Bir yanda Büyükşehir Belediyesi’nin imarlandırıp satma planları yaptığı.. Bir yanda sazlık alanları yakılıp sulak alandan beslenen canlıların yok edildiği.. Bir yanda çevreden getirilen balçığın, hafriyatın, atıkların uluorta atılıp bırakıldığı.. Bir yanda yine aynı bölgede kurulmaya çalışılan Tarıma Dayalı Organize Sanayi Bölgesi’nde yapılan dolgu çalışmaları ve arazinin özelliğini bozacağı kaygıları.. Bir yanda bölge sakinlerinin ve sivil toplum örgütlerinin uyarıları, eylemleri ve bunlara kulaklarını tıkayan yönetim anlayışı.. Daha neler neler… Gerçekten de ne çektin be Dalyan.
KUBİLAY SAYGIN ÖZTÜRK
Edremit Çevre Platformu
Edremit Çayı’nın denize döküldüğü bölge ile hem Ören ve hem de Akçay yönünde oldukça geniş bir çevre, oldukça uzun bir zamandan beri “Dalyan” diye adlandırılıyor. Fiziki bir tanımlama bu. Bir zamanlar sazlıkları, sulak alanları, küçük dereleri, binlerce kuşları ve balıklarıyla ünlü olan bu alan, zamanla konut baskısıyla yapısal bir değişim geçirdi. Kurutulan yerlere oteller, tesisler, binalar dikildi, yazlık kasaba görünümünden büyük kent görünümüne dönüştü. Günümüzde ise, derenin denize kavuştuğu kesimin iki yanında, iki farklı dert var. Bir yanında Dalyan’dan geriye kalan son Hazine arazileri Büyükşehir Belediyesi’ne devrolundu, imar planı değişikliği ve satış konularıyla anılıyor bugün. Diğer yanı ise OSB olarak tercih edildi ve şu anda vahşi bir dolgu işlemiyle zemini yükseltiliyor.
OSB İÇİN YAPILAN UYARILAR DİKKATE ALINMADI
İlk hususta çok şey yazılıp söylendi, mücadelesi sürüyor.. Bu kez de OSB tarafıyla ilgili durumu irdeleyelim biraz. Biliyorsunuz senelerdir her yaz mevsiminde yakıldı buradaki sazlık alanlar. Çoğu kez, sivrisinekler bahane edildi yangınlarda. Fakat burada yapılması düşünülen bazı tesisiler her zaman dilinde söz konusuydu. Aslında vaktiyle burası da bir sulak alandı, yani nitelikli bir coğrafi alandı. Fakat yerüstü suların drenajını engelleyen sahil yolu inşasından sonra, yıllar geçtikçe güneydeki araziler mera özelliği kazandı. Eski paftalarda Çıkrıkçı merası diye anılıyor bu alan. Sonra 2018’de buradaki 720 dönüm alan üzerine bir Tarıma Dayalı Organize Sanayi Bölgesi yapılması gündeme getirildi. Pek çok kurum gibi Tarım Bakanlığı’na da soruldu durum ve bu sahanın “vasfını kaybetmiş mera” olduğuna dair bir karar geldi. Proje bu şekilde onay gördü. Sonuçta 640 dönüm arazinin tapusu şartlı ve bedelsiz olarak Edremit TDİOSB’ne verildi. Ortakları içinde valilik, Balıkesir BB, Edremit kaymakamlığı, belediyesi, ticaret odası, borsası, ziraat odası ve bir kooperatif var. Belki de işte bu nedenle hiç kimse ses çıkartmadı OSB kurulurken, çekindi. Sadece EDÇEP yerel seçim vesilesiyle 10.03.2019’da “İklim koşullarına uyularak, ova kesiminde süs bitkileri ve seracılık alanlarında özel bir yatırım bölgesi kurulmalı ve kırsal kesim için yeni bir gelir alanı açılmalıdır. Ancak bu girişim, arazinin özelliğini bozmayacak şekilde planlanmalıdır” dedi. 15.05.2019’da “İlçemiz için hem tarımsal üretime katkıda bulunması ve hem de istihdam yaratması açısından önemli bir adım atılmıştır. Ancak, Edremit’in stratejik çevre planı ve kentsel gelişimi açısından, OSB’nin nerede yer alacağı da büyük önem taşıyor. Bu sebeple, yer seçimi konusunda girişimcilerin yanı sıra, ilçemizdeki tüm tarafların, belediye ve STK’ların da görüşü ve onayı mutlaka alınmalı, konsensus sağlanmalıdır” diye görüşünü açıkladı. Fakat ne yazık ki o zaman yapılan bu uyarıyı, ne yerel yönetimler ve ne de STK’lar, siyasi partiler dikkate almadılar, ses çıkartmadılar.
DSİ VE BASKİ BALÇIK ÇAMURU GETİRİP SAHAYA ATTI…
2019’da OSB’ye tapusu verildi. ETDİOSB yönetimi hemen Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin şirketiyle bir protokol imzalayarak, arazi zemininin dolguyla yükseltilmesini istedi. Zira dolgu yapılmazsa, her sağanak yağıştan sonra toprak özelliği nedeniyle OSB’nin sular altında kalacağı biliniyordu. Bu bir zorunluluktu, bu yer seçilirse olacağı buydu. Fakat yola yakınlık hem çalışanların ulaşımı ve hem de ürün sevkiyatı düşünülerek tercih edildi. Diğer yandan Edremit ve Burhaniye belediyelerinin de bir “hafriyat dökme alanı” ihtiyaçları vardı. Elbirliği ile bu dolgu işi hemen kotarıldı. Ancak 2019’da dolgu çalışmaları başladıktan sonra görüldü ki, dolgu için sadece toprak kullanılmıyordu. Her türlü kentsel atık, inşaat molozları, hafriyatlar, yanmış kalorifer atıkları ve külleri, park ve bahçe budama atıkları, naylonlar ve plastik atıklar, kağıt ve koliler ile aklınıza gelebilecek her türlü katı atık (çöp) bu alana boşaltılmaya başlandı. Yetmedi, çevredeki Edremit Çayı ve Havran Çayı’nda, DSİ ile BASKİ’nin yaptığı temizlik çalışmalarından çıkartılan simsiyah balçıklar bile getirilip bu sahaya atılmaya başlandı.
YAKARAK VE DOLDURARAK BU ALANI TÜKETMEYİ KAFASINA KOYAN BİRİLERİ VAR GİBİ…
EDÇEP 26.04.2019’da yerel seçimlerden hemen sonra Edremit Çayı’nın kuzey tarafı için şöyle demişti: “Zeytinli’de, bir tarafı Edremit Çayı’na ve H.Türe Köprüsü’ne dayanan, yoğun sazlıklarla kaplı, yaklaşık 230 dönümlük geniş bir alan var. İlçemizin ana Arıtma Tesisi de, Hazine’ye ait bu alanın yaklaşık dörtte birinde kurulu.. Diğer kısmı ise doğal sazlık alan. Özellikle yazın, yaydığı yoğun kokuyla bilinen bir bölge burası. Ancak aynı zamanda bu sahildeki, bozulmamış tek doğal alan da işte burası.. / Hangi akla hizmet bilinmez ama, ne yazık ki halen bu alanın sınırına kadar inşaat ruhsatları verilmiş durumda ve yoğun yapılaşma var burada.. Varlığını sürdürmeye çalışan doğal yaşam ile beton kültürüne dayanan insan baskısı, yan yana yaşayamıyor haliyle.. Sonuçta bu sazlıklar, hemen her sene mutlaka birkaç kez yanıyor. Öyle ki, dumanını taa Edremit’ten bile görmek mümkün bu yangınların.. Çevreye tehlike saçan bu yangınları tümüyle engellemek mümkün olamıyor. Çünkü bu alan, çitle çevrilmiş veya yalıtılmış durumda değil. Hiç bir zaman da olmadı. Doğal yaşamın bazı canlılarından bıkan insanlar eliyle yanıyor muhtemelen bu alan her sene.. Ama hiç bir önlem de alınmıyor ısrarla.. / Bu günlerde giderek artan bir başka tehdit daha var burada.. Birileri, özellikle de engel olan hiç bir kamu otoritesi bulunmamasından cesaret alarak, ısrarla bu alanı çöplük haline getirmeye çalışıyorlar.. Her türlü katı atık ve inşaat artıkları, molozlar sürekli olarak bu alana dökülüyor. Öyle ki, arıtma tesisinin giriş yolu, bu atıklar yüzünden neredeyse kapanacak duruma gelmiş..! Sanki yakarak ve doldurarak, ısrarla bu alanı tüketmeyi kafasına koyan birileri var gibi.. / Hazine arazilerinin sahibi yok mudur? Zeytinli’de bu alanı ele alıp da “1. derece doğal SİT alanı” ilan etmeyi düşünen bir kamu otoritesi yok mudur? Etrafını çevirmek, yanmasını ve çöplüğe çevrilmesine engel olmak mümkün değil midir? Doğal sulak alan ve sazlık olan, içinde yüzlerce canlıyla, kuşlarla, böceklerle, sürüngenlerle bu alan bir “doğal yaşam eğitim alanı” ilan edilemez mi? Ahşap yürüyüş yolları, kuş gözlem kulübeleri, etrafını çevreleyen bir ağaç kuşağı ile, zaten oldukça rahatsız edici özellikleri olan arıtma tesisini kuşatan bir koruyucu hat oluşturulamaz mı? Herkesin, hemşehrilerimizin, belediyenin ve kamu kurumların gözleri önünde, bu alan moloz ve çöp döküm yerine çevrilmek zorunda mı? / İlçemizin çözülmesi gereken sorunlarından birisi de bu doğal sazlık alanının korunmasıdır. Özellikle ve ivedilikle, bu alana çöp ve moloz dökülmesi önlenmelidir.”
Ne yazık ki bu sese yerel yönetimler, siyasi partiler ve STK’ları yanıt vermediler, sessizlikle geçiştirdiler.
02.02.2020’de ise şöyle diyordu EDÇEP: “Sahil kesiminde, Hamdi Türe Köprüsü’nün hemen yanında, Edremit Çayı’nın güney yamacındaki toprak yoldan itibaren, sazlık alanda dolgu yapılmaya başlandı bir süredir. Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi gözetiminde yapılıyor bu dolgu işleri. / Eskiden Çıkrıkçı Köyü’nün merasında kalan bu sazlık sulak alanın dolgusunda, Edremit Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü araçlarının taşıdığı malzemeler de kullanılıyor. Karton ve plastik ambalaj malzemeleri, torbalar içinde kalorifer külleri, cüruf, balçık, bahçe budama artıkları ve atık topraklar var dolgu alanında.. “Edremit Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (Süs Bitkileri-Sera)” kurulmak üzere bu sahanın doldurulduğu söyleniyor. / İleride gerekebilir diyerek, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’nde sayfamıza bir not düşüyoruz bu konuda.. Elbette süs bitkileri ve seracılık, kentimize bir üretim katkısı sağlayacaktır. Ancak, Kazdağları ekosisteminden geriye, torunlarımıza gösterecek bir sulak alan örneği bırakmak gerektiği de zamanla unutulmaz umarım.”
Ancak bu seslenişimiz de ne yerel yönetimler, ne merkezi yönetimlerin ilimizdeki temsilcileri, ne siyasi partiler ve ne de kendisine “çevreci” diyen dernek ve platformlar kulak kabarttılar.
EDÇEP’TEN YETKİLİLERE SORULAR…
25.07.2020’de ise şöyle diyordu EDÇEP: “Bu fotoğraflar, Edremit Tarıma Dayalı İhtisas Sera (Süs Bitkileri ve Çiçekçilik) Organize Sanayi Bölgesi TDİOSB alanında yapılan dolgu faaliyetine ait.. Aklınıza gelebilecek her şey var bu dolguda. Budanmış ağaçlar, her türlü katı atık, inşaat molozları, yanmış kömür cürufları ve nihayet dere yatağından kepçe marifetiyle çıkartılan zehirli balçık.. Burada toprak kirleniyor resmen.. Dökülen katı atıkların, plastiklerin bir kısmı da rüzgarın tesiriyle Edremit Çayı’nın içinde, su da kirleniyor..!? Aklı erenler vardır aramızda, ziraat mühendisi, tarım uzmanı, konuya hakim arkadaşlar.. Lütfen söyleyin, süs bitkileri yetiştirilecek, seracılık yapılacak bir alana, bu şekilde bir dolgu yapılması ne kadar doğru? Ne kadar bilimsel?” Ses çıkmayınca 29.07.2020’de EDÇEP bu soruları ilgililere iletti.. Yanıtlarını kısmen biliyor olmasına rağmen iletti. “Yanıt alırsak, elbette kamuoyu ile de paylaşacağız..” dedi. Dilekçesi şöyleydi: “Edremit Tarıma Dayalı İhtisasa Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü’ne, / Dalyan bölgesindeki uygulama sahanızda, bir süredir dolgu işlemleri yapılıyor. Fakat, buraya taşınan malzeme sadece toprak değil. Budanmış ağaçlar, inşaat atıkları, molozlar, yanmış kömür cürufları, her türlü katı atıklar ve plastikler de dolgu sahasına boşaltılıyor. Son olarak Edremit Çayı’nın yatağından temizlenen balçıklar dahi buraya dökülmeye başlandı. / Bu uygulamalar nedeniyle, aşağıdaki sorulara yanıt vermenizi istirham ediyoruz: / 1-) Bu dolgu yöntemi ne kadar sağlıklı ve bilimseldir? / 2-) Sahada saksı bitkileri yetiştirilecek olsa bile, zehirli atıklar da ihtiva eden balçığın burada toprağa serilmesi doğru mudur? / 3-) Dolgu alanına dökülen plastik ve kağıt atıklar rüzgarın etkisiyle dereye dolmaktadır. Aşağı taraf kepçelerle temizlenirken, az yukarısında yeni kirleticiler olması uygun mudur? / 4-) Sahanın dolgu işlemleri hangi kurumun sorumluluğundadır? / Bahsedilen durumları tespit ettiğimiz fotoğrafları da, talep ederseniz takdim edebiliriz. Vereceğiniz yanıtları, sağlıklı bilgilenme adına kamuoyu ile paylaşmaya da hazırız.”
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDEN GELEN CEVAP…
05.10.2020’da aldığı yanıtı da şöyle paylaştı kamuoyuyla:
“Değerli dostlar, Edremit Çayı’nın denize döküldüğü bölgede, Hamdi Türe Köprüsü’nün hemen güneyinde yer alan ve vaktiyle Çıkrıkçı Köyü’nün merası olan alanda, şimdilerde yoğun bir dolgu faaliyeti yapılıyor. Fakat öyle bir dolgu ki, yoldan geçen herkes bu işleme dair EDÇEP’e sık sık şikayette bulunma gereğini duyuyor. Aşikar şekilde kirleniyor çevre orada. / Bizler de, bu alanın tahsis edildiği OSB Müdürlüğü’ne 29 Temmuz’da bir dilekçeyle başvurarak konuyu aydınlatmak istedik. Sorduğumuz soruları ve biraz gecikerek de olsa gelen yanıtları, toplumsal sorumluluğumuz gereği sizlerle ve tüm kamuoyu ile paylaşıyoruz.
“ETDİOSB Yanıtı: “Edremit Çevre Platformu, İlgi: 29.07.2020 tarihli dilekçeniz. İlgi tarihli dilekçeniz tarafımızca incelenmiş olup, konusu gereği Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne gönderilmiştir. İlgili kurumun vermiş olduğu cevabi yazı ekte tarafınıza sunulmuştur. Bilgilerinizi rica ederim. Coşkun Salon / ETDİOSB Yön. Kurulu Başkan V. / 29.09.2020”.
Bilahare Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nden de yanıt geldi: “ETDİOSB Bölge Müdürlüğü, İlgi: 04.08.2020 tarihli ve 95 sayılı yazı. / Söz konusu alan mevcut haliyle bataklık durumunda olup yapılması planlanan TDİOSB Projesinin faaliyete alınmasına olanak sağlanamamaktadır. Projenin faaliyete alınabilmesi için alan, TDİOSB olarak düzenlenmesi noktasında yol kotuna getirilene kadar doldurulacak ve malzemenin üzerine nebati toprak serilerek görüntü kirliliği giderilecek olup kullanıma elverişli hale getirilecektir. Sahaya alınan balçık tehlikeli atıkların düzenli depolama kriterlerini gerektirmeyen inert atık sınıfına girmektedir. / Sahaya hafriyat toprağı inşaat ve yıkıntı atıkları dışında karışık (park-bahçe atıkları, geri dönüşebilir atıklar vb.) getirilmemesi konusunda ilgili ilçe belediyelerine, bu tür atıkların sahaya kabul edilmemesi konusunda sahanın işletmecisi Belediyemizin iştiraki olan BAGYAŞ firmasına gerekli uyarılar yazılı olarak yapılmıştır. Sahanın iş makinesi yardımıyla düzenlenmesi sağlanacaktır. / 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu…. hükmü gereği hafriyat atığı depolama sahası belirlenmesi ve faaliyete alınması Büyükşehir Belediyemiz görev ve sorumluluğunda bulunmaktadır. Bilgilerinize rica ederim. / Hüseyin Deniz / Belediye Başkanı a. Genel Sekreter Yardımcısı”
EDÇEP bu yanıtları kamuoyuna iletirken de şunu söyledi:
“Bu saha için gönlümüzden geçenler çok farklıydı elbette. Korkarız, Kazdağları ekosisteminin, denizle buluştuğu bu sahillerdeki Dalyan’dan geriye hiçbir şey kalmayacak yakında. Torunlarımıza ne göstereceğiz? “Akçay da bir zamanlar böyleydi” diyebileceğimiz bir karış yer bile olmayacak birkaç yıl sonra. Fakat, madem ki bir şeyler yapılıyor, kentimizi yönetenler karar almışlar, hiç değilse çevreye yeni kirlilikler saçılmamalı elbette.. Bu konuyla ilgili olarak, Çevre Bakanlığı’na da bir müracaatımız var. Onunla ilgili gelişmeler olduğunda, yine sizlerle paylaşacağız ileride..”
Fakat ne yazık ki, bu müracatımıza Bakanlık’tan halen yanıt gelmedi.
25.02.2021’de ise EDÇEP şöyle diyordu:
“Dalyan’daki OSB arazisinde yapılan vahşi dolgu faaliyetlerine karşı, EDÇEP daha önce gerekli müracaatlarda bulunmuştu.. Bu sahaya geçen Temmuz’dan itibaren pek çok kirleticinin yanı sıra, Edremit Çayı’nın denize döküldüğü bölgede yapılan dip temizliğinden çıkartılan çamurlar ve balçıklar da dökülmüştü. / Bunun sakıncalarını anlatan dilekçemiz üzerine de, Eylül başında Balıkesir B. Belediye Başkanı a. Genel Sekreter Yardımcısı Hüseyin Deniz bir yanıt vererek “bu tür atıkların sahaya kabul edilmemesi konusunda sahanın işletmecisi Belediyemizin iştiraki olan BAGYAŞ firmasına gerekli uyarılar yazılı olarak yapılmıştır. Sahanın iş makinesi yardımıyla düzenlenmesi sağlanacaktır.” deniliyordu.
Oysa şimdi de, Havran Çayı’nda yapılan temizlikten çıkartılan çamurlar aynı sahaya dökülmektedir. Değerli yetkililer lütfen ya söylediğinizi yapın, ya da yaptığınızı söyleyin bu konuda.. Bu çamur, balçık o dereleri kirletiyorsa, toprağı da kirletmeyecek midir? Bu yapılan işin bilimsel veya vicdani bir yanı var mıdır? Neden o balçıktan alınan numuneleri yayımlamıyorsunuz o vakit? / Büyükşehir ve Edremit Belediyesi, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, DSİ, BASKİ ve ETDİOSB Yönetim Kurulu, lütfen bu duruma müdahale edin..”
19.03.2021’de yine uyarıyordu EDÇEP:
“Söz vermek” yetmiyor.. Lütfen herkes üzerine düşeni yapsın.. Edremit Belediyesi, Burhaniye Belediyesi, Balıkesir B. Belediyesi, bu arazi “özelliğini yitirmiş mera” olarak nitelense bile; Dalyan’da dolgusu yapılmakta olan Edremit Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde yapılan işlemler doğaya zarar verici niteliktedir. Budama artıkları, çöpler, yanmış kalorifer atıkları ve derelerden çıkartılan balçıklarla dolgu yapılamaz. Önlem alın, lütfen önlem alın.. Üzerinize düşeni yapın. Bu alan çöplük gibi kullanılamaz.. Böyle dolgu olmaz..”
Ancak son nokta bu da olmadı maalesef…
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi şimdi de Edremit Çayı’nın içinde Hamdi Türe Köprüsü’nden yukarıya yani Edremit’e doğru temizlik çalışmalarına başladı tekrar. İş makinaları kepçelerle dere yatağından aldığı kirli ve çok kötü kokulu balçığı MERTAŞ’ın kamyonlarına dolduruyor ve bu kirli yük hemen köprüden karşıya geçirilip OSB sahasına boşaltılıyor.
DOĞAL ALANLARA RANT GÖZÜYLE BAKILARAK SAĞLIKLI BİR GELECEK KURULAMAZ
Anlaşılması gereken şudur:
- Dereyi kirleten bütün malzemeleri temizlemek doğrudur ama bunu götürüp OSB’nin tapulu arazisinde, meraya boşaltmanın bilimsel bir karşılığı yoktur. Bu pis kokulu, simsiyah balçıktan numuneler alındı gözümüzün önünde, neden sonucu açıklanmıyor?
- OSB dolgusu muhtemelen 15-20 bin kamyon malzemeye ulaşmıştır bugüne kadar. Bu dolgu ile Dalyan tekrar geriye dönülemeyecek şekilde hançer gibi ortadan ikiye bölmüştür. OSB için buraya karar verenler, durumun vebalini ömür boyu taşıyacaklardır. Buna ses çıkartmayan, gören ama anlamayan, farkında olamayan yöneticiler, siyasi partiler ve STK’lar da bu günaha ortaktır.
- Özel mülkiyete konu olmadan, tapular dağıtılmadan önce bu sulak alan için detaylı bir proje oluşturmayı beceremeyen gelmiş geçmiş tüm yerel yönetimler de gelinen durumdan sorumludur. EDÇEP yerel seçimler öncesinde bu öneriyi de adaylara iletmişti halbuki.
- Her türlü doğal alana sadece rant gözüyle bakılarak, sağlıklı bir gelecek kurulamaz. Diğer alanlar gibi, Körfez’in ve Dalyan’ın da uzunvadeli, üzerinde fikir birliğine varılan Master Planlara ihtiyacı vardır. Bunu 2020 Temmuz’unda gerçekleştirilen “Körfez Çevre ve İklim Değişikliği Çalıştayı”nda da dile getirmiştik. Fakat tam aksi yapılmaya, her küçük arazi parçası için farklı ve anlık projeler oluşturulmaya devam ediliyor ne yazık ki.
- Seçilmiş ve atanmış yöneticilere öneri götürmeyen, kamuoyu adına uyarı vazifesini ve Anayasal görevini aksatan tüm bireyler ve STK’lar ivedilikle özeleştiri yapmalı ve popülist yaklaşımlar yerine, rasyonel davranmaya başlamalıdır. Hiç olmazsa Dalyan’dan geriye kalan kurtarılmalıdır.