Balıkesir ve Çanakkale illeri arasında bulunan Kaz Dağları ve Madra Dağları’nda faaliyet gösteren yerli/yabancı şirketlerin bölgedeki madencilik faaliyeti projelerinin sayısı ve bölgedeki çevresel etkileri hakkında soru önergesi veren CHP Balıkesir Milletvekili Op. Dr. Fikret Şahin’e Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan cevap geldi.
CHP’li Şahin’in Kaz Dağları ve Madra Dağları’nda ‘’Toplam kaç adet arama ve işletme ruhsatı kaç farklı yabancı ve yerli ortaklı şirkete verilmiştir?’’ sorusuna bakanlık; toplam 115 arama ruhsatı verildiğini; bunların 107’sinin yerli firmalara ve kamu kurumlarına, 8 adedinin ise yabancı şirketlere verildiğini açıkladı. Ayrıca verilen 164 işletme ruhsatının ise 148’inin yerli firmalara 16 tanesinin yabancı ortaklı şirketlere verildiği bakanlık tarafından açıklandı. Konu hakkında değerlendirmede bulunan Balıkesir Milletvekili Fikret Şahin, ‘’Kaz Dağları ve Madra dağlarındaki doğal güzelliklerin yok edilmesi için binlerce hektarlık alanlarda yüzlerce arama ve işletme ruhsatı verilmiş. Sahadan gördüğümüz ve incelediğimiz kadarıyla yabancı şirketlerin alan hacimleri yerli şirketlere göre daha büyük olarak görülmekte. Zaten bunu en iyi Kanadalı şirket Alamos Gold’un katlettiği doğal alana bakarak daha iyi anlayabiliyoruz” dedi.
“MADENCİLİK KANUNU ANAYASA’NIN RUHUNA AYKIRI”
Madenlerin devletin hüküm ve tasarrufu altında olması gerektiğini belirten Milletvekili Şahin şunları söyledi:
“Yer altında bir zenginlik var ise bu devlete aittir. Şuan ki siyasi iktidar bu alanları resmen yüzlerce şirket arasında paylaştırmış. Burada ciddi denetimsizlik sorunları ortaya çıkmaktadır. Bu denetimsizlik ise Çanakkale’de 200.000’den fazla ağacın katledilmesine yol açtı. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak doğal zenginliklerimiz içerisinde bu şekilde madencilik faaliyetlerinin yürütülmesine karşıyız. Eğer bir madencilik faaliyeti yürütülecek ise bunun yerli şirketlerimiz tarafından devletin sıkı kontrolü altında ve doğal yaşamdan uzak alanlarda yapılmasını destekliyoruz.’ Anayasamızın 168. maddesine göre madenler ve yer altı zenginliklerimiz devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Fakat 3213 sayılı Madencilik Kanunu, milli menfaatlere ve yerli madencilik politikalarına aykırı olarak tasarlanmıştır. Bu kanun üzerinde bir çalışma yaparak kanun teklifimizi TBMM Başkanlığına iletmiş bulunmaktayız.’’