz.”

Exit mobile version