ÖMÜR BOYUER
Covid-19 hayatın her alanını olumsuz etkiledi ve etkilemeye de devam edecek gözüküyor.
Çok şeyler yazıldı, dünya çapında araştırmalar yapılıyor. Bu beladan kurtulmanın çareleri aranıyor. Alınan mesafeler var. Ancak bugünden yarına çözüm üretecek bir çıkış yolu maalesef söz konusu değil.
Koruyucu önlem olarak yapılan aşı çalışmalarında her şey yolunda gitse bile en iyimser tahminle önümüzde beklememiz gereken aylar var.
Tüm uyarılara, konulan kurallara rağmen salgın kontrolden çıkmış durumda. Her ne kadar yetkililerce dillendirilmese bile filyasyon zincirinin koptuğu gerçeği ile yüz yüzeyiz. Yoğun bakım üniteleri dolmuş ve hastaneler cevap veremez halde.
Maske ve Mesafe Kuralına uymak bu gidişatı yavaşlatabilmenin, kontrol altına alabilmenin, durdurabilmenin tek yolu olarak dile getiriliyor.
Her birey, her kurum ama herkes bu kuralları uygulamak zorunda.
Uzmanları dinliyoruz, yazılanları okuyoruz, neredeyse hemen herkes 14 kuralı ezberlemiş durumda.
Bilinçlenmede büyük sorunlar olduğunu sanmıyorum.
İki yerde sorun gözüküyor…
İlki insanoğlu olarak bencil yapımızdan da kaynaklanıyor olsa gerek, ortak yaşamın gereği topluma karşı olan sorumluluğumuzun gereğini yapmıyor olmamız. Bu bireyden tutun, iktidarıyla muhalefetiyle siyasi iradeye kadar toplum katmanlarının hepsinde söz konusu.
İkincisi ise doğru sanılan yanlışları uyguluyor olmamız.
Çevirisini Prof. Dr. Ali Doğan Bozdağ’ın yaptığı çalışmadan ve analizlerinden bahsetmek istiyorum.
Çalışma iki başlık altında yapılmış.
Ofis, Restoran ve Otobüs örnekleri ile ortaya konan ilk başlık;
NE OLDU, NASIL ÖNLENİRDİ? Şeklinde…
Oda, Bar ve Okul örnekleri ile ortaya konan ikinci başlık ise;
KORONAVİRÜS HAVADAN NASIL BULAŞIR?
Yararlanılan kaynaklar ise: ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, Guangzhou ve Hangzhou Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, Johns Hopkins Sağlık Güvenliği Merkezi, İspanya Ulusal Araştırma Konseyi’nin Çevresel Değerlendirme ve Su Çalışmaları Enstitüsü, Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi, Uluslararası Hava Kalitesi ve Sağlığı Laboratuvarı (WHO, Queensland), Güney Kore Hükümeti…
Tamamını buraya aktarmanın imkansız olduğu bu analiz, toplam 26 sayfadan oluşuyor.
Kısaca özetlemek gerekirse…
Analiz, şu şekilde iki önemli not ile başlıyor.
Önemli not 1:Örneklerde sözü geçen maskeler gerçek maskelerdir. Gerçek maskelerde üç tabaka olup orta tabakada “Meltblown” filtre vardır. Satın alacağınız kutunun üzerinde “Meltblownfiltre”yazdığından emin olun çünkü kutu üzerindeki yazılar üreticiyi yasal olarak bağlamaktadır.
Önemli not 2:“Aerosol” sözcüğü bu çalışmalarda içinde aktif virüs taşıyan ve havada saatlerce asılı kalabilen 100 mikrondan küçük damlacıkları tarif etmektedir.
Maskelerle ilgili belki birçok kişinin bildiği ama benim bilmediğim; kutularda “Meltblown filtre”yazmasının gerekliliği oldukça önemli.
Hatırlayalım…
Birinci başlık NE OLDU, NASIL ÖNLENİRDİ?…
Ofis olarak Güney Kore Seul’debulunan 19 katlı iş merkezinin, 11.katın bir kısmında doğal havalandırmanın olmadığıkapalı ortamda 13 kişinin çalıştığı çağrı merkezinde yaşananlar örnek verilmiş.
OLAN ŞU…
Söz konusu çağrı merkezinde toplam 137 kişi çalışıyor. Her bir çalışma masasında 13 personel bulunuyor. Çalışma masasının birinde 9 kişi pozitif çıkıyor. Kapalı ortamın etkisiyle 137 çalışandan 79’u (%57,6) uzun süre boyunca kapalı ortamda ve yakın temasta olmalarından dolayı covid-19’a yakalanıyor.
Dikkat çeken durum ise iş merkezinin 11. Katında pozitif çıkanların sayısı, 11. Katta çalışan toplam sayısının çok azını oluşturuyor olması. Çağrı merkezi dışında 11. Katta diğer iş yerlerinde çalışanlardan sadece 5 kişi enfekte oluyor.19 katlı binada diğer tüm katlarda ise toplam vaka sayısı ise 3 kişi.
Yani 11. Kat dışında binanın geri kalanında, lobileri, asansörleri ve diğer ortak alanları paylaşmalarına rağmen kontrollerden geçen 927 kişiden, binde 3’e karşılık gelen yalnızca 3 kişi pozitif çıkıyor.
Seulyetkililerinin raporuna göre,binanın farklı katlarında çalışanların asansör ve lobi gibi ortak kullanım alanlarında birbirleri ile karşılaşmalarına ve bu karşılaşmaların bazen oldukça uzun sürmesine rağmen virüsün yayılması büyük ölçüde masalarda oturan çalışanların olduğu odayla sınırlı ve temas süresi enfeksiyonu yayan başlıca etken.
NASIL ÖNLENİRDİ? Sorusuna raporda getirilen açıklama ise şunları kapsıyor.
Enfekte partikülleri azaltmak için doğal havalandırma olsaydı, tele çalışma veya esnek çalışma desteklenerekçalışanlar masada çapraz olarak 2 metre mesafeyle otursalardı, önceden dezenfekte edilmeden iş arkadaşlarının kendi aralarında malzeme veya ekipman paylaşımı önlenseydi, yoğunlaşmadan ve fiziksel temastan kaçınılsaydı şayet; rapor bu yaşananların büyük oranda önleneceğini öngörüyor.
Raporda verilen Restoran örneği de aşağı yukarı, yukarıdaki örnekle benzer, ama Çin’de Budist törenine iki otobüsle katılım sağlayan gurupta yaşanan otobüs örneği dikkat çekici.
ABD’li ve Çin’libilim insanları bu vakayı incelemişler. Otobüsün birinde 60 kişi diğerinde 68 kişi olmak üzere toplam 128 kişilik bir gurup. Otobüsün birinde bir kişinin yüzünden mesafe önemli olmaksızın toplam 23 kişi enfekte oluyor. Budist törenlerinde diğer otobüsteki arkadaşlarıyla karışmalarına rağmen diğer otobüste olan hiç kimsede pozitif çıkmıyor.
Araştırma, Ofis ve Restoranda olduğu gibi, enfeksiyonun yayılma mekanizması;pencerelerin kapalı olması ve kapalı devre çalışan klimanın aerosoller ve damlacıkları daha uzağa yaydığını ortaya koyuyor.
Yapılan birçok çalışma, hijyen, mesafe ve özellikle de gerçek maskelerin kullanılması
koşuluylatoplu taşımanın düşük riskli olabileceğini gösteriyor.
Raporun ikinci başlığı KORONAVİRÜS HAVADAN NASIL BULAŞIR?
Koronavirüsünbaşlıca bulaş yolunun enfekte olmuş kişinin konuşması veya öksürmesi ile yayılan damlacıkların yakında bulunan insanların gözlerine, ağzına veya burnuna ulaşmasıyla olduğunun altını çizen raporda; “Eşyalardan bulaşır diye korkmayalım artık” şeklinde bir açıklama var.
Hastalık taşıyan mikroorganizmaları üzerinde bulunduran ve insanlara bulaşmasına sebep
olan cansız objelere “Fomit” deniyormuş. Örneğin üzerinde aktif virüsleri taşıyan plastik,
cam, metal objeler. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC), fomitlerdeki virüsler
nedeniyle hastalığa yakalanma riskinin çok az olduğunu artık kabul etmiş durumda. Avrupa Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (ECDC) de fomit kaynaklı tek bir Covid-19 vakası
saptanmadığını bildirmiş.
Yani en tehlikeli ve belki de tek bulaş yolu aerosollerinolabilileceğini ve enfekte kişinin nefes alıp verdiğinde, ortama salınan aerosollerin solunması ile hastalık bulaştığına dikkat çekilmiş.
Enfekte olmuş bir kişinin, havalandırması olmayan bir odayı bir saat içerisinde,aerosollerle doldurduğu düşünülürse, yaşadığımız ortamların doğal havalandırılmasının ne kadar önemli olduğu anlaşılıyor.
Yapılan çalışmalar enfekte bir kişinin ortama konuşurken yaydığı parçacıkların sessiz kalmasına göre 10 kat, bağırırkenise 50 kat daha fazla olduğunu ortaya koyuyor.
Buradan hareketle gürültünün çok olduğu eğlence mekanlarında yayılımın çok hızlı seyrettiği bar örnekleri raporda yer alıyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nin Washington Eyaletinde yapılan bir koro provasında yaşananları da aktarmak istiyorum.
Koronun 120 üyesinden sadece 61’i provaya katılıyor, güvenli mesafe ve hijyenönlemlerinin sağlanması için çaba dagösteriliyor. Ancak bilmedikleri bir maksimum risk senaryosu içinde oldukları. Maske yok, havalandırma yok, şarkı söylüyorlar ve uzun bir süre boyunca aynı havayı soluyorlar. Sadece bir enfekte kişi virüsü iki buçuk saat içinde 53 kişiye bulaştırıyor. Enfekte olanlardan bazıları 14 metre uzakta, bu nedenle bulaşmanınyalnızca aerosoller yoluyla olduğu sonucuna varılıyor. Virüsün bulaştığı iki kişi ise hayatını kaybediyor.
Prova daha fazla havalandırılan bir alanda ve daha kısa tutulan bir sürede yapılsaydı, sadece iki şarkıcı enfekte olacaktı diyor bilim adamları.
Yaşanan örneklerle hazırlanan bu rapor dediğim gibi 26 sayfa veortaya konulan senaryolar konunun anlaşılması için oldukça çarpıcı ve önemli.
Özeti bile uzun süren rapor aslında tek bir cümleye sığıyor.
Gerçek Maske-Mesafe-Doğal Havalandırma-Ortamda kalma süresi ve tabii ki hijyenkurallarına uyulduğu sürece neredeyse yok denecek kadar riskin az olduğu…
Hastalığı önlemek için önce kontrol altına almak gerekiyor. Senaryolarla desteklenen bahsettiğim analiz ise bulaşmayı kontrol edecek nasıl bir anahtara sahip olduğumuzu ortaya koyması açısında oldukça önemli.