Uzmanlar, Kasım ayında yüzey sıcaklığı 20 derece civarında seyreden Marmara Denizi’nde tekrar müsilaj sorunu yaşanabileceğine işaret ediyor. Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, “Müsilaj, son 30 yılın ihmalidir” dedi.
Marmara Denizi’ndeki suların sıcaklığı, yüzeyde 20 santigrat derece olarak ölçüldü. Uzmanlar, deniz sıcaklığının artmasının potansiyel tehlikelerine vurgu yaparak, 2021’de Marmara Denizi’nde ortaya çıkan müsilaj sorununu bir kez daha gündeme getirdi. Elips Haber’den Betül Vural’a konuşan Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, “Müsilaj bu sularda dün oluşmadı. Daha öncesinde de vardı ama bu kadar yoğun değildi” dedi.
Müsilajın arıtma eksikliği nedeniyle kara kökenli kirliliğin denize verilmesi sonucu tek hücreli canlıların oluşturduğu aşırı üreme ile ortaya çıktığını söyleyen Öztürk, müsilajın bazen beyaz bazen kırmızı renkte, bazen de sabun köpüğü şeklinde olabileceğini dile getirdi.
“Müsilaj ulusal güvenlik sorunudur”
2021 yılında müsilaj sorunu yaşayan Marmara Denizi’nde hala müsilaj birikintileri bulunduğunu aktaran Öztürk, “Müsilajın devam etmesi ulusal güvenlik sorunudur” dedi. Yoğun müsilajın neden olabileceği sorunlardan bahseden Öztürk, “Deniz ulaşımında yoğun aksamalar yaşanabilir. Bunun daha önce örnekleri yaşanmıştır. Müsilaj, geçmişte gemilerdeki su sirkülasyonunu engellemiş, denizden su alınan sistemleri etkilemiştir. Ciddiye alınması gerekir” sözlerini kullandı.
“Son 30 yılın ihmali”
Müsilaja karşı arıtmaların kontrolü ve denetlenmesi gibi konularda çalışmalar yapıldığını söyleyen Öztürk, bu çalışmaların zaman alacağını belirterek “Bu son 30 yılın ihmalidir. Müsilaj bu sularda dün oluşmadı, daha öncesinde de vardı ama bu kadar yoğun değildi” dedi. Müsilajın besin zincirini etkileyebileceği yönündeki uyarıları değerlendiren Öztürk, “Bu etkiler, balıkçılık faaliyetlerini kapsamakla birlikte, dipte yaşayan canlılarda toplu veya kısmi ölümlere de yol açabilir” ifadelerini kullandı. Müsilajdan sonra izlenen deniz canlılarının bazılarında iyileşme ve gelişme gözlemlendiğini dile getiren Öztürk, “Felaket tellallığı yapmanın bir anlamı yok. ‘Marmara tamamen bitti, öldü’ gibi söylemler yanlıştır” diyerek sözlerini noktaladı.