GAZETECİLER İSMAİL KOCA VE AZİZ HAN’IN CANLI YAYINDA YÜCEL YILMAZ KAVGASI

TV100’de her hafta Sağlı Sollu Gündem adlı siyasi bir program hazırlayan gazeteciler Aziz Han ve İsmail Koca, dün akşamki canlı yayında birbirine girdi.

Saat 21.00’de başlayan Sağlı Sollu Gündem programının canlı yayın konuğu, AK Parti Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı ve Karesi Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’dı. Konuklarına gündeme ilişkin rutin soruların yanında zaman zaman can alıcı ve eleştirel sorular da yöneltildiği bilinen programın son konuğu Yücel Yılmaz’a çanak sorular yöneltildiğini söyleyip İsmail Koca’yı eleştiren Aziz Han, böyle bir program formatını kabul etmeyeceğini belirterek tepkisini dile getirdi.

Canlı yayında İsmail Koca’nın, Yücel Yılmaz’ı zorlamadan proğramı sürdürme eğilimine tepki gösteren Aziz Han, uzun süre ne yorum yaptı ne de soru sordu.

TV100 izleyicilerinin tanık olduğu bu tartışmada Yücel Yılmaz sessiz kalmayı tercih etti. Koca ve Han’ın program formatı konusundaki tartışması, sosyal medyada da geniş yankı buldu. İzleyenler, sosyal medya hesaplarında bu tartışmayla ilgili yorum ve eleştiri yaptılar.

Aziz Han, Koca’nın programdaki üslubu ve Yücel Yılmaz’a yaklaşımı sonrasında Facebook hesabında bir paylaşım yaptı. Han, “beni konu mankeni pozisyonuna düşürdün” sözleriyle Koca’yı eleştirdi.

Aziz Han bu paylaşımında TV100’deki programı kendi adına bitirdiğini ve bir daha bu programda yer almayacağını da duyurdu. İşte gazeteci Aziz Han’ın o paylaşımı:

İSMAİL KOCA’NIN YÜCEL YILMAZ HAYRANLIĞINI, HAYRANLIKLA İZLEDİM!..

“Sevgili kardeşim İsmail Koca ile birlikte hazırlayıp sunduğumuz ve dün akşamki son bölümünde AK Partili Karesi Belediye Başkanı ve Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sn.Yücel Yılmaz’ın canlı yayın konuğu olduğu ‘SAĞLI SOLLU GÜNDEM’ isimli siyasi tartışma programında sevgili partnerim İsmail Koca’nın ‘YÜCEL YILMAZ HAYRANLIĞINI’ hayranlıkla izledim..! Kardeşimin Yücel başkana olan duygularının bir gecede 180 derece dönüşüm kaydetmesine de çok şaşırmakla birlikte elbette memnun oldum..! İsmail Koca kardeşimin Yücel Yılmaz hayranlığı canlı yayın boyunca öylesine tavan yaptı ve kendisine karşı içinde bugüne kadar bastırılmış olduğunu düşündüğüm tüm duygu ve düşüncelerini öyle bir ortaya döktü ki, maşallah programı tek başına aldı götürdü..! Hal böyle olunca da 2.5 saatlik program boyunca merakla beklenen ve halkımız adına Yücel Yılmaz başkana ciddi bir soru sorma fırsatı bile bulamadığım gibi, önceden söz verdiğim Dursun Mirza ve Tuncay Kılıç başkanların canlı telefon bağlantılarına zorunlu katılım göstermemin ötesinde, stüdyoda tam bir ‘konu mankeni’ konumuna düşürüldüğümün de farkındayım..!

 

KİŞİSEL KAPRİS DEĞİL, PRENSİP MESELESİ…

Bu da göstermiştir ki; siyaset konusunda yüksek tahsili olan, 10 yıl iktidar partisinde aktif siyaset yapmış ve çeyrek asırdır da siyasi konuları yazıp çizen, hülasa ihtisas konusu ‘SİYASET’ olan benim gibi tarafsız bir gazetecinin böylesine taraflı bir siyasetin yapılır hale geldiği(!) sözde bir siyasi tartışma programında artık bundan sonra yeri olamaz, olmamalıdır da..! Dün akşamki söz konusu program, maalesef formatı ve orjini dışına zorlandığı ve bu durumun da benim tarafsız gazetecilik ve yayıncılık ilkelerimle bağdaşmamasının ötesinde, sevgili program partnerim İsmail Koca kardeşimle aramızda oluşan derin görüş ayrılıkları nedeniyle artık bu programa katılmamın imkanı kalmamıştır.. Kendisi, aynı zamanda isim babası da olduğu ‘SAĞLI SOLLU GÜNDEM’i bundan sonra TV100 yönetiminin uygun görmesi halinde tek başına veya bir başka meslektaşımızla birlikte sürdürebilir, sürdürmelidir de… Bu tavrımın bir kişisel ‘KAPRİS’ değil, tamamen prensip meselesi olduğunu şahsımı ve gazetecilik mesleğime olan saygımı bilenler kolayca anlayacaklardır.. Çünkü, televizyonlarda SİYASİ TARTIŞMA PROGRAMI yapmak ve yönetmek herhangi bir SPOR PROGRAMI yapmak ve yönetmekten çok daha farklı birşeydir..!

 

“EKS PROGRAM ARKADAŞIM İSMAİL KOCA…”

Neyse, bu vesile ile TV100 yönetimi, çalışanları ve ‘eks’ program partnerim İsmail Koca kardeşim başta olmak üzere ekranları başında bugüne kadar bizleri izleyen saygıdeğer TV100 izleyicilerine teşekkür ediyorum… Bu arada şu önemli 2 ayrıntıyı mutlaka belirtmeliyim; 1- Programın dün gece bu tatsız boyutlara gelmesinde canlı yayın konuğumuz Sn.YÜCEL YILMAZ başkanın hiçbir payı ve sorumluluğu bulunmamaktadır.. Yaşanan bu olumsuz tablo maalesef onun için de bir talihsizlik olmuştur.. Kendisine de ayrıca teşekkür ediyor, 31 Mart yerel seçimlerinde büyük başarılar diliyorum.. 2- Balıkesirin gururu TV100’ün kanal yönetimi ve çalışanlarının da bu olumsuzlukta hiçbir dahli söz konusu değildir.. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ederim.. Bu kararım inşallah sonuçları itibariyle hayırlara vesile olur.. Allahtan hayırlısı.. (ÖNEMLİ NOT: Sevgili televizyoncu kardeşimiz Murat Tozan, dün geceki programda yaşanan sıkıntıyı çok iyi gözlemleyip kendisine has üslubuyla farklı bir şekilde yorumlamış… Ona da ayrıca teşekkür ediyorum ve bende onları şuan sizlerle paylaşıyorum… İzleyin… Takdiri ve yorumu size bırakıyorum.”

İSMAİL KOCA’DAN AZİZ HAN’A CEVAP…

Aziz Han’ın bu paylaşımının ardından bu kez İsmail Koca’dan bir karşılık geldi. Facebook hesabından Aziz Han’a cevap veren İsmail Koca, “Doğru tespitlerimi dile getirmek beni o kişiye hayran mı yapıyor?” diye sordu.

Sert ifadelerle karşılık vermeyi tercih eden İsmail Koca’nın paylaşımı şöyle:

“Sevgili Aziz abi, mektubuna cevabımdır. Sevgili Aziz Han abim, mektubunu sosyal medya üzerinden ilettiğin için, cevabını da bizzat buradan sana ileteyim!
Sebebini bilemediğim şekilde, her programda beni İsmail Ok’çu, Zekai Kafaoğlu’cu ve son olarak ta Yücel Yılmaz’cı yapman sende kronik hastalık halini aldı. Allah tez zamanda şifa versin.
Takdir edersin ki, ulusal yayın yapan televizyondaki misafirlere canlı yayında, belediye yada siyasi parti başkanıysa “ Sayın Başkanım” kelimesini kullanmak, bir hayranlık yada 180 derece dönüşüm sinyali değildir!
Mesela hiç CHP’ye oy vermedim ama ; Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza, Balıkesir İl Başkanı Serkan Sarı ve Milletvekili Ensar Aytekin’e de, “Sayın Başkanım, Sayın Vekilim ve hoş geldiniz efendim” kelimelerini saygı ve sevgi ifadesi olarak kullandım. Bu ifadelerimden sonra da, ne CHP’li oldum nede hayranlık besledim! Sadece işimin parçası olan bir bölümü ifa ettim hepsi o kadar..
Mesela, Balıkesir’de siyaseti takip edenler, A.Edip Uğur’u en çok eleştirenlerden biri olarak hatırlar beni.
Ama yine aynı ben, Uğur’un liderlik vasfını, zeki ve köklü siyasi yapısıyla son yılların en güçlü figürü olduğunu, vizyon ve yöneticilik kabiliyetinin üst düzey kalibreye sahip olduğunu, Balıkesir AK Parti içerisinde tartışmasız ve en büyük güç sahibi olduğunu söyledim, söylerim!
Doğru tespitlerimi dile getirmek beni o kişiye hayran mı yapıyor?
Eleştiriyorum diye, kişilerin iyi ve güzel yanlarını, üstün özelliklerini yok sayıp linç mi etmeliyim?
Yücel Yılmaz, her siyasetçi gibi, her belediye başkanı gibi, şahsen hatalar yapan ve yapabilecek potansiyelde binlerce siyasi aktörden birisi.
Ve yine Yücel Yılmaz, her belediyede var olan etrafındaki kadro yapısıyla hatalar yapmaya müsait ve yapan bir büyükşehir belediye başkan adayı.
Ama aynı Yücel Yılmaz’ı, rakiplerinden ayıran farklı ve takdir edilmesi gereken özellikleri de mevcut!
Peki öyleyse soruyorum!
Kendisine “ Sayın, Efendim, Başkanım” hitaplarım mı seni bozdu?
Mesela ne önerirdin?
Birader, kardeş, lan-lun falan mı yapmalıydım?
Yılmaz’a, “Başarılı, genç, vizyon sahibi, ekip çalışması ve ortak akıla önem verdiğini” söylediğim cümleler mi beni 180 derece döndürdü?
Daha önce, yada senin ifadenle 1 gecede neredeydim, program sonrası nereye döndüm?
Mesela “Çapsız, tipsiz, başarısız, beceriksiz” gibi cümleler kuracağımı mı ilettim sana 1 gece önce ?
Yada kahve ve sokak muhabbeti düzeyinde seviyesiz bir üslup ile dayanağı olmayan iddiaları mı sormalıydım canlı yayında?
Pardon ama, senin ağzını bağlayan mı vardı, senin iddiana göre benim 180 derece dönüp soramadıklarımı sen sorsaydın ya çeyrek asırlık gazeteci olarak. 
Mikrofon mu yoktu, ağzını mı bağladım?
Her hafta ev sahibi olarak yer aldığın, üstelik kendini siyasi uzman olarak takdim ettiğin program sonrası, 25 yıllık gazeteciyi saksı durumuna düşürdüğümü söylemen tam bir talihsizlik, üzüldüm! 
Gelelim programın formatınaaaaaa!
3 gün önce spor programında 1,5 saat misafir ettiğim kişiyi, 2.5 saatlik siyaset içerikli Sağlı Sollu Gündem’de tekrar ekrana çıkartmak için ısrar eden abimiz, format konusunda vaaz edecek son kişidir. Sakın bir daha böyle saçma konulara girme, iş uzar gider!
Ve veda mesajın!
Daha önce de program yaptık seninle, yine birlikteydik.
Hatırlarsan, ben ayrıldığımda sessizce gitmiştim, keşke sende bunu becerebilseydin, üzüldüm.
TV 100, Balıkesir’in bir değeri ve sende biliyorsun ki, hiçbir bedel almadan, sadece memleketimiz insanına sesimizi, düşüncelerimizi ve konuklarımızı takdim ettiğimiz güzel bir mecra.
Sahibi dilerse ekranı başka isimlere verir! Kime ne?
Sahibi dilerse seninle benimle devam eder, kime ne?
Sahibi diler ancak sen yada ben yer almayız kime ne?
Bu kadar büyütülecek bir konu değil ama madem mektup buradan geldi ehh cevabın buradan olması da daha uygun oldu.
Sevgili Aziz abim, yolun bahtın gönlün açık olsun, bol şans!
Merak ettiğin, iddia ettiğin 180 derecelik dönüş içinde hem sana hem Balıkesir’e fikrimi söyleyerek bitireyim istersen ve dilersen sende konuyu üstüne cevap vererek uzatma!
Yücel Yılmaz’da, İsmail Ok’da şahsıma ait bir oyu almak istiyor ise, gelecek ikna edecek!
Son not meraklı fan üyen tozana olsun..
Kardeş, eleştirini, yorumunu, düşünceni yaz, sıfır sıkıntı ama
Beni, yazdıklarını okuyabileyim diye, gönderilerine 88 kere etiketleyerek çapsızlığını ifşa etme olur mu?
Öpüldünüz..”

Exit mobile version