Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Moskova’da düzenlediği basın toplantısında Suriye, Ukrayna ve Gürcistan ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Peskov, Rusya’nın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a desteğini sürdüreceğini vurgularken, Ukrayna ve Gürcistan’daki gelişmelere dair net mesajlar verdi.
“Beşar Esad’ı Desteklemeye Devam Ediyoruz”
Suriye’deki çatışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Peskov, Rusya’nın Beşar Esad yönetimine olan desteğinin devam edeceğini belirtti. Sözcü, “Durumun istikrara kavuşturulması için gerekli duruş belirlenecek” diyerek, Suriye’deki istikrarın sağlanması için çalışmaların süreceğini ifade etti. Peskov ayrıca, Suriye’deki cihatçı gruplar ile ordu arasındaki çatışmaların dikkatle izlendiğini söyledi.
“Putin’den Zelenski’ye Herhangi Bir Mesaj Yok”
Ukrayna konusuna da değinen Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un Kiev ziyaretinde Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’ye herhangi bir mesaj iletmediğini söyledi. Almanya’nın Kiev’e desteğinin sürdüğünü belirten Peskov, “Cephedeki durum belli. Her halükarda kendi çıkarlarımızı güvence altına almak niyetindeyiz” dedi.
Gürcistan’daki Protestolara Kremlin Yorumu
Gürcistan’da devam eden protestolara dair soruları yanıtlayan Peskov, bu ülkenin içişlerine müdahale etmediklerini vurguladı. Ancak, Gürcistan’daki durumu Ukrayna’daki Meydan olaylarına benzeten Peskov, “Turuncu Devrim’e benzer işaretler var. Gürcistan yönetimi, durumu istikrara kavuşturmak ve sakinleştirmek için gerekli önlemleri alıyor” ifadelerini kullandı.
Kremlin’in Tutumu
Peskov’un açıklamaları, Rusya’nın uluslararası ilişkilerde kendi çıkarlarını koruma politikasını sürdürdüğünü ve bölgesel istikrarı sağlamak için stratejik adımlar atmaya devam edeceğini ortaya koyuyor. Özellikle Suriye’de Beşar Esad yönetimine verilen desteğin altı çizilirken, Ukrayna ve Gürcistan’daki gelişmelere yönelik dikkatli bir tutum sergilendiği görülüyor.
Rusya’nın bu açıklamaları, uluslararası arenada geniş yankı uyandıracak gibi görünüyor. Kremlin’in hem bölgesel hem de küresel politikalardaki bu net duruşu, önümüzdeki süreçte daha fazla tartışılacağa benziyor.