KİMYASAL YAĞMUR NEDİR, NASIL OLUŞUR, RİSK VAR MI?

İstanbul’un Tuzla ilçesindeki bir kimyasal madde üretim fabrikasında çıkan yangının ardından, kimyasal yağmur yağabileceği endişesi yaşandı. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’ndan (AFAD) yapılan açıklamalarda İstanbul’da herhangi bir kimyasal yağmur riski bulunmadığı belirtildi.

Asit yağmuru olarak da bilinen kimyasal yağmur nedir, nasıl oluşur, ne gibi etkileri var?

Kimyasal yağmur nedir?

Asit yağmuru olarak da nitelenen kimyasal yağmurlar, yoğun miktarda sülfür dioksit ya da nitrojen oksidin açığa çıkarak havaya karşımasıyla meydana geliyor.

Bu maddeler gaz halindeyken atmosferin üst katmanlarına kadar yükselebiliyor. Burada su, oksijen ve diğer havayı kirleten kimyasal partiküllerle karışıyorlar.

Bu kimyasal madde karışımıyla oluşan bulutların taşıdığı yağmurlara da asit yağmuru ya da kimyasal yağmur deniyor.

Suyun içinde çok kolay bir şekilde çözülebilen sülfür dioksit ve nitrojen oksit, rüzgârlar sayesinde de çok uzak bölgelere taşınabiliyor.

Sülfür dioksit ya da nitrojen oksit yüklü bulutlar, yağmura, kara ya da sise yol açabiliyor ve etkileri günlerce sürebiliyor.

 

 

Kimyasal yağmurlara neler neden oluyor?

Uluslararası Enerji Ajansı her ne kadar doğal yollarla oluşabiliyor olsa da, sanayi atıkları kimyasal yağmurların başlıca nedeni olduğunu söylüyor.

Enerji santrallerinin salgıladığı atık gazlarda sülfür dioksit bulunuyor. Fosil yakıtların yakılması sonucunda da nitrojen oksit açığa çıkıyor.

Taşıtların egzoz gazları da bu maddelerin havaya karışmasına neden oluyor.

Yönetmeliklere uymayan sanayi tesislerinin, enerji santrallerinin ya da taşıtların salgıladığı gazlar belirlenen eşiklerin üzerine çıkarsa kimyasal yağmur riskini artırıyor.

 

Kimyasal yağmurun etkileri neler?

Sülfür dioksit ve nitrojen oksit, küresel ısınmaya yol açan seragazları arasında değil. Tam tersine sülfür dioksit salımında artış, havanın soğumasına yol açıyor.

Ancak nitrojen oksit, yer seviyesi ozon kirliliğine yol açabiliyor ve bu da insan sağlığı için zararlı olarak kabul ediliyor.

ABD Çevre Koruma İdaresi, kimyasal yağmurların nehirlere, göllere ya da denizlere yağması durumunda deniz canlıları için de risk seviyesinin arttığını vurguluyor.

Sudaki kirlilik asit seviyesinin yükselmesi bazı deniz canlılarının ölümüne yol açabiliyor.

Bu yağmurlar ayrıca özellikle yüksek rakımdaki ormanlara da zarar verebiliyor. Topraktaki faydalı mineralleri kirleten asit yağmuru, ağaçların besin kaynağını öldürebiliyor.

 

Türkiye’ye daha önce asit yağmuru yağdı mı?

Evet.

Sanayi tesislerinin yaydığı atık gazlar nedeniyle yağan asit yağmurlarının yanı sıra 1991 – 1992 yıllarında Körfez Savaşı nedeniyle Adana’da yoğun asit yağmurları gözlenmişti.

Kuveyt’teki petrol kuyularının dönemin Irak ordusu tarafından ateşe verilmesi sonucu bölgede büyük bir hava kirliliği yaşanmıştı.

Yanan petrol kuyularının salgıladığı gazlar atmosfere karışıp yükselmiş, Adana ve çevresine kimyasal yağmur olarak yağmıştı.

Yanan kuyuların salgıladığı sülfür dioksit, o dönemde Adana ve çevresine yağan yağmurun ‘siyah yağmur’ olarak nitelenmesine de yol açmıştı.

Çukurova Üniversitesi’nden Kimya Profesörü Hünay Evliya, kaleme aldığı makalede sülfür dioksit seviyelerinin yükselmesi nedeniyle bölgede kış aylarının da mevsim normallerinden soğuk geçtiğini yazmıştı.

İstanbul’da kimyasal yağmur riski var mı?

Tuzla’daki kimyasal madde üretim fabrikasında çıkan yangının ardından açığa çıkan gazların İstanbul’a asit yağmuru olarak düşebileceği yorumları yapılsa da AFAD böyle bir risk bulunmadığını belirtiyor.

Yapılan yazılı açıklamada “Olay yerinde dün ve bugün İstanbul ve Kocaeli AFAD KBRN ekipleri tarafından gerçekleştirilen ölçümlerde olumsuz bir bulguya rastlanmamıştır. Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Hava Kalitesi Ölçüm Sisteminde olağandışı bir veri alınmadığı bildirilmiştir” dendi.

Açıklamada ayrıca “Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden alınan bilgilere göre de yangın neticesinde atmosfere karışan kirletici emisyonların bu gece geç saatlere kadar ülkemizi terk edeceği ve Cuma günü beklenen yağışlar nedeniyle ülkemizin herhangi bir bölgesinde olağandışı bir etki oluşturmayacağı öngörülmektedir” ifadeleri yer aldı. (Kaynak: T24)

Exit mobile version