Piyasalarda, merkez bankalarının para politikalarına yönelik belirsizlikler varlık fiyatlarını etkilemeye devam ediyor.
Fed Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC), politika faizini beklentiler dahilinde değiştirmeyerek 23 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 5,25-5,50 aralığında sabit tuttu.
Fed’den yapılan açıklamada son göstergelerin ekonomik aktivitenin “sağlam” hızla genişlediği belirtilerek, istihdam kazanımlarının geçen yılın başından bu yana yavaşladığı ancak güçlü kalmayı sürdürdüğü aktarıldı.
Kararın ardından açıklamalarda bulunan Fed Başkanı Jerome Powell, enflasyonun sürdürülebilir şekilde düştüğüne dair güven duymak için devam eden kanıtlara ihtiyaçlarının olacağını belirterek, politika faizinin muhtemelen zirvede olduğuna ve ekonominin beklendiği gibi seyretmesi halinde bu yıl faiz indirimlerine başlamanın uygun olacağına inandıklarını dile getirdi.
Powell, marta kadar faiz indirimi için gereken güven düzeyine ulaşılmasının muhtemel olmadığını düşündüğünü de ifade etti.
ABD’de açıklanan makroekonomik veriler karışık sinyaller vermeyi sürdürürken, tarım dışı istihdam ocakta 353 bin kişi artarak piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşirken, işsizlik oranı değişim göstermeyerek yüzde 3,7 ile beklentilerin altında kaldı.
Ülkede ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı 27 Ocak ile biten haftada 224 bine yükselerek beklentileri aştı.
Fed’in dikkatle izlediği ortalama saatlik kazançlar da aynı dönemde yüzde 0,6 ile piyasa beklentilerinin üzerinde artarak 34,55 dolara yükseldi. Ortalama saatlik kazançta bu dönemde kaydedilen artış Mart 2022’den bu yana en büyük artış oldu.
İş gücü piyasasının gücünü koruduğunu gösteren verilerin ABD ekonomisinde resesyon beklentilerini azalttığını belirten analistler, Fed’in faiz indirimlerine öngörülenden daha geç başlayabileceğine yönelik ihtimallerin kuvvetlendiğini aktardı.
Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee de istihdam raporunun ardından yaptığı açıklamada, iş gücü piyasasının gücünü korumasının Fed’in istihdam politikası açısından endişeleri azaltacağını bildirdi. Goolsbee, ocak ayı verilerine göre toplam çalışma saatlerindeki zayıflığın manşet verilerin öne sürdüğü kadar güçlü olmadığını gösterdiğini dile getirdi.
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed’in martta faiz indirimlerine başlayabileceğine yönelik tahminler yüzde 38 seviyesinde bulunurken, bankanın mayıs toplantısında ise yüzde 94 ihtimalle faiz indirimine başlayacağı tahmin ediliyor.
Öte yandan düzenlediği basın toplantısında, küresel ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, merkez bankalarının para politikasında erken gevşeme riskinin “biraz geride kalma” riskinden daha yüksek olduğunu ifade etti.
Dünya ekonomisinin bir yıl öncesine kıyasla korkulandan daha dirençli olduğunu kanıtladığını belirten Georgieva, enflasyonun tahmin edilenden daha hızlı düştüğünün görüldüğünü aktardı.
Söz konusu gelişmelerle, ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi hafta içinde yaklaşık 33 baz puanlık gerilemeyle yüzde 3,81’e inerek bu yılın en düşük seviyesini test etmesinin ardından güçlü gelen tarım dışı istihdam verilerinin etkisiyle yüzde 4,03 seviyesine çıkarak haftayı tamamladı.
Yükseliş eğilimini üst üste beşinci işlem gününe taşıyan dolar endeksi, haftayı yüzde 0,4 artışla 103,9 seviyesinden kapattı.
Önceki hafta, yüzde 0,5 azalışla 2 bin 19 dolardan haftayı tamamlayan altının ons fiyatı, geçen hafta yüzde 1 yükselişle 2 bin 40 dolardan kapanış gerçekleştirdi.
Brent petrolün varil fiyatı ise önceki hafta yüzde 6,2 artışla 83,1 dolara çıkarken, geçen hafta İsrail ile Hamas’ın ateşkes konusunda anlaşmaya yakın olduğuna ilişkin haber akışının da etkisiyle yüzde 6,9 düşerek 77,4 dolara indi.
New York borsasında teknoloji hisseleri öncülüğünde pozitif seyir izlendi
ABD’de beklentileri aşan istihdam verilerinin ardından Fed’in faiz indirimlerine öngörülenden daha geç başlayabileceğine yönelik ihtimallerin güçlenmesine karşın teknoloji şirketlerinin güçlü gelen finansal sonuçlarının etkisiyle New York pay piyasaları geçen haftayı pozitif seyirle tamamladı.
Geçen hafta perşembe günü piyasaların kapanmasının ardından finansal sonuçlarını açıklayan ABD’li teknoloji devlerinden Apple, Meta ve Amazon’un hisselerindeki hareketlilik öne çıktı.
Meta’nın hisseleri, şirketin geçen yılın son çeyreğinde karını 3 katına çıkarması, gelirini yüzde 25 artırması ve ilk temettüsünü açıklaması sonrası yüzde 20’nin üzerinde değer kazandı.
Amazon’un hisseleri de şirketin gelirinin yüzde 14 arttığını bildirmesinin ardından yüzde 8’e yakın yükseldi. Apple’ın hisseleri ise şirketin Çin’de hayal kırıklığı yaratan satışları sonrası yüzde 0,5 geriledi.
Bilançolarını açıklayan ABD’nin büyük enerji şirketlerinden ExxonMobil’in hisseleri de karışık sinyaller veren finansal sonuçları sonrası yatay seyrederken, Chevron’un hisseleri şirketin temettüsünü yüzde 8 artırmasının ardından yüzde 3’e yakın değer kazandı.
Öte yandan geçen hafta açıklanan verilere göre, ABD’de Tedarik Yönetim Enstitüsünün (ISM) imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), ocakta 49,1 ile piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşti.
ABD’de JOLTS açık iş sayısı ise 2023 Aralık’ta 9 milyon 26 bine çıkarak öngörüleri aşarken, Conference Board tarafından açıklanan Tüketici Güven Endeksi de ocakta aylık 6,8 puan artarak 114,8 ile Aralık 2021’den sonraki en yüksek seviyesine çıktı.
Söz konusu gelişmelerle New York borsasında S&P 500 endeksi yüzde 1,38 ve Dow Jones endeksi yüzde 1,43 artışla tüm zamanların en yüksek kapanışını yaparken, Nasdaq endeksi yüzde 1,12 değer kazancıyla Aralık 2021’den bu yanan en yüksek haftalık kapanışını gerçekleştirdi.
5 Şubat ile başlayan haftada pazartesi günü S&P global hizmet sektörü PMI, çarşamba günü dış ticaret dengesi, perşembe günü toptan eşya stokları verileri takip edilecek.
Avrupa borsaları İtalya hariç geriledi
Avrupa borsalarında geçen hafta satış ağırlıklı seyir hakim olurken İtalya’da MIB 30 endeksi pozitif ayrıştı.
Enflasyon ve resesyon ikileminin en fazla hissedildiği bölge olarak bilinen Avrupa’da açıklanan veriler de karışık sinyaller vermeye devam ediyor.
Avro Bölgesi’nde Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), ocakta yıllık bazda yüzde 2,8 artış gösterdi. Bölgede mevsimsellikten arındırılmış Gayri Safi Yurt içi Hasıla (GSYH), 2023’ün dördüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre sabit kalırken, Almanya’da geçen yılın son çeyreğinde GSYH bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,3 daraldı.
Almanya’da perakende satışlar aralıkta aylık yüzde 1,6 düşüşle beklentilerin altında kalırken, ülkede öncü TÜFE ocakta yıllık yüzde 2,9 artışla tahminlerin altında kaldı.
İngiltere’de konut fiyat endeksi ocakta aylık yüzde 0,7 artış ve yıllık yüzde 0,2 azalışla beklentileri aştı.
Söz konusu verilerin ardından Avrupa Merkez Bankasının (ECB) faiz indirimlerine yüzde 92 ihtimalle nisanda başlayabileceği fiyatlanmaya başladı.
Öte yandan İngiltere Merkez Bankası (BoE) beklentiler doğrultusunda yüzde 5,25’le son 15 yılın en yüksek seviyesindeki politika faizini değiştirmedi.
BoE Başkanı Andrew Bailey, Banka’nın henüz politika faizinde indirim adımı atabilecek noktada olmadığını ve faiz indirimi konusunda spekülasyon yapmak istemediğini belirtti.
Bailey, Banka’nın, enflasyonun hedeflenen yüzde 2 seviyesine düşürüleceğinden ve bu seviyede sürdürülebilir şekilde kalacağından emin olmak için daha fazla kanıta ihtiyacı olduğunu söyledi.
Analistler, Avrupa ve İngiltere merkez bankalarının güvercin adımlara ne zaman başlayacaklarına yönelik belirsizliklerin varlık fiyatları üzerinde etkili olmayı sürdürdüğünü dile getirdi.
Geçen hafta İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 0,26, Almanya’da DAX endeksi yüzde 0,25 ve Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 0,55 değer kaybederken, İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 1,11 artış kaydetti.
Gelecek hafta Almanya’da açıklanacak veriler öne çıkıyor. Ülkede salı günü fabrika siparişleri, çarşamba günü sanayi üretimi ve cuma günü TÜFE verileri takip edilecek.
Asya borsaları karışık seyretti
Asya borsalarında geçen hafta karışık bir seyir hakim olurken, Çin’ de gayrimenkul sektörüne ilişkin artan endişeler satış baskısının derinleşmesine neden oluyor.
Çin Merkez Bankasının (PBoC) geçen hafta açıkladığı piyasa dostu adımlara karşın ülkede gayrimenkul şirketlerine ilişkin haber akışı yatırımcı kararlarını etkilemeyi sürdürüyor.
Buna göre, Çin’in Guangzhou bölgesinde yönetimin ev alırken uygulanan kısıtlamaları yumuşatması risk iştahını artırsa da ülkede mahkemenin 300 milyar dolardan fazla yükümlülüğü bulunan Evergrande şirketinin tasfiye edilmesine karar vermesi fiyatlamaları zorlaştırıyor.
Çin’de açıklanan makroekonomik verilerin ülkede imalat sanayisinin hala daralmaya devam ettiğini gösterirken, finansal sonuçlarını açıklayan Samsung Electronics’in üst üste dördüncü çeyrekte de karı azalmaya devam etti.
Öte yandan geçen hafta Japonya’da açıklanan verilere göre perakende satışlar aralıkta yüzde 2,1 artarak beklentilerin oldukça gerisinde kalırken, sanayi üretimi de yıllık yüzde 0,7 azalarak öngörüleri karşılayamadı.
Çin’de imalat sanayi PMI 49,2’ye, hizmet sektörü PMI ise 50,7’ye çıktı.
Bu gelişmeler ışığında, haftalık bazda Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 2,62, Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 6,19 değer kaybederken Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 5,44, Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 1,14 değer kazandı.
Gelecek hafta bölgede perşembe günü Japonya’da açıklanacak cari denge verileri izlenecek.
Yurt içinde gözler enflasyon verilerine çevrildi
Yurt içinde, geçen hafta alış ağırlıklı seyir izleyerek yükseliş eğilimini üst üste beşinci haftaya taşıyan BIST 100 endeksi, haftayı yüzde 3,83 artışla 8.665,68 tamamlayarak tüm zamanların en yüksek haftalık kapanışını gerçekleştirirken, gördüğü en yüksek seviye rekorunu 8.762,89 puana taşıdı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Türk lirası (TL) mevduata geçişin desteklenmesi amacıyla yeni bir adım daha attı.
Buna göre, kur koruması sağlanan hesaplar için zorunlu karşılık oranlarının 6 aya kadar olan vadelerde yüzde 30’dan yüzde 25’e indirilmesine, yabancı para cinsinden mevduat/katılım fonu (yurt dışı bankalar mevduatı/katılım fonu ve kıymetli maden depo hesapları hariç) için tüm vadelerde TL cinsinden tesis edilen ilave zorunlu karşılık oranının yüzde 4’ten yüzde 8’e yükseltilmesine karar verildi.
Söz konusu düzenlemelerle TL mevduata geçişe yönelik adımlar güçlendirilirken, miktarsal sıkılaştırma sürecine devam edildiği belirtildi.
Geçen hafta açıklanan TCMB Para Politikası Kurulu Özeti’nde “Kredi arzında ve mevduat faizinde gözlenebilecek oynaklıklara karşın makroihtiyati kararlarla parasal aktarım mekanizması desteklenmeye devam edilecek.” denildi.
Analistler, TCMB tarafından atılan sıkılaştırma adımlarının piyasalarca olumlu karşılandığını belirterek, gelecek hafta açıklanacak enflasyon verilerinin yanı sıra perşembe günü TCMB’nin “Enflasyon Raporu 2024-I”in tanıtımı amacıyla düzenleyeceği toplantının yatırımcıların odağına yerleştiğini söyledi.
Öte yandan, kişisel sebeplerden dolayı istifa eden Hafize Gaye Erkan’ın yerine, gece yayımlanan Resmi Gazete’de TCMB Başkanlığı görevine Fatih Karahan’ın atandığı bildirildi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Merkez Bankası eski Başkanı Sayın Erkan’ın aldığı karar tamamen şahsidir ve kendi takdirleridir. Aldığı bu kararı saygı ile karşılıyor ve ülkemize sunduğu kıymetli hizmet ve katkılarından dolayı teşekkür ediyorum.” ifadesini kullandı.
Dolar/TL, haftayı bir önceki kapanışın yüzde 0,7 üzerinde 30,5407’den tamamladı.
Analistler, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 8.700 ve 8.800 seviyesinin direnç, 8.500 ve 8.400 puanın destek olarak öne çıkabileceğini belirtti.
Gelecek hafta yurt içinde, pazartesi günü TÜFE, salı günü reel efektif döviz kuru, perşembe günü enflasyon raporu, cuma günü sanayi üretimi verileri takip edilecek.
Finans Enflasyon Beklenti Anketi’ne katılan ekonomistler, ocak ayında TÜFE’nin yüzde 6,84 artacağını tahmin ediyor. AA