TÜRKİYE’NİN KAPSAMLI BİR İKLİM KANUNUNA İHTİYACI VAR

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Türkiye’nin acilen kapsamlı bir İklim Kanunu’na ihtiyacı var. Hazırlıkları sürdürülen İklim Kanunu’nu Türkiye’nin önümüzdeki 100 yılını şekillendirecek çerçeve bir belge olacaktır” dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin görüldüğü şehirlerden biri olan Konya’da düzenlenen İklim Şurası’na katıldı. Selçuklu Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen, binin üzerinde katılım sağlanan Şura, 209 üniversiteden gelen İklim Elçilerinin Bakan Kurum ile bir araya geldiği Gençlik Oturumuyla başladı. Ardından şuranın açılış töreninde İklim Elçileri tarafından hazırlanan Gençlik Bildirgesi okundu. Bildirgede, iklim değişikliğine karşı atılacak adımlara vurgu yapıldı. Bakan Kurum, İklim Şurası’nın açılış töreninde bir de konuşma gerçekleştirdi.

“Türkiye, iklim değişikliğinin geldiği bu noktadan sorumlu bir ülke değildir”
Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasıyla yeni ufkunu belirleyip yeni bir yola çıktığını, bu yolun ‘2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma Devrimi’ olduğunu söyleyen Bakan Kurum, “Türkiye’nin sözü ne kadar yükselirse, etkisi küresel düzeyde hissedilecek, Türkiye’nin yeşil kalkınma yolunda liderliğini hızlandıracaktır. Sel felaketlerinden etkilenen Rize, Kastamonu, Sinop ve Bartın’da hayatı normalleştirmek için yoğun bir gayret içerisindeyiz. Antalya ve Muğla’da yaşanan dev yangınların yaralarını sarmak için var gücümüzle çalışıyoruz. İklim değişikliği sonuçları bakımından; sadece çevre, jeofizik ve ekoloji bilimlerinin bir konusu olmaktan artık çıkmıştır. Ekonomi, maliye ve sosyal politikaların da konusu olmuş, bir kalkınma meselesine dönüşmüştür. Türkiye, iklim değişikliğinin geldiği bu noktadan sorumlu bir ülke değildir. Ancak bizim tarihten gelen bir hassasiyetimiz var. O da insanlığa karşı vazife bilincimiz. Şuramızda oluşan ortak kanaate göre; el birliğiyle 2022 yılında ülkemizin güncel Ulusal Katkı Beyanını ve Uzun Dönem Strateji ve Eylem Planımızı hazırlayacağımız bir toplantı olacak. Tüm istişareleri bitirip yıl sonuna kadar tamamlayacağız. BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekretaryasına sunacağız” şeklinde konuştu. Bakan Kurum, gelecek zamanlarda akıllı şebekelerin kurulumunu daha da arttıracaklarını, sanayi sektöründe yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaştırılmasının öncelikli hale getirileceğini, endüstri alanlarında yeşil hidrojen kullanımını yaygınlaştırmak gerektiğini sözlerine ekledi.

“Artık tüm sektörler iklim değişikliğini öncelik durumuna getirmek zorundadır”
Döngüsel Ekonomi Eylem Planlarının hazırlanması, sıfır atık hareketinin atığın azaltılması ve israfın engellenmesinin çok büyük önem arz ettiğini söyleyen Kurum, artık ekonomik bir değer olan atık konusunda; döngüsel ekonomiye geçilmesi için finansal mekanizmaları hızlıca geliştirmek zorunda olduklarını dile getirdi. Bakan Kurum, yeni dünya düzeninde değişmemenin bir maliyeti olduğunu vurgulayarak, “İklim adaleti, iklim göçü ve adil geçişe dair ulusal tanımlamalarımızı acilen yapmalıyız. Bunları şimdi, hemen, acilen yapmalıyız. Çünkü yeni dünya düzeninde değişmemenin bir maliyeti var. Bu kesinlikten hareketle; ülkemizin çıkarlarını gözeten yenilikçi hiçbir adımdan geri durmayacağız. Artık tüm sektörler iklim değişikliğini öncelik durumuna getirmek zorundadır. Baştan bu yana sıraladığım köklü dönüşümleri gerçekleştirebilmek için, çok daha güçlü bir finans sektörüne ihtiyaç duyuyoruz. Çevreyi kirletmeyen, iklim dostu yatırımların ekonomideki payını artırmak için ‘Türkiye Yeşil Faaliyet Standartlarını’ tanımlamamız gerekiyor. Bu standartlara uyumu güçlendirirsek; küresel kaynaklara finansman kaynaklarını en verimli şekilde ülkemize çekebilme imkanına sahibiz. Türkiye, karbon emisyonlarına dair oluşacak bu piyasada ve gelecek kurgusunda önemli bir aktör olmalıdır, olacaktır. Şurada alacağımız kararlarla, ülkemizde kurulacak karbon fiyatlama mekanizmasının temel unsurlarını, hiçbir soru işaretine yer bırakmaksızın şekillendirmiş olacağız. Peki, ne kazanacağız? Çok taraflı kalkınma bankalarından, uluslararası kaynaklardan sağlanan iklim finansmanı fırsatlarını daha etkin bir şekilde edinecek ve ülkemiz menfaatine kullanacağız. İller Bankamız eliyle yerel yönetimlerimiz için; Dünya Bankası ve JICA işbirliğiyle 20 milyar liralık finansman paketini 2022 yılının ilk yarısında belediyelerimizin hizmetine sunuyoruz. Türkiye’nin iklim finansmanı fırsatlarından daha fazla yararlanmasını konusunda kararlıyız. Bunu yine hep birlikte başaracağız. Sahip olduğumuz iklim değişikliğiyle mücadele gücümüzü tüm dünyaya göstermek için var gücümüzle çalışacağız” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’nin acilen kapsamlı bir İklim Kanunu’na ihtiyacı var”
İklim Şurası’nın katkı sağlayacağı önemli 2 temel meselenin İklim Kanunu ve Yerel Yönetimlerin Katkısı olduğunu açıklayan Bakan Kurum, Türkiye’nin acilen kapsamlı bir İklim Kanunu’na ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, “Kanunlar, hukukun, devletin işleyişinin, kalkınmanın tek kaynağı değildir ama vazgeçilmez kaynağıdır. Bu sebepten; Türkiye’nin acilen kapsamlı bir İklim Kanunu’na ihtiyacı var. Hazırlıkları sürdürülen İklim Kanunu’nu Türkiye’nin önümüzdeki 100 yılını şekillendirecek çerçeve bir belge olacaktır. İnşallah şura üyelerimiz ve komisyonlarımız; 7 farklı alana dair ortaya koyacakları fikirleri, önerileri yüzlerce farklı bakış açısından süzülerek gelen bilimsel altlıkları, İklim Kanunu’nun altlığı olacaktır. Yüce Meclisimize tüm çalışmalarını, detaylarıyla sunmak suretiyle kanunlaştırma çalışmalarını da hızlı bir şekilde ortaya koyacaktır. Ulusal ölçekte en büyük hamle, hiç şüphesiz ki fikirlerimizin kanunlaşmasıdır. Ancak merkezde ortaya konulan bu iradenin gerçek yansıması, yerelde, belediyelerimizde olacak. Türkiye’de toplam bin 390 belediyemizle birlikte bu süreci yerelde de etkin bir şekilde yürüteceğiz. Büyükşehir belediyelerimizin bir bölümü azaltım ve uyum çalışmaları bağlamında başarılı işlere imza attılar. İl ve ilçe belediyelerimizi de o başarıya ortak olmaları konusunda teşvik edeceğiz, onlara destek olacağız ve iklim değişikliği ile mücadelede ülke düzeyinde topyekun bir seferberliği ortaya koymamız şarttır” diye konuştu.
İklim Şurası’nın açılış töreninde konuşan İklim Değişikliği Başkanı Orhan Solak, amaçlarının yeşil kalkınma sürecinde Türkiye’nin öncü ülkeler arasında yer almasını sağlamak ve bu süreçte Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadelesini güçlendirmek, yeşil dönüşümün sektörlere sağlayacağı fırsatları en iyi şekilde değerlendirerek azami katma değeri Türkiye’ye kazandırmak olduğunu belirtti.

Exit mobile version