Maden Platformu’ndan çok tartışılacak açıklamalar!

Maden Platformu Sözcüsü Mehmet Yılmaz, madenciliğin doğa düşmanı bir faaliyet olarak gösterilmesine yönelik açıklamaların sektörün itibarsızlaştırılmasına neden olduğunu bildirdi.

 

Maden Platformu’ndan yapılan yazılı açıklamada, madenciliği itibarsızlaştırmaya yönelik söylemler nedeniyle ülkenin yeraltı zenginliklerinin araştırılmasının ve keşfedilenlerin çıkarılmasının zorlaştığı ifade edildi.

Madencilikte dışa bağımlılığın arttığına işaret edilen açıklamada, Türkiye’de 12 milyon hektar alanın madencilik faaliyetlerinde kullanıldığı, madenciliğe kısıtlı olmayan yerlerde Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından verilen ruhsatlarda sürdürülen maden arama ve çıkarma faaliyetlerinin doğa düşmanı faaliyetler olarak sunulmasının ülke madenciliğine zarar verdiğinin altı çizildi.

 

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

 

“Enerji, maden, metal ara ürünleri ithalatında 2022 yılında dış ticaret açığımız 106 milyar dolara ulaşmıştır. Ülkemiz doğal gazda yüzde 99, petrolde yüzde 93, kömürde yüzde 60 (kalori bazında), demir cevherinde yüzde 55, metal ve ara ürün olarak sırasıyla çinkoda yüzde 98, alüminyumda yüzde 95, altında yüzde 85, bakırda yüzde 75 dışa bağımlıdır. Sanayimiz üretimini sürdürebilmek için 2022 yılında yurt dışından petrol ve doğal gaz ithalatına 93,5 milyar dolar, demir çelik ve hurda ithalatına 30,9 milyar dolar, altın ithalatına 21,6 milyar dolar, kömür ithalatına 8,8 milyar dolar, alüminyum ithalatına 7,5 milyar dolar, bakır ithalatına 5,5 milyar dolar ödemiştir. Türkiye’de maden çıkarılmak için kazılan alanlar ülkemizin yüzölçümünün binde 1’ini teşkil etmektedir.”

 

Türkiye’de orman alanlarının binde 3’ünün madencilik faaliyetleri için geçici olarak kullanıldığı belirtilen açıklamada, Orman Genel Müdürlüğü tarafından ormanların üretim kapasitesi göz önüne alınarak 2022 yılında toplam 30 milyon metreküp kesim gerçekleştirildiği ve kesilen 100 bin ağacın 1’inin madencilik faaliyetleri için kesildiği bildirildi.

Türkiye’nin toplam elektrik ihtiyacının yüzde 2,5’ini, Ege Bölgesi’nde kullanılan elektriğin yüzde 62’sini karşılayan Muğla’daki kömür santrallerinin mevcut kömür rezervleri bitinceye kadar çevre standartlarına uygun olarak yörenin havası, suyu ve toprağına zarar vermeyecek şartlarda üretimlerine devam etmesinin sanayi ve bölgede yaşayan vatandaşlar için önem arz ettiği aktarıldı.

 

Açıklamada görüşlerine yer verilen Maden Platform Sözcüsü Yılmaz, “Madencilik sektöründe faaliyet gösteren 18 birlik ve dernek olarak ülkemizin maden ihtiyacını karşılarken ‘önce insan ve çevre’ diyoruz. Madenciliğin ülke ekonomisi ve toplumumuzun refahı için vazgeçilmez bir faaliyet olduğunu kamuoyunun dikkatine sunmak istiyoruz. Gelişmiş ülkelerde madencilik nasıl yapılıyorsa biz de aynı şekilde maden çıkarılan bölgenin havasına, suyuna, toprağına zarar vermeden, madenlerimizi bulundukları yerden çıkarıp ekonomik ve sosyal kalkınmamız için değerlendirmek zorundayız. Madenleri bulunduğu yerden çıkarmak zorundayız. Bir köprüyü, bir yolu, bir fabrikayı, bir yapıyı başka bir yere yapabilirsiniz bir ağacı, bitkiyi başka bir yere fazlası ile dikebilirsiniz ama madenin bulunduğu yeri değiştiremezsiniz. Bu evrensel gerçeği göz ardı ederek madenciliği doğa düşmanı bir faaliyet olarak gösterilmesine yönelik açıklamalar sektörün itibarsızlaştırılmasına neden olmaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.

Exit mobile version