AK Parti Balıkesir Milletvekili ve Adalet Komisyonu Katip Üyesi Av. Belgin Uygur, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nde 28 Şubat konulu konferansta bir konuşma yaptı. Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleşen “Postmodern Darbe 28 Şubat” konulu Konferansta, Önceki Dönem İçişleri Bakanı, AK Parti MKYK Üyesi ve Bursa Milletvekili Efkan Âla ile birlikte öğrencilere hitap etti.
28 Şubat postmodern darbesinin yıldönümü sebebiyle,AK Parti Genel Merkez İnsan Hakları Başkanlığı tarafından düzenlenen ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nde gerçekleşen konferansta önce kısa bir film gösterimi oldu. Ardından Milletvekilleri Belgin Uygur ve Efkan Âla konuşmalarını gerçekleştirdiler. Son olarak öğrencilerden gelen soruları cevapladılar.
Milletvekili Uygur şöyle konuştu:
“Türkiye tarihine post modern darbe olarak geçen, toplum ve siyaset üzerinde derin izler bırakan 28 Şubat’ı geride bırakalı 23 yıl oldu.28 Şubat süreci, klasik darbelerin aksine, belirli bir zamana yayılan ve sivil aktörlerin katılımının olduğu bir süreçti. Seçimle gelen iktidar, korku senaryoları üretilerek asker eliyle yıkıldı. Refah Partisi kapatıldı, yöneticilerine siyasi yasak konuldu. Darbe, başarılı bir algı operasyonuydu. Bütün fatura da milletimize kesildi. 28 Şubat’ta onlarca banka batırıldı, Türkiye milyarlarca dolar zarara uğratıldı. Dönemin kudretli bir paşası ’28 Şubat bin yıl sürecek’ demişti. 28 Şubat bin yıl sürmedi ama ülkeye verdiği hasar hala devam ediyor.
Türkiye’de o dönem ‘şeriat geliyor’ söylemleriyle suni bir gündem oluşturularak, siyasi, ekonomik ve toplumsal bir travma yaşatıldı. Özellikle başörtülü öğrencilere ağır bir linç kampanyası başlatıldı.Benim de o dönemde öğrencisi olduğum İstanbul Üniversitesi‘nde de eşine az rastlanır bir zulme imza atıldı. Bir gün önce okulumuza başörtülü olarak devam ederken, ertesi sabah okulun kapısına gittiğimizde başörtülü olarak okula giremeyeceğimiz söylendi. Okulun bahçesinden dahi içeri alınmadık.
28 Şubat sürecini, sadece 28 Şubat 1997 günü Milli Güvenlik Kurulu toplantısındaki 18 maddenin dayatılmasından ibaret görmemek gerekir.28 Şubat darbesi, kaos planlarının adım adım uygulandığı uzun soluklu bir süreçti. Bunda o dönemin bir kısım medyasının etkisi büyük oldu.Genellikle darbelerde medya üzerindeki kontrol darbe başarılı olduktan sonra kurulurken, 28 Şubat darbesinde ise tam tersi olmuş; darbeden önceki zaman diliminde, medya attığı manşetlerle eşi benzeri görülmemiş bir algı yönetimi yapmıştır.
Muhafazakar kesim etiketlenmiş, ötekileştirilmiş, fişlenmiş, disiplin cezaları verilmiş, görevden uzaklaştırılmış, itibarsızlaştırılmış ve memuriyetten, yönetim kademelerinden, siyasetten tasfiye edilmiştir.Askerler,Türk politikasını tamamen kendi tahayyüllerindeki gibi şekillendireceğini umarken, AK Parti’nin 2002 seçimlerini kazanıp iktidara gelmesiyle Türkiye vesayetçi günlerini geride bırakmıştır. Muhtar bile seçilemez dedikleri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde kurulan AK Parti, ‘muhafazakâr demokrat’ bir parti olarak kurulmuş, siyasal, ekonomik, kültürel alanda büyük bir dönüşümü Türkiye’de gerçekleştirmiştir.”