Balıkesir’de öldürülen üniversite öğrencisi Ata Emre Akman’ın annesi Zuhal Akman, yaşadıkları acı dolu geceyi anlattı
“Olay gecesi sabaha karşı eşime bir telefon geldi. Polis, ‘Oğlunuz bir bıçaklanma olayına karıştı, ağır yaralı ve ameliyata alındı, buraya gelmeniz gerekiyor’ dediğinde eşim ağlamaya başladı. Hemen Balıkesir’e doğru yola çıktık. Hava yağmurlu ve sisliydi, tuhaf bir geceydi.
Yoldayken eşim hastaneyi aradı, ancak ‘Ata Emre Akman diye bir hasta yok’ deniliyordu. Çünkü artık yoktu. 150-180 kilometre hızla Balıkesir’e vardık. Acil servisten çıktığımızda sadece 5 dakika sonra morgdaydık ve ikinci raftan oğlumuzu çıkarıyorlardı. Sonra sedyeyi aşağı indirdiler, örtüyü açtım. Ata olduğu söyleniyor ama Ata değildi. Ata olamazdı çünkü saçları kısaydı. Bilmiyordum ki, saçlarını kestirmiş; Anneler Günü’nde bana sürpriz yapacakmış.
Her tarafını açtım ve baktım. Otopsiden sonra bütün izleri, her şeyi gördüm. Sonra yetkililere ‘o sedye beni kaldırır mı?’ diye sordum ve Ata’nın yanına çıkıp yattım, biraz sarıldık. Çünkü bir daha sarılıp yatma şansımız olmayacaktı. Ellerim kanlanmıştı. Bir müddet sonra artık Ata’dan ayrılmam gerekiyordu. Sonra tabut geldi, oradaki görevli, birisine ‘el atın da kaldıralım’ dedi. ‘Ben annesiyim, ben çocuğumu kaldırırım’ dedim. Kaldırdım, kuş gibiydi. Zaten Ata, Ata’ya benzemiyordu. İnsan bir anda mı değişir?”
Zuhal Akman’ın bu yürek burkan anlatımı, bir annenin evladını kaybetmenin tarifsiz acısını gözler önüne seriyor. Bu trajik olay, sadece Akman ailesini değil, tüm Balıkesir halkını derinden etkiledi.