Türkiye Ormancılar Derneği Denetim Kurulu Başkanı ve Orman Mühendisleri Odası eski Genel Başkanı, Ege ve Marmara Belediyeler Birliği Danışmanı Salih Sönmezışık, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Atikhisar’daki madencilik faaliyetlerinin Kazdağları ile ilgisi olmadığı, 195 bin değil 13 bin ağaç kesildiği şeklindeki açıklamasına, “Bakanlık madencilerin ağzıyla konuşuyor” şeklinde karşılık verdi.
Sönmezışık’ın Bakanlığın savunmasına karşılık yaptığı açıklama şöyle:
“Bugün bazı görsel medyada izledim ki, Tarım ve Orman Bakanlığı, barışın başkenti, güzelim Çanakkale’mizin tek içme suyu kaynağı olan Atikhisar barajı, su toplama Havzasında, yakında üretime geçecek olan, Kirazlı Maden Sahasında, yapılan, üstelik yasa dışı Orman katliamı hakkında basın açıklaması yaparak ülke kamuoyunu yanıltmıştır. Yazdıkları tutarsız iddiaların yalnızca ikisine yanıt verme zorunluluğunu duydum.
BAKANLIK MADENCİLERİN AĞZI İLE KONUŞUYOR
Çünkü, KAZDAĞI ile Kazdağları’nı birbirine karıştırıyor. Sözgelimi, günümüzden 13 yıl önce, yeni çıkarılan 5177 sayılı emperyalist maden yasası gereği, uluslararası sermayenin, Kazdağları coğrafyasında yer alan, Çanakkale’ nin Lapseki, Bayramiç, Çan ,Yenice ilçeleri ile, Küçükkuyu Beldesinde izin verilen altın arama sahalarına karşı durduğumuzda, özellikle 32 yıldır, Kazdağları ile uğraşan benim gibi insanları, bugün yaptığı gibi, Kazdağlarını tanımamakla suçlamak basitliğine düşmüştür. O tarihte basına, sekiz sütuna manşet verilen haritalar ile Edremit’İn kuzeyinde bulunan Sarıkız Tepesini işaret ederek, “bizim altın aradığımız sahalarımızın KAZDAĞI ile ilgisi yoktur” gibi saçmalıklarda bulunmuşlardır.
Oysa Kazdağları Sarıkız Tepesi ve aşağı çevresindeki ormanlardan bir ahtapotun kolları gibi Biga Yarımadasının tümüne beş koldan yayılan dağlar topluluğudur. Kaldı ki, Kirazlı altın madeni sahası da Kazdağları silsilesinin ortasında yer almaktadır. Dile getirdikleri Sarıkız Tepesi çıplaktır. Üzerinde sürüngen endemik bitkiler dışında boylu çalı bile yoktur. En çirkini ise, bilimi dışlayarak, 31460 hektar genişliğindeki Kazdağı Milli Parkı ile, 258.000 hektar genişliğindeki Kazdağları silsilesini karıştırmaktadır. Bu gerçekçi bir yaklaşım değildir. Bizim aklımızla alay etmesinler.
Kaldı ki biz KAZDAĞI zirvesi demiyoruz ki Kazdağları diyoruz.
YARGI YOLUYLA SAHADA TESBİT YAPILSIN
Bakanlık, sahada kesilen ağaç sayısı 195 bin değil, 14 bin adet olduğu iddiasında bulunuyor. Ben, net 50 yıldır ülke Ormanlarının korunması ve geliştirilmesi konusunda savaş veren biri olarak, iki rakama da itibar etmiyorum.
Asıl olan, altın arama ve işletmesi için, Orman yönetimince verilen izin sahasında kesilecek ağaçların belirlenmesidir.
Çanakkale’deki meslektaşlarımın, ağaçlar kesilmeden önce bu tespiti yaptığından eminim.
Arkadaşlarımız bu tespiti, içinde bulundukları siyasi ve idari baskı nedeniyle vermezler, veremezler.
O zaman yapılacak iş, Çanakkale Belediyesi ve Ege Marmara Çevre Bel. Birl. tarafından, yargı yoluyla sahada tespit yaptırılmasıdır.
Ancak bunun için, arazi çalışmaları için iş makinelerinin sahaya girmeden, yani ağaç kökleri yok edilmeden bu işin yapılması gerekmektedir. Yoksa bir gün bile vakit geç olabilir.”