İKLİME DİRENÇLİ BALIKESİR çalistayinin ikincisini Pamukçu Agiros Termal Otelde yapıyor. Çalıştay 28-29 Eylül 2023 tarihlerinde gerçekleşiyor. TEMA Vakfı Balıkesir İl temsilciliği de katkıkoymak amacıyla çalışktayda yerini aldı. TEMA Balıkesir Temsilcisi Metin Kuter, “çalıştayın bize hatırlattıkları üzerinde durmak ve iklim değişikliğini bir daha hatırlatmak istiyoruz. Çalıştayda inşallah radikal kararlar alınır ve uygulamaya konulur” dedi.
TEMABalıkesir İl Temsilcisi Metin Kuter şu açıklamayı yaptı:
“İnsan kaynaklı faaliyetler iklimi hızla degistirmektedir . Sanayi Devrimi’nden itibaren hızlanarak artış gösteren atmosferdeki karbondioksit miktarı, gün geçtikçe geri dönülmez seviyelere yaklaşmaktadır. Bilim insanları, atmosferdeki karbondioksit miktarının güvenli üst sınırının milyonda 350 parcacik(350 ppm) olması gerektiğini ifade etmektedir.2020 yılının son aylarındaki havadaki karbondioksit konsantrasyonu ise 414.87 ppm olarak olculmustur. Küresel olarak ortalama sıcaklık artışı ise sanayi öncesi doneme göre şimdiden 1,1 dereceyi aşmıştır.
2018 yılının Ekim ayında Hukumetlerarasi İklim Paneli tarafindan yayımlanan 1,5 derece Küresel ısınma Özel Raporuna göre, yaşanabilir bir dünya için Küresel ısınmanın en fazla 1,5 derecede sınırlandırılması gerekmektedir. Bu ise her alanda hızlı, geniş kapsamlı ve benzeri görülmemiş değişiklikler ile mümkündür.
Ancak bu değişiklikler henüz yapilamadigindan dolayı günden güne küresel sicaklik artisi 1,5 dereceye doğru ilerlemektedir. Bugün itibariyle tüm önlemler alınsa da sıcaklık artışının sınır değeri olan 1,5 dereceyi aşması kesin olarak beklenmektedir. Mevcut politikalarla devam edilmesi durumundaysa küresel ısınmayı 2 derecede tutmak dahi imkansız görünmektedir. Yapılan araştırmalara göre, dunya genelinde kentler gerek kapladiklari alanlar, gerekse tuketimleri ile dogal varlıkların kaybının %75’inden, enerji kullanımının %60-75’inden ve sera gazı salimlarinin %70’inden sorumludur. Bu veriler İklim değişikliğinde kentlerin önemli bir payı olduğunu göstermektedir. Diğer yandan İklim değişikliği nedeniyle oluşan aşırı hava olayları;seller, soğuk ve sıcak hava dalgalari ile uç değerler de yine en fazla kentleri etkilemektedir . Türkiye’de nüfusun %92,8’inin İl ve ilçe merkezlerinde yaşıyor olması, dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de kentlerin bir yandan İklim değişikliğinin sorumlusu olduğu diğer yandan da İklim değişikliğinin etkilerine yoğun biçimde maruz kaldığını göstermektedir.
İklim değişikliğinin etkisini artırması ile Kent planlama ve yönetiminin doğrudan ilgisi bulunmaktadır. Bu doğrultuda İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak amacıyla atılan en önemli adımlardan biri, geniş katılımla hazırlanıp uygulanacak “İklim Eylem Planları” olacaktır. İklim değişikliğinin yıkıcı etkileri göz önüne alındığında, İklim eylem planları, yerel yönetimlerin öncelikli konusu olmalıdır. Iklim Eylem planlarının yerel yönetimlerin çalışma programlarına eklenmesi sayesinde şehirlerin yaşanabilir hale gelmesinin sağlanmasının yani sıra İklim değişikliği üzerindeki insan faaliyetlerinin etkilerinin azalmasi , yerlesimlerin İklim değişikliğine dirençli hale gelmesi ve aşırı hava olaylarının etkilerinin zararsız biçimde atlatilmasi mumkun olabilecektir. Bu doğrultuda yalnızca İklim eylem planlarının değil ülke genelinde yapılan tüm planların uzun vadeli tasarlanması, koruma kullanım esaslarına ve planlama ilkelerine uygun şekilde oluşturulması gerekmektedir. Tüm vatandaşlarımızın İklim eylem planlarına her aşamada katilim sağlaması önemlidir.
Biz TEMA Vakfı olarak her aşamada katki sunmaya hazırız. Bu çalıştayda inşallah İklim değişikliğinin nedenleri kabul edilir. Çözümü konusunda radikal kararlar alınır ve uygulanır. Katki sunup takipçisi olacağız.”
