Marmara Denizi’nde 25 metrenin altında oksijen kalmadığını hatırlatan Bursa Su Kolektifi üyesi Caner Gökbayrak, ekim ayının son haftasında müsilajın Erdek’te deniz dibinde görüldüğünü belirtirken, kasım ayının ilk haftasında da Güney Marmara’da 5 ile 25 metre derinliğinde yoğun olarak müsilaj gözlemlendiğini ifade etti.
Aralık ayının başında müsilajın Gemlik Körfezi‘nde deniz yüzeyinin 1–2 metre altında görüldüğünün bilgisini veren Gökbayrak, geçtiğimiz günlerde de Güney Marmara’nın 5-25 metre derinliğinde müsilajsız bölge kalmadığını kanıtlayan görüntülerin basında yer aldığını dile getirdi.
“MÜSİLAJIN TEMEL NEDENİ DENİZLERİN KİRLETİLMESİDİR!”
Müsilajın denizin kirletilmesi sonucu fosfor ve azot yükünün fazlalaşmasıyla meydana geldiğini söyleyen Caner Gökbayrak, müsilaja sebep olan faktörleri, yalnızca deniz suyu sıcaklığına ya da iklim krizine bağlamanın doğru olmayacağını belirtti. “Deniz sıcaklığına bağlı olsaydı en sıcak deniz olarak bilinen Kızıldeniz’de ve sığ karasularından oluşan Maldiv Adaları’nda da müsilaj tehlikesi görülürdü” şeklinde ifadelerde bulunan Gökbayrak, deniz suyu temiz olduğu takdirde, su ne kadar sıcak olursa olsun müsilajın oluşmayacağını kaydetti.
Bursa Su Kolektifi üyesi Caner Gökbayrak, müsilajın oluşum sürecini şöyle aktardı:
“Müsilaj çoğunlukla deniz dibinde başlar. Önce mercan, sünger ve kabuklular gibi deniz dibinde yaşayan canlıların üstünü bir tül gibi örter. Besin ve oksijen alımlarını engelleyerek zamanla ölümlerine neden olur. Ardından deniz tabanından yükselerek deniz altını kaplar ve uzun tül görünümlü yapılar oluşturur. Balıklar ve diğer deniz canlılarının solungaçlarını tıkayarak büyük çoğunluğunun ölmelerine neden olur. Müsilaj en son aşamada su yüzeyinde görülür duruma gelir. Bu aşamada deniz altının tümüyle müsilajla kaplanmış olduğu bilinmelidir. Balıkçılar ve hatta deniz taşıtlarının motorlarının pervaneleri müsilajdan zarar görür.”
Müsilajın, kapladığı alanı topluca ölüme sürüklediğini dile getiren Gökbayrak, Marmara Denizi çevresindeki tüm kentlerde sanayi yatırımları durdurularak, tüm atık su arıtma tesislerinin hızla ileri biyolojik arıtma niteliğine getirilmesi gerektiğini vurguladı.
“MÜSİLAJ EYLEM PLANI ÇÖPE GİTTİ!”
Sadece deniz yüzeyini temizleyerek, müsilajın ortadan kaldırılamayacağına dikkat çeken Caner Gökbayrak, 2022 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri tarafından Marmara Denizi yüzeyinin temizlenip “Müsilaj bitti” denilse de, deniz altında müsilajın varlığını sürdürmeye devam ettiğini belirtti.
Bu durumun çok ciddi miktarda deniz canlısının ölümüne neden olduğunu vurgulayan Caner Gökbayrak, “Marmara’da müsilaj felaketinden yalnızca 3 yıl sonra aynı durumu yeniden yaşıyoruz. Bu da alınan sözde önlemlerin gerçekte hiçbir işe yaramadığını açıkça gösteriyor. Bugünkü durum Müsilaj Eylem Planı‘nın çöpe gittiğini ve köktenci radikal önlemlerin acil olarak alınması gerektiğini ortaya koymaktadır.” şeklinde konuştu.
“AKILLARA ZARAR PROJE DERHAL DURDURULMALIDIR”
Denizlerin kirlenmesine ve müsilajın oluşmasına sebep olan sanayi atıklarının önüne geçilmediği müddetçe, denizlerin kurtulamayacağına dikkat çeken Gökbayrak, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci dahi işletilmeyen Ergene Derin Deşarj projesinin acil olarak durdurulması gerektiğini söyledi.
Benzer biçimde Bursa’da da atık suları kanala alıp Marmara Denizi’ne boşaltılacak bir proje olduğunu öğrendiklerini dile getiren Gökbayrak, söz konusu projenin yaşanılanlardan ders alınmadığının açık bir kanıtı olduğunu belirtti.
Marmara Denizi’nin geleceğini tehdit eden bu projenin derhal durdurulması ve bir daha dokunulmamak üzere imha edilmesi gerektiğinin altını çizen Gökbayrak sözlerini, “Halka, gelecek nesillere böyle bir ihanet asla düşünülmemelidir” diyerek sonlandırdı.
Kaynak: nobetcigazete.com