İliç’teki maden faciasının sorumluları hakkında bir suç duyurusu da Kazdağları’ndan geldi

Vahşi madenciliğin yasaklanması, yüzde 79’u maden ruhsatları ile kaplı olan Kazdağlarının da bir İliç olmaması için bölgede çalışan tüm altın madenlerinin kapatılmasını ve işletmeye başlamayan tüm diğer projelerin arama ve işletme ruhsatların da iptal edilmesi istendi.

İLİÇ-MADEN-FACİASI-HAKKINDA-SUÇ-DUYURUSU

Türkiye’nin her yerinde yaşam savunucuları İliç maden felaketinin sorumlularının yargılanması için suç duyurusunda bulundu. Bir suç duyurusu da İliç ile benzer bir tehdit altında bulunan Kazdağları’ndan geldi. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nin çağrısıyla Edremit Demokrasi Platformu bir basın açıklaması yaptı. Süheyla Doğan, Seyhan Yüksek ve Fikriye Sındırgı tarafından paylaşılan basın açıklamasında ülkemizde İliç gibi onlarca vahşi madencilik faaliyeti yürütüldüğüne dikkat çekildi ve İliç’te yaşandığı gibi denetimsiz verilen maden ruhsatları yüzünden benzer felaketlerle karşı karşıya olunduğu söylendi.

 

Vahşi madenciliğin yasaklanması, yüzde 79’u maden ruhsatları ile kaplı olan Kazdağlarının da bir İliç olmaması için bölgede çalışan tüm altın madenlerinin kapatılmasını ve işletmeye başlamayan tüm diğer projelerin arama ve işletme ruhsatların da iptal edilmesi istendi. Basın açıklamasının ardından söz alan katılımcılardan EMEP Genel Başkanı Av. Levent Tüzel yaptığı konuşmada, ülkemizdeki madencilik politikalarına dikkat çekti ve İliç’te yaşanan ekokırımın suçlularının cezalandırılmalarını istedi. Konuşmaların ardından, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği kurumsal olarak suç duyurusunda bulunurken dernek üyeleri ve platform bileşenleri ile birlikte 60 kişi de bireysel olarak suç duyurusunda bulundu.

 

 

İLİÇ MADENİ KAPATILSIN! SUÇLULAR YARGILANSIN!

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNUYORUZ!

“Erzincan İliç Çöpler Kompleks Altın Madeni’nde yığın liçi sahasında meydana gelen kayma sonucunda yaşanan facia, 9 çalışanın kimyasal zehirli atık altında kalmasına ve geri dönüşü mümkün olmayacak bir şekilde çok geniş bir alanda hava, su ve toprağın kirlenmesine neden oldu.

Yaşanılan felaket, göz göre göre gelmiştir. 2013 yılında ve daha sonra açılan davalarda ve bilirkişi keşiflerinde yapılan uyarılar dikkate alınmamıştır.  Anagold Madencilik, daha fazla kar ve rant uğruna, kapasite artışları yaparak, uygun olmayan arazi koşullarında üretime devam etmiş ve facianın yaşanmasına neden olmuştur.

Bizler, doğa ve yaşam savunucuları olarak bu yaşanılan felaketin büyük bir ekokırım suçu olduğunu ve İliç’in bir ekokırım suç mahalli olduğunu biliyoruz.

Bu suça sebep olanlar hakkında çevreyi kasten kirletmek ve görevi kötüye kullanmaktan yargılanmaları için suç duyurusunda bulunuyoruz.

Yaptığımız suç duyurusu ile İliç’te yaşanan, telafisi mümkün olmayan ağır doğa tahribatının yalnızca bir çevre felaketi değil ekokırım suçu olduğunu söylüyoruz.

Ekokırım, doğanın katledilmesi, gelecek kuşakları da etkileyecek şekilde, ağır ve telafisi mümkün olmayan bir doğa tahribatıdır. Böylesi büyük ölçekte doğa tahribatına sebep olan kasıtlı fiiller ise ekokırım suçudur. İliç’te yaşananlar kesinlikle ihmal suçu değildir. Öngörüldüğü, uyarıldığı, ölçümlendiği, verileri bulunduğu halde, sonucu bilinerek kasıtlı bir şekilde işlenen bir suçtur. Ekokırım suçudur.

Su döngüsü marifetiyle Fırat havzasının tamamına yayılmasına uzmanlar tarafından kesin gözüyle bakılan bu sınır ötesi doğa tahribatı, yani ekolojik yıkım, hava küre, yer küre ve su küreyi ağır ve geniş ölçekte kirletmiş, gelecek kuşakların sağlıklı bir çevrede yaşam hakkını ellerinden almıştır. Bu anlamda, İliç, hem coğrafya olarak sınır ötesini hem de o coğrafyada yaşayan gelecek kuşakları   etkileyen devasa ölçekli bir suç mahalli haline getirilmiştir.

Balıkesir ve Çanakkale İlimizde de halihazırda faaliyette olan metalik madencilik faaliyeti bulunmaktadır. Hepsi birer potansiyel İliç’tir. Lapseki ve İvrindi/Altıeylül’de Tümad A.Ş.’ye ait altın madenleri, Sındırgı’daki Zenit Madencilik’e ait Kızıltepe Altın Madeni, Karaayıt’taki Bilfer’e ait demir madeni, Balya’daki Eczacıbaşı’na ve Kalkım’daki CVK’ya ve Oreks’e, Lapseki Çataltepe’de Marmotek’e ait kurşun madenleri bunlardan bazılarıdır. Çalışan madenlerin dışında Bayramiç Hacıbekirler’de Cengiz Holding, Şahinli’de Tümad, Serçiler’de Koza, Orhanlar, Büyükşapçı ve pek çok yerde Bahar Madencilik, Sarıalan/Gökçayazı’da CVK Madencilik ve başka pek çok şirkete ait çok sayıda altın ve kompleks madencilik işletme ruhsatları bulunmaktadır. Bu projelerin tümüne karşı mücadelemizi çok yönlü olarak sürdürüyoruz. İtirazlarımızı dikkate almadan hazırlanmış, bilimsellikten uzak, tamamen şirket yanlısı bilirkişi raporlarının kabul edilmemesini talep ediyoruz. Yüzde 79’u maden ruhsatları ile kaplı olan bölgemizin bir İliç olmasını istemiyoruz. Bölgemizde çalışan tüm altın madenlerinin kapatılmasını ve işletmeye başlamayan tüm diğer projelerin arama ve işletme ruhsatların da iptal edilmesini istiyoruz.

Doğa ve yaşam savunucuları olarak Türkiye’nin pek çok il ve ilçesinde bugün eş zamanlı olarak İliç’teki sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz.

Dilekçemizde, Anayasanın 17.maddesi ile güvence altında alınan “Yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı”na  ve Anayasa’nın 56.maddesinde yer alan “Sağlıklı ve dengeli çevrede yaşama hakkı” ile “Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek ödevi”ne dayanarak ;

1-Çok sayıda insanı öldürme (TCK madde 81, 85/2),

2-“İnsan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıklarla” çevreyi  kasten kirletme (TCK madde 18/4,5),

3-Görevi kötüye kullanma (Kamu görevlileri yönünden) (TCK madde 257)

4-Tespit edilecek diğer suçlar nedeniyle, sorumluluğu olan Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. yöneticileri ve çalışanlarının, gereken idari önlemleri almayan, denetim yapmayarak  olayın meydana gelmesine  yol açan, izin ve ruhsatları veren kamu görevlilerinin tespit edilmesini, yapılacak soruşturma sonucunda, tespit edilen şüphelilerin atılı suçlardan yargılanmalarını ve cezalandırılmalarını,  şüpheli şirkete verilen tüm izinlerin TCK madde 60 gereğince iptali istemli olarak kamu davası açılmasını talep ediyoruz.

Ekokırım suçunun örtbas edilmesine, sorumluların cezasız kalmasına izin vermeyeceğiz. Konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz.”

Exit mobile version