Son bir yılda et fiyatlarının iki katına çıkmasının ardından kırmızı et fiyatlarına son 15 günde iki kez daha zam yapıldı. Peki, et fiyatları neden artıyor, et fiyatlarını düşürmenin yolları neler? İşte uzmanların konuyla ilgili yorumları..
NTV’nin aktardığına göre ilçeden ilçeye fiyatlar değişse de İstanbul’da birçok kasapta artık 500 liranın altında kıyma bulmak zorlaştı. Bazı ürünlerin kilosu ise bin lirayı geçti.
“Kırmızı ette zamlar devam edecek”
İstanbul Kasaplar Odası Başkanı Aydın Tüfekçi ise konuyla ilgili paylaşımında, “Son 15 günde iki defa zam geldi. 60 lira ile 85 lira arasında kuzuya zam geldi, dana da yüzde 10 gibi bir zam gördü. Son bir yılda yüzde yüze yakın bir zam gördük ve devam edecek.” dedi.
Uzmanlara göre ise fiyatlardaki artışın birçok nedeni var. En önemli neden enflasyon olmakla birlikte ancak tek neden bu değil.
Ankara Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Sedat Akbulut’a göre, bundan iki yıl önce 25-30 kilogram süt veren anaç hayvanların kesime gitmesi, ve besihanelerin yüzde 20-30 oranında üretimlerini azaltması artışın bir diğer önemli sebebi.
Et fiyatlarındaki artışa yönelik bir diğer iddia da tekelleşme nedeniyle fiyatların artması.
Peki, et fiyatları nasıl düşer?
Sencer Solakoğlu başkanlığındaki TÜSEDAD ise et fiyatlarını düşürmenin yollarıyla ilgili paylaşımda bulunmuştu.
TÜSEDAD’ın konuyla ilgili çözüm önerisi ise şöyle olmuştu:
“İktisadi olarak hem arzın düştüğü hem talebin düştüğü bir dönemde fiyatı artıran tek unsur, arzın düşüş hızının daha keskin olmasıdır.
İthalat ile ülkemiz çiftçisini ikame etmek çok yönlü bir hatadır. Sıkıştığımız yerde yabancı üreticiyi destekleyerek arzı artıramayacağımız ortadadır.
Kısa vadede kontrollü ithalat harici bir çıkış yolu yoktur. Kasaplık ve karkas ithalatı serbest piyasaya açılması mahsurludur. Bu üreticiyi çok zor duruma sokacak ve üreticinin sayısının hızla azalmasına sebep verecektir. Kontrollü ithalat ile kamunun ihtiyacının karşılanması kısa vadede tek çözüm olarak görmekteyiz.
Orta ve uzun vadede yapılması gereken, süt hayvancılığının kontrollü üretim planlamasının yapılıp, verimliliği artırıcı faaliyetlerde bulunmak suretiyle üretimi planlı bir şekilde artırıp fazlalık oluşacağı durumda süt tozunu dünya piyasalarında aktif pazarlamamızdır. Bu durumda hem ihracatçı konumda oluruz hem et ihtiyacımızı iç piyasadan karşılayabilecek bir konuma geliriz.
Büyükbaş besiciliğinde, süreç anaç hayvanın gebeliği ile başlamaktadır ki bu süre 9 ay 10 gündür. Ülkemizde buzağı ölüm oranı %10-15 civarında iken bu rakam dünyada %5 civarındadır. Sadece bu aşamada yapılacak iyileştirmeler ile ülkemizin kırmızı et açığının kapatılması mümkündür.
Ülkemizdeki et üretim maliyetinin yüksek olmasının bir diğer sebebi ise ülkemizdeki meraların besleyici değerinin düşük olması ve hastalık yayılım riski nedeniyle meralardan yeterince yararlanamıyor olmamızdır. Oysa; mera ıslahı ile besi hayvanlarının meralardan yüksek miktarda yararlanmasının sağlanması ile üretim maliyetleri önemli ölçüde düşürülebilecektir.”