Dünyanın önde gelen ticari alacak sigortası şirketi Allianz Trade, 2024 yılına dair iflas beklentilerini içeren Küresel İflas Raporu’nu yayınladı.
Rapora göre, 2024 yılında küresel ticari iflaslarda %11’lik keskin bir artış bekleniyor. Bu artış, 2025’te %2 daha yükselerek iflasların zirve yapacağına işaret ediyor. İflas oranlarının 2026’ya kadar yüksek seviyelerde kalacağı ve o yıl itibarıyla durulacağı tahmin ediliyor.
Raporda, küresel toplam GSYH’nin yarısından fazlasını oluşturan birçok ülkede iflasların çift haneli oranlarda artacağı vurgulandı. Özellikle ABD ve Almanya’da iflasların 2025 yılında %12 ve %4 oranında artması, 2026’da ise bu ülkelerde %4’lük bir düşüş yaşanması bekleniyor. Fransa ve Birleşik Krallık gibi ülkelerde ise iflas oranlarının daha ılımlı bir şekilde düşmesi öngörülüyor.
Türkiye’de İflas Oranı Dikkat Çekiyor
Türkiye de raporda iflas oranı yüksek ülkeler arasında yer aldı. Türkiye’deki iflasların %20 oranında artacağı tahmin edilirken, bu artışın yüksek finansman maliyetleri ve ekonomik yavaşlama gibi faktörlerden kaynaklandığı belirtildi.
Allianz Trade CEO’su Aylin Somersan Coqui, ticari iflaslardaki küresel artışın, pandemi döneminde şirketleri koruyan ekonomik desteklerin sona ermesinin ardından beklenen bir sonuç olduğunu vurguladı. Süregelen jeopolitik belirsizlikler ve dengesiz finansman koşulları da bu artışı tetikleyen önemli etkenler arasında yer alıyor.
İnşaat ve Perakende Sektörleri Risk Altında
Raporda, özellikle inşaat, perakende ve hizmet sektörlerinin iflaslardan en fazla etkilenen alanlar olduğu belirtiliyor. Bu sektörlerde artan iflas oranlarının, istihdam üzerinde de ciddi bir tehdit oluşturacağı ifade ediliyor.
Düşük Faiz Oranları Çare Olabilir mi?
Raporda, faiz oranlarının kademeli olarak düşürülmesinin iflaslar üzerinde sınırlı bir etkisi olacağı vurgulanıyor. Düşük faiz oranları, borçlanma maliyetlerini azaltarak şirketlere kısmen rahatlama sağlayabilir. Ancak Allianz Trade iflas araştırmaları baş analisti Maxime Lemerle, düşük faizlerin iflaslardaki genel artışı tam anlamıyla durduramayacağını belirtiyor.
Sonuç olarak, küresel ekonominin karşı karşıya olduğu riskler ve eğilimler doğrultusunda, ticari iflaslarda ciddi bir artış yaşanacağı ve bunun dünya genelindeki birçok sektörü olumsuz etkileyeceği öngörülüyor.