“SAHİLLERİMİZLE UĞRAŞMAYIN”

Edremit Çevre Platformu Akçay Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlediği basın açıklamasında sahil projelerinin doğayla uyumla ve kamu yararına yapılması isteklerini dile getirdi. EDÇEP üyeleri ve çevreciler denizde kirliliğe, sahillerde işgale sabırlarının kalmadığını belirtti.

 

Edremit Körfezindeki belediyeler ve Büyükşehir Belediyesine çağrıda bulunan çevreciler sahillerdeki düzenlemelerde halkın gözetilmesini istedi. Sahillere konulan kafeleri işgalcilikle suçlayan çevreciler, “sahillerinde, halkın havlusunu alıp giderek denize girebileceği, çıkıp duşuna alabileceği, soyunma kabini, duşu, tuvaleti, gölgeliği olan ama bütün bunları para ödemeden yapabileceği bir karış yer bulması bile öyle zor” diye konuştu. Açıklamada ayrıca sahillerde yapılan dolguların kanuna aykırı olduğuna da dikkat çekilerek, daha önceki yapılan düzenlemelerde çökmelerin meydana geldiği ifade edildi.

 

“YEREL YÖNETİMLERE VE SİYASETÇİLERE SESLENİYORUZ”

EDÇEP tarafından yapılan açıklamada sahillerdeki inşa ve imalat faaliyetlerinin son günlerde hız kazandığını belirtilerek şunlara yer verildi;

“Bugün sahillerin ve denizin durumu nedeniyle burada toplandık. Bildiğiniz ve fiilen de yaşadığınız üzere, sahillerimizde epeyce inşa ve imalat faaliyetleri var son günlerde. Bufaaliyetler için seçilmiş yöneticilerimiz, “Körfezi yaza hazırlıyoruz” diyerek övünüyor ve basına da demeçler veriyorlar. Bu nedenle, bir basın açıklaması da biz yapalım da,vatandaşların yapılanlar hakkında neler düşündüğünü aktaralım onlara dedik. Yerel yönetimlere ve siyasetçileredir sözümüz. Zira işlerin başındalar ama kendilerine güvenip halkla kapalı salon toplantılarında bir araya gelseler bile, anlamazlıktan gelebiliyorlar talep edilenleri. Söylenenlere rağmen işleri bildikleri gibi devam ettiriyorlar. O yüzden, neyi talep ettiğimizi yazılı olarak basın aracılığıyla kendilerine iletelim de, bunları hepsi iyice anlasın istedik.

 

“SAHİLLERE TEKRAR DOLGU YAPILDI”

Şu anda Akçay Cumhuriyet Meydanı’ndayız. Çok değil daha Ağustos 2018’de Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Zekai Kafaoğlu zamanında, bu meydan yeniden düzenlenmiş, her tarafı baştan aşağı bir kez daha yapılmıştı. Fakat denize bakan kısımda çeşitli çökmeler oldu. Kışın dalgaların buna sebep olduğu söyleniyor ama gerçek nedenin meydan dolgusu altında akışını sürdüren ve denize kavuşmaya çalışan yer altı suları olduğunu iddia edenler de var. Akçay’ın bir özelliği de zaten bu sular değil mi? Muhtemelen üzerine yapılan kaba dolguyu kabul etmiyor, zemini de bir şekilde eski haline döndürmeye çalışıyor sular. Şimdi meydanın sahiline tekrar dolgu yapıldı ve deniz tarafına da epeyce kaya yığıldı. Umudumuz yok ama,bu defa oldu diyorlar. Olmadıysa eğer, insanın doğayla mücadelesini her sene burada canlı yayın gibi izlemeye devam edeceğiz demektir. Ancak bu işlerin parası da bizlerden çıkıyor ve “boz-yap” imalatlara sabrımız kalmadı artık, herkes duysun bunu.

 

“HALK SAHİLLERDEN YARARLANAMIYOR”

Oysabakın Cumhuriyet Meydanı’ndan Pina Deresi’ne doğru, batı yönünde deniz bir kez daha dolduruluyor bugünlerde. Bunu da Balıkesir Büyükşehir Belediyesi yapıyor. Sebebini izah ederken “Körfez’in her noktası turizme kazandırılacak” diyor.Zira bu sahillerde, 1990’da Kıyı Kanunu çıkmadan önce yapılan yazlık konutlar var ve kıyı çizgisine çok yakınlar. Bu yüzden yıllardır buralarda sahil, halkın ortak yararlanma alanı gibi değil de, o konutların özel alanı gibi kullanılıyor. Zaten çoğu da konut olmaktan çıkıp işyeri olmuş ve sahiliçeşitli uzantılarıyla iyice işgal etmiş durumdalar.Hatta bazı konutları,kışın dalga erozyonundan korumak için sahipleri kayalarla kıyıya dolgu yapmış veya beton atmışlar. Halk bu sahillerden yararlanamıyor, denize giremiyor serbestçe. Bu binaların kamulaştırılması ve sahilin açılması da, finansal ve hukuki nedenlerle pek mümkün değil. O nedenle de Büyükşehir Belediyesi, Temmuz 2020’de Güre’de yaptığı gibi yine dolduruyor denizi. Bunu da bir önemli hizmet gibi sunuyor halka. Hatta bu sahilleri Güre’yle birleştirene kadar dolgu yapmaktan bile söz ediyor. Peki, bir proje var mı ortada? Kimlerle tartışıldı bu konu, nasıl karar verildi? Her sahili “kamu yararı” diyerek doldurmaya hakkı var mı? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ne diyor bu işe, yapılan imalat yasal mı? Zira bu dolguyla Kıyı Kenar Çizgisi’ni de değiştiriyor Büyükşehir Belediyesi. Kamu malı olan, Hazine ve Maliye Bakanlığı tasarrufunda bulunan bu sahilleri kendi mülkiyetine mi geçirecek böylece? Yoksa bunları yapıp da yine “yasa arkadan gelsin” mi diyecek? Haydi, şimdi doldurdu, üzerine de yaya ve bisiklet yolu koydu, aydınlatma yaptı; hatta halk da bunu çok beğendi diyelim. Peki yarın buraları kiralamaya, büfeler koymaya başlarsa yöneticinin biri, o vakit ne olacak? Halkın özgürce kullanımına açılacağı söylenen bu dolgu alanları, paralı sahil haline mi gelecek? Yeni ticari sahillere, şemsiye ve şezlongla kapatılan alanlarına sabrımız kalmadı bizim.

 

“ARTIK SABRIMIZ YOK”

“Nereden çıkartıyorsunuz böyle olacağını?”demeyin lütfen. İspatı için başlarınızı doğu yönüne çevirip bakmanız bile yeterli. Cumhuriyet Meydanı’nın öbür tarafında, kordonun bitiminde, yıllardır sahili işgal etmekte olan baraka işyerleri, tam on senelik bir hukuk mücadelesinden sonra, daha yeni boşaltıldı. Peki, şimdi bu tarafta dolgu yapılan sahillerin de kiraya verilmesi söz konusu olursa yarın, boşaltılmaları ve halkın kullanımına açılmaları ne kadar sürer dersiniz? Siyasetçileri, yerel yöneticileri bilemeyiz ama biz vatandaşların böyle yıllarca beklemeye artık sabrımız yok.

 

“AKÇAY’DA HALKIN DENİZE GİRECEĞİ YER BULMAK ZOR”

O baraka işyerleri, o haksız sahil işgal alanları yıkılınca ne oldu dersiniz? İskelesi bile daha orada duruyor. Ne yapılacağına dair bir proje açıklanmadı, halk plajına mı dahil edilecek, yoksa başka türlü mü değerlendirilecek belli değil. Diyelim ki, halk plajı denilen yere ilave edildi, o halk plajı ne kadar halkın acaba? Şu Akçay sahillerinde, halkın havlusunu alıp giderek denize girebileceği, çıkıp duşuna alabileceği, soyunma kabini, duşu, tuvaleti, gölgeliği olan ama bütün bunları para ödemeden yapabileceği bir karış yer bulması bile öyle zor ki artık. Halk plajı bile işletmecinin elinde, her kafenin önü zaten babalarının malı, “ecrimisil” ödüyorlar ya bunlar! Halbuki “haksız işgal tazminatı” demektir ecrimisil ama “para verdim aldım” havasında savunuyorlar bu durumu. Kamunun malını işgal edip, bunun karşılığında da belediyeye para ödeyince haklı mı oluyor bu işletmeciler? Buna da sabrımız kalmadı. Belediyelerin görevi halka hizmet sunmaktır, sahillerden para kazanmak değil. Sahilleri birilerine sunmak, yeni işletmeler yaratmak ise hiç değil. Zaten Edremit’in her tarafı baraka işyerleriyle dolduruldu, bir desahillerde böyle olmasını istemiyoruz artık.

 

“İŞYERLERİ SAHİLLERİ ZAPT ETMEYE KALKIYOR”

Busöylenenleri sadece Edremit Belediyesi üzerine almasın. Sözümüz Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne aynı zamanda. Tamam, Altınkum’da güzel bir sahil düzenlemesi yaptılar. Ancak her yüz metreye bir büfe yerleştirmenin sonuçlarını da halk yaşayacak orada. Büfe kiraları ve sahile ecrimisil bedellerini ödeyen işyerleri, sahili zapt etmeye kalkıyor bu paraları çıkartmak için. Yakında orada da halk ile işletmeciler yer kavgası yapmaya başlarsa hiç kimse şaşırmasın. Bu kadar sınırsız bir sahil kiralama gayreti belediyelere yakışmıyor. Halk da asla bunu istemiyor, kendi malı olan sahillerden özgürce denize girmek istiyor. Belediyeler gereken hizmet ve donatıları karşılıksız olarak sunsun diye bekliyor vergi mükellefleri ve ayrıca bedeller ödemek istemiyorlar. Elbette şemsiye, şezlong, yiyecek içecek isteyen de olacak ve bunları temin eden esnaf da hizmet yapıp para kazanacak. Ancak esnafın sahili zapt etmek gibi bir hakkı yok ve belediyeler buna izin veremezler. Halk bunları istiyor. Dahası da var dostlar. Düne kadar Altınkum’da Edremit Belediyesi’nin kiracısı olan işyerleri de şemsiye şezlong kiralaması yapabiliyordu. Şimdi bunu engelliyor Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin kiracısı olan işyerleri. Diğer esnaf şemsiye kiralayıp açtığı an, Büyükşehir zabıtası gelip kaldırıyor, vatandaşa da gidip öbür taraftaki “kendi” işyerlerinden şemsiye almalarını söylüyorlar. Sahiller işgal altında ve üstelik esnaflar arasında bile eşitlik yok. Böyle bir sistem olabilir mi? Buna kim tahammül eder? Edremit Belediyesi’nin kiracısı olan esnaf ise akşam olunca sahili masa ve sandalyelerle donatmaya başlıyor, denize girenler boşaltmak zorunda kalıyor alanı. Tabi ki esnaf da kirasını çıkartacak, hayatını kazanacak ama bütün dengeler daima vatandaşın aleyhine mi olacak? Bu garip uygulamalara da sabrımız kalmadı.

 

“YEREL YÖNETİMLER YAPMALARI GEREKEN İŞİ UNUTUYOR”

Sahillerde halka rağmen gereksiz imalatlar ve dolgular yapılıyor. Boşaltılan eski işgal edilmiş alanların geleceği bile belirsizliğini koruyor. Böyle bir sahil yönetimi olur mu? Anayasa’mızın 43. maddesi açıkça “Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir” derken, Kıyı Kanunu ilk ve ikinci 50 metrelerin nasıl kullanılacağını açıkça tarif etmişken, bu yapılanlara sabrımız yoktur. Üstelik sahillerde bu makyajla ve ticarileştirme gariplikleriyle uğraşırlarken, yerel yönetimler esas yapmaları gereken işi unutuyorlar. Denizin temiz olması sağlanmazsa, bu sahillerde turizmin devamlılığı nasıl sürdürülebilir ki? Nerede bizim ihtiyacımız olan İleri Biyolojik Arıtma Tesisleri, nasıl gerçekleştirilecek kentsel sıvı atıkların tümüyle temizlenmesini mümkün kılan bir sistem? Nerde derelerimizin denize kirlilik taşımasını ortadan kaldıracak önlemler? Bunlar olmazsa, denizimizin temiz olması nasıl mümkün olacak?

 

“SAHİLLERİMİZLE UĞRAŞMAYI BIRAKIN”

Biz vatandaşız. Seçtiklerimize, bize hizmetle yükümlü olanlara sesleniyoruz. Buradan yerel yönetimleri uyarıyoruz. Hem Büyükşehir Belediyesi ve hem de Edremit Belediyesi, sahillerimizde makyajla uğraşmayı bırakın. Ne yapacaksanız halka danışarak yapın. Sahil projeleri doğayla uyumlu ve kamu yararına olmak zorundadır. Denizde kirliliğe, sahilde işgale artık sabrımız kalmadı. Sahiller halkın malıdır, ticarileştirilmesine izin vermeyeceğiz. Bu uyarılarımızı dinlemeyenlerle hukuk önünde ve sandıkta hesaplaşmaktan da çekinmeyeceğiz.”

 

Exit mobile version