TÜMAD’ın ÇED olumlu kararı yargıya taşınmıştı.. İşte son gelişme!

Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan, ÇED Raporu’nun bilimsellikten uzak, eksik ve hatalarla dolu olduğunu kanıtlayan dava dilekçesine rağmen yapılan bilirkişi keşfi sonrasında bilirkişilerin hiçbir soru ve iddiaları yanıtlamayarak davacılar aleyhine rapor düzenlediğini, davacıların, bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini ancak yine iddia ve tespitlerin dikkate alınmadığını söyledi. Doğan,  "Mahkeme, yürütmeyi durdurma talebini de reddetti" dedi. 

kazdağı-doğal-ve-kültürel-varlıkları-koruma-derneği-tümad-yargı-kararı

Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Lapseki Çevre Koruma, Üretim Ve Dayanışma Derneği, Ayvalık Tabiat Derneği, Yenice Meyve Ticaret Ltd. Şti. ve 32 yurttaş ÇANAKKALE ili LAPSEKİ ilçesi Şahinli Köyü mevkiinde Nurol Holding’in bir iştiraki olan TÜMAD Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından yapılması planlanan “68955 Ruhsat Numaralı Sahada Altın Gümüş Madeni Ocağı Kapasite Artışı” projesi ile ilgili olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 08.12.2022 tarihinde verilen  ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu’ kararının iptali ve yürütmenin durdurulması talebi ile 07.01.2024 tarihinde dava açmıştı. Açılan davanın duruşması 03.06.2024 tarihinde Çanakkale’de gerçekleşti.  Söz konusu karar ile ilgili olarak açılan iki ayrı dava daha vardı. İkinci dava, TEMA ve Çan Çevre Derneği, üçüncü dava ise Ziraat Mühendisleri Odası ve İda Dayanışma Derneği tarafından açılmıştı. Her üç dava da birlikte görüldü.

 

Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan, ÇED Raporu’nun bilimsellikten uzak, eksik ve hatalarla dolu olduğunu kanıtlayan dava dilekçesine rağmen yapılan bilirkişi keşfi sonrasında bilirkişilerin hiçbir soru ve iddiaları yanıtlamayarak davacılar aleyhine rapor düzenlediğini, davacıların, bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini ancak yine iddia ve tespitlerin dikkate alınmadığını söyledi. Doğan,  “Mahkeme, yürütmeyi durdurma talebini de reddetti” dedi.

 

“ÇOKULUSLU VE YERLİ ŞİRKETLER PASTADAN PAY ALMAK İÇİN SAHNEDE”

Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan, “03.06.2024 tarihinde görülen duruşmada, yine projedeki eksik, hata ve kusurları dile getirerek, ÇED Olumlu kararının iptali yönünde taleplerimizi dile getirerek yeni bir bilirkişi heyeti atanmasını ve yeniden keşif yapılmasını istedik. Kazdağları’nın yüzde 79’u madencilik ruhsatları ile kaplanmış durumda. Nurol Holding (TÜMAD)’ın projesi ise bu projelerden yalnızca biri. Haftaya, 10 Haziran tarihinde de Cengiz Holding’in Halilağa Bakır Madeni projesinin ÇED Olumlu kararının iptali için açtığımız davanın duruşması var. 30 Mayıs’ta basına yansıyan haberlere göre Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından  bir kerede 256 maden alanı birden ihale edilmiş. Yeni yeni çok uluslu ve yerli şirketler pastadan pay almak için sahneye girmiş. Daha İliç felaketini yaşamışken bunca madencilik faaliyetinin ülkemize getireceği yıkımı tahayyül etmek bile güç.” dedi

 

NUROL HOLDİNG ALTIN-GÜMÜŞ MADENİ PROJESİNDE NE OLMUŞTU?

Nurol Holding (TÜMAD A.Ş.) tarafından 2021 yılında Eczacıbaşı Holding’den devir alınan işletme ruhsatı kapsamında açılmak istenen altın-gümüş madeni projesi için 2013 yılında 34 hektar alan için “ÇED Olumlu” kararı alınmıştı. Yeni ÇED Raporu ile 34 hektarlık alan 429 hektara çıkarılmak istenmektedir. Şahinli Projesinden elde edilecek cevher, şirketin bitişiğindeki mevcut Lapseki Altın Madeni Projesi alanındaki zenginleştirme tesisine taşınacak ve proses atıkları da aynı proje kapsamındaki katı atık depolama alanına konulacaktır.

Proje ömrü boyunca, 7,2 milyon ton cevher, 31,4 milyon ton pasa olmak üzere toplam 38,6 milyon ton kazı yapılacaktır. Proje verilerine göre 1 ton cevherde 1,83 gram altın ve 1,85 gram gümüş vardır ve bu durumda elde edilmesi beklenen altın miktarı 13 ton, gümüş miktarı ise 13,32 tondur. Proje yalnızca 80 kişiye istihdam sağlayacaktır.

ÇED alanı, Lapseki ilçesine kuş uçuşu yaklaşık 7,5 km, Şahinli köyüne 1,2 km, Subaşı köyüne 3,3 km, Yeniceköy köyüne 3,4 km, Taştepe köyüne 4,2 km, Çamyurt köyüne 4,6 km ve Mecidiye köyüne 5,13 km. mesafededir.

ÇED alanının hemen hemen tamamı ormanlıktır ve rapora göre en az 158 bin ağaç kesilecektir.

ÇED alanı bölge için hayati öneme sahip olan ve içme ve sulama suyu sağlayan Bayramdere Barajı’nın orta mesafeli koruma alanında, mutlak koruma alanına ise yalnızca 750 metre mesafededir. Ayrıca Bölgenin önemli sulak alanlarından biri olan Çardak Lagünü’nü proje alanından gelen su kaynakları ile beslenmektedir.

Hazırlanma sürecinde çok sayıda bilim insanı ve uzmanın destek verdiği dava dilekçesinde şu nlar yer almıştı:

  • 426,91 hektarlık bir alanda orman ekosistemi yok edilecektir. Raporda ormana yalnızca kereste gözü ile bakılmakta ve hatta ağaçların kesilecek olmasına “bu sayede ormanlar gençleştirecektir” denilerek bilimsellikten uzak yaklaşımlar sergilenmektedir.
  • Kümülatif Etki Değerlendirmesinde civardaki tüm diğer madencilik ve enerji projeleri dikkate alınmamıştır.
  • Bölgede bulunan en az 28 adet kültürel-arkeolojik varlık, kültürel rotalar ve Granikos Savaşı gibi somut olmayan kültürel miras göz ardı edilmiştir. ÇED raporu ekinde yer alan uzman raporu eski projeye aittir ve yalnızca eski ÇED alanının içi göz önünde bulundurulmuştur.
  • Proje bölgede kuraklaşmaya, susuzluğa ve çölleşmeye yol açacak ve civar köylerin içme suyu kaynaklarına el konulacak, köyler susuz kalacak, yeraltı ve yer üstü su kaynakları kirlenecek ve akışları değişecektir.
  • Proje, karbon yutak alanları yok ederek iklim değişikliğinin artışına neden olacaktır.
  • Hidrojeoloji raporu hidrojeologlar yerine, konusunda uzman olmayan maden mühendislerince hazırlanmıştır ve bir çok hata ve eksik barındırmaktadır.
  • Proje, 1/100.000’lik Balıkesir-Çanakkale Çevre Düzeni Planı’na uygun değildir.
  • Rehabilitasyon bölümü gerçekçi ve uygulanabilir değildir.
  • Birbiri ile bağlantılı olan Lapseki ve Şahinli Projeleri entegre olarak değerlendirilmemiş, zenginleştirme tesisi ve atık depolama alanlarının kapasiteleri ikinci projeye göre revize edilmemiştir.
  • Projenin bölgede sürdürülmekte olan tarım ve hayvancılık faaliyetleri üzerinde yaratacağı olumsuz etkisi raporda tamamen göz ardı edilmiştir. Hatta, proje yakınlarındaki ağılların iklim değişikliğine yol açtığı belirtilerek kaldırılması gerektiği bile önerilmiştir.
  • Altın madenciliğinin insan sağlığı üzerindeki etkileri dikkate alınmamıştır.
  • Projede “asit maden drenajı oluşmayacak” denilerek olası asit maden drenajının çevrede yaşayan tüm canlılar için tehlike oluşturacağı inkar edilmiştir.
  • Altın madeni yakınlarında bulunan yüzey sularından, topraktan, suda yaşayan bitki ve böceklerden, kara bitkilerinden, kuşlardan alınan örneklerde arsenik düzeyinin yüksek olduğu, bu durumun bilimsel çalışmalarla kanıtlandığı bilinmektedir. Nitekim raporda Lapseki projesinde yapılan yer altı suyu ölçümlerinde arsenik seviyesinin proje öncesi baseline değerine göre artış gösterdiği bilgisi yer almasına karşın bu durum göz ardı edilmektedir.

 

Süheyla Doğan, “Daha pek çok hususa yer verilen dava dilekçemizde söz konusu ruhsat alanı ve çevresinde yer alan yeraltı ve yüzeysel her türlü su kaynağının, havanın, ormanların, tarım alanlarının yok olacağı ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere ve ulusal mevzuata aykırı bir şekilde hareket ederek verdiği “ÇED Olumlu” kararının iptali talep edilmişti. Mahkemenin tüm talebimizi dikkate almasını, daha önce istediğimiz bilgi ve belgeleri temin ederek objektif bilim insanlarından oluşan yeni bir bilirkişi heyeti atayarak  yeniden keşif yapmasını ve ÇED Olumlu kararını iptal etmesini istiyoruz.” dedi.

 

Exit mobile version