DEMİRTEPE ALTIN MADENİ’NE BAKANLIKTAN İZİN ÇIKMADI

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Havran Büyükşapçı Mahallesİ’nde BAHAR MADENCİLİK SAN. ve TİC. A.Ş. tarafından gerçekleştirilmek istenen Demirtepe Altın Madeni Kapasite Artışı, Cevher
 Zenginleştirme Tesisi projesi ile ilgili Bakanlık ÇED sürecini durdurdu. Bugün  Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda Balıkesir İli Havran İlçesi Demirtepe Altın Madeni Projesi’nin İnceleme Değerlendirme Komisyonu Toplantısı gerçekleştirildi.

 

 

Toplantıda Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği temsilcileri de hazır bulundu. Altın madeninin Şapdağ orman ekosistemine, su kaynaklarına ve Havran Barajı’na olumsuz etki edeceği vurgulandı. 

Bakanlıktaki toplantıya Kazdağı Doğal ve Kültürel Vacrlıkları Koruma Derneği’ni temsilen Makine Mühendisi Figen Can, Gazeteci Aykut Alyanak, Kırsal Çevre Sorunlarını Araştırma Derneğin’den Orman Mühendisi Salih Usta, Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu ve Avukat Cömert Uygar Erdem  katıldı.

Toplantıda, itirazlar ve rapordaki eksiklikler nedeniyle ÇED sürecinin durdurulmasına karar verildi. 

Konuyla ilgili açıklama yapan Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan, Bahar Madencilik’in altın madeni projesine karşı çıkmalarının gerekçelerinin Bakanlık yetkililerine sunulduğunu belirtti. Doğan şu bilgileri verdi:

 

SÜHEYLA DOĞAN: DEMİRTEPE ALTIN MADENİ PROJESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ

“Şirketin proje ile ilgili yaptığı sunumun ardından heyet üyelerimiz ayrı ayrı söz alarak projeye olan itirazlarımızı dile getirdi ve projenin Şap Dağı orman ekosistemine, bölgedeki su kaynaklarına, Havran Barajına etkileri konusunda detaylı bilgiler verdi.  Aynı şirketin, Bahar Madenciliğin yürüttüğü Fatsa Altın Madeninin bölgedeki yer üstü ve yeraltı sularında ve toprakta yarattığı kirlilikle ilgili raporları da komisyona anlatan heyetimiz, Havran Barajı yakınlarında böyle bir madencilik faaliyetinin bölgenin idam fermanı olacağını ifade etti.

Heyetimiz ayrıca halkın projeyi istemediğine dair 12 bin imzalı dilekçeleri de komisyona sundu. Kamu kurumlarının da görüşlerinin alınmasından sonra, İDK Komisyonu Başkanı Kenan Ocak, yapılan itirazlar ve rapordaki eksikler nedeniyle ÇED sürecinin durdurulduğunu açıkladı. Derneğimizin proje ile ilgili itirazlarını ayrıca yazılı olarak Bakanlığa sunduk. Çabalarımız bir kez daha sonuç verdi. Süreci takip etmeye devam edeceğiz. Şap Dağı’nın ve Havran yöresinin katline sebep olacak Demirtepe Altın Madeni Projesine izin vermeyeceğiz.”

 

 

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞI
ÇED İZİN VE DENETİM GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NE
ANKARA

Balıkesir İli / Havran İlçesi Büyükşapçı Mahallesi Mevkii’nde BAHAR MADENCİLİK SAN. ve TİC. A.Ş. tarafından
gerçekleştirilmek istenen “89255 Ruhsat Numaralı Sahada Demirtepe Altın Madeni Kapasite Artışı, Cevher
Zenginleştirme Tesisi” projesi ile ilgili olarak EÇED Duyuru sisteminde yayınlanan ÇED Raporu derneğimizce
incelenmiş olup aşağıda yer alan hususlar belirlenmiştir:

1. Raporda projenin 2 etap olduğu belirtilmekte; “İş bu proje kapsamında 1. Aşamanın yapılması
planlanmaktadır. Birinci aşamada ana ocaktaki 1.1 g/t Au tenörlü 16 milyon tonluk cevherin işletilmesi
planlanmaktadır. 1. aşama kapsamında 1 yıllık arazi hazırlık ve inşaat sürecini takiben 10 yıllık işletme
süresi ve 2 yıllık kapatma süreci ile 13 yıllık proje ömrü öngörülmektedir. İkinci aşamada ise yaklaşık
28,4 milyon tonluk cevher işlenmesi planlanmaktadır. İkinci aşamada ki madencilik faaliyetleri için
ayrıca ÇED süreci başlatılacaktır. Maden ömrü kapasite artışına bağlı olarak 10-15 yıl daha uzamış
olacaktır. Bununla beraber 1. Aşamadaki proje ömrü ile proje ömrünün toplamda 20 – 25 yıl olması
planlanmaktadır. İkinci aşamada yapılacak madencilik faaliyetlerinde çıkacak pasanın birinci aşamada
oluşacak açık ocak boşluklarında dolgu olarak kullanılması planlanmaktadır.” denilmektedir.
ÇED Yönetmeliği madde 25 gereğince, TEK ÇED BAŞVURUSU yapmak zorunludur. Ancak, somut
durumda proje parçalanarak, farklı farklı ÇED süreçleri işletilmek suretiyle bütüncül etki
değerlendirmesi engellenmektedir. Projenin bütüncül etkilerinin, projenin başında irdelenmesi
gerekmektedir. Bu durumda ÇED raporunun yalnızca birinci etap için değil, her iki etapı da kapsayacak
şekilde hazırlanması gerekirdi. Proje 2 etap halinde çok daha büyük bir alanı kapsayacak ve toplan
etkisi daha fazla olacaktır. Bu nedenle, projenin tümünü kapsamayan bu ÇED Raporu geçersiz sayılmalı
ve reddedilmeli ve süreç sonlandırılmalıdır.

2. Balıkesir İlimizde Balya, Havran ve İvrindi, Sındırgı, Dursunbey, Edremit, Burhaniye, Ayvalık
İlçelerimizde birbirine yakın çok sayıda faaliyette olan metalik madenciliği mevcuttur. Ayrıca bölgede
ÇED süreci devam eden veya henüz ÇED süreci başlamamış ancak sondaj ve arama aşamasında olan
çok sayıda proje mevcuttur. Ayrıca bölgede yine henüz ihalesi yapılmamış ancak maden alanı olarak
belirlenmiş ihale alanları da mevcuttur. Bunca maden projesinin bir arada incelenmesi ve kümülatif
etkisinin incelenmesi ve bölge için tüm diğer enerji ve maden projeleri ile birlikte stratejik çevresel etki
değerlendirmesi yapılması ve bu projelerin daha sonra değerlendirilmesi gereklidir. Raporda 10 km
mesafede kümülatif etki değerlendirmesi yapılmış olup bu mesafede proje yok denilmektedir. 10m km
mesafe sınırı uygun değildir ve bölge bir bütün olarak ele alınmalıdır. Bu nedenle raporun Kümülatif
etki değerlendirmesi oldukça yetersizdir ve bölgedeki 1 km. mesafede olan diğer projeler bile
değerlendirilmemiştir ( çok yakınındaki Eğmir Demir madeni projesi bile göz ardı edilmiştir).
TEMA Vakfı tarafından hazırlanmış olan ve “Kazdağlarında Madencilik Raporu” na göre Balıkesir ve
Çanakkale’nin % 79’u madencilik projeleri ile kaplıdır. Bu projelerin bir kısmının bile faaliyete geçmesi
bölgeyi yaşanmaz hale getirecektir. Rapora aşağıdaki bağlantıdan ulaşılabilir:
https://cdn-tema.mncdn.com/Uploads/Cms/kaz-daglari-raporu.pdf

3. Raporda “Ayrıca 59956 ruhsat numaralı sahada, 18.04.2018 tarih ve E-2018199 karar ile “RN 59956
numaralı Altın Ocağı Patlayıcı Madde İlavesi ile ilgili ÇED Gerekli Değildir Kararı alınmıştır(bk. Ek-2).”
denilmektedir. Oysa bu karar derneğimiz tarafından açılan dava neticesinde iptal edilmiştir. Bu
nedenle, söz konusu projenin de iş bu ÇED raporuna dahil edilmesi gerekmektedir.

4. Raporda “11,84 hektarlık ÇED alanında ‘’Altın Madeni Ocağı’’nda üretim devam etmektedir. 59956
saha ile ilgili üretim yapıldığına dair Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü yazısı Ek-4’te verilmiştir.”
denilmektedir. Üretimin devam etmesi konusu doğru değildir. Üretimin yapılıp yapılmadığının yerinde
incelemesi gereklidir.

5. Proje, yaşam alanlarına çok yakındır. Raporda “ÇED sınırına en yakın yerleşim birimleri; 3,4 km
mesafedeki Eğmir Mahallesi, 1,79 km mesafede Büyükşapçı Mahallesi ve 3,53 km mesafede
Küçükşapçı Mahallesidir. Ocak alanına en yakın hane ise 2,34 km güneydoğuda bulunan yerleşimdir.
Proje alanına ulaşım; Balıkesir Havran üzerinden, Eğmir Mahallesi yolları ile ulaşılabilmektedir.”
denilmektedir. İşletme sistemi patlatmalı açık olan bu proje bölgeyi ve köyleri patlatmadan
kaynaklanan gürültü ve tozumalar nedeniyle yaşanmaz hale getirecektir.

6. Raporda, “Patlatmalı açık ocak işletmeciliği ile çıkarılacak cevher, öncelikle cevher hazırlama tesisine
ve akabinde cevherin zenginleştirmesi kapsamında yığın liç ve ADR proseslerinden geçecektir.
tabakalar ile kaplanacak yüklü solüsyon, yüksüz solüsyon ve acil durum havuzu ünitede yer alacaktır.
Yığın liç sahasında liç edilecek cevher kırma eleme tesisinde istenen boyutlara indirgendikten sonra
aglomerasyon tesisinde kireç ve çimento ilavesi ile aglomere edilerek yığınlar halinde serilecek ve
uygulanacak seyreltilmiş siyanür çözeltisi ile liç edilecektir.” denilmektedir. Ayrıca, “Hidrojen siyanür
(HCN) gazı yığın liç sahasından, sıyırma kolonları alanından ve kimyasalların hazırlanması sırasında
kullanılan NaCN (Sodyum siyanür) nedeniyle açığa çıkacaktır. HCN insan sağlığını ve refahını korumak
için kontrol altında tutulması gereken zehirli bir gazdır.” denilmektedir. Bu durumda projede miktarı
belirtilmemiş olmakla birlikte çok miktarda siyanür, kireç ve çimento kullanılacaktır. Siyanürün
öldürücü ve bir sürü hastalıklara yol açtığı bilinmektedir. Proje bu nedenle insan ve çevre sağlığı
açısından büyük risk taşımaktadır.

7. Raporda “İnşaat aşamasında işveren ve taşeron firma personeli olarak yaklaşık 250 kişi, işletme
aşamasında işveren ve taşeron firma personeli olarak yaklaşık 234 kişinin istihdam edilmesi
planlanmaktadır.” denilmektedir. Madencilik projelerinde nitelikli elemanlar dışardan sağlanmakta
ancak niteliksiz iş gücü bölgeden sağlanmaktadır. Verilen bu rakamlar bölge için büyük rakamlar
değildir, bu istihdam bölgenin tarım ve turizm potansiyeline uygun açılacak iş olanakları ile sağlanabilir
ve çalışanlar da daha sağlıklı bir iş kolunda çalışmış olur.

8. Yığın liç tesisi, 300 bin m2. dir ve Büyükşapçı mahallesinin 3 km kuzeyinde, Yorteri Tepesinin
yamacında, açık ocak sahasının 4 km kuzeydoğusunda yer alacaktır. Saha genel olarak tarım
arazilerinden oluşmakta olup bu alanlarda yer alan parsellerin yaklaşık %70’i Bahar Madencilik’e aittir.
Proje kapsamında yer alacak yığın liç tesisi, 10 milyon m3 yığın kapasiteli olarak tasarlanmıştır. Yığın
liçi alanının tarım alanlarına denk gelmesi nedeniyle, tarım alanları yok olacak ve bölgenin tarımı
olumsuz etkilenecektir.

9. Açık ocak alanı ve atık alanı Pinus nigra (karaçam) ormanları alanında kalmaktadır. Raporda “Bu
ormanlar proje alanında klimaks safhadadır. ÇED alanı içerisinde yerleşim yeri olmadığı için bölgede
yayılış gösteren doğal ormanlar oldukça kapalı örtüye sahip ve sağlıklıdır.” denilmektedir. Bu durumda
oldukça sağlıklı olan karaçam ormanları proje nedeniyle yok olacaktır. Raporda kesilecek ağaç sayısı
olarak da 187 bin rakamı verilmektedir. Bu rakam daha birinci etap içindir. İkinci etap için de bu
rakamın en az iki katı daha ağaç kesilmesi muhtemeldir. Ağaç sayısından çok, her türlü flora ve
faunasıyla bir orman ekosistemi yok olacaktır.

10. Proje alanı, Havran Barajının üstündedir ve çok yakındır. Havran Barajına bağlanan derelerin su
toplama havzaları da bu proje alanı içerisinde kalmaktadır. Su toplama havzaları yok olan dereler, su
toplayamayacak ve kuruyacaktır. Bu durumda Havran Barajının da suları azalacak, bu durum barajla
sulanan tarım alanlarının da susuz kalmasına neden olacaktır. Ayrıca madende meydana gelebilecek
asit maden drenajı vb nedenlerle ve siyanür nedeniyle yer altı suları ve topraklar kirlenecektir. Bu
kirlenme Havran Barajı için ve ve baraj suları ile sulanacak tarım alanları için çok ciddi riskler
taşımaktadır. Havran Barajına yakın bir mesafede bu proje kabul edilemez.

11. Proje diğer yandan da Gönen Barajının uzun mesafe koruma alanı sınırındadır. Bu nedenle bu projeden
dolayı içme ve kullanma suyu sağlayan Gönen Barajı da bu projeden olumsuz etkilenecek, barajdan su
kullanan halk ve tarım alanları açısından da risk oluşacaktır.

12. Raporda “Ruhsat sahası içindeki su kaynaklarının korunması, su kaynaklarına zarar verilmesi halinde
alternatif su kaynakları bulunacak ve su temini çözüm yöntemlerinin tesis edilmesi hususlarında da
tüm yatırım masrafları firma tarafından karşılanacaktır.” denilmektedir. Yani su kaynaklarına zarar
verilme olasılığı şimdiden kabul edilmektedir. Nitekim çoğu altın madenciliği projelerinin yakınlarında
yer altı ve yer üstü suları ve topraklar kirlenmektedir. Örneğin aynı şirketin, Bahar Madenciliğin
yürüttüğü Fatsa Altın Madeni Projesi çevresinde yer altı ve yerüstü suları ve topraklar ağır metallerle
kirlenmiş olup bu durum Prof. Dr. Mehmet Aydın tarafından akredite laboratuarlarda yaptırılan
tahlillerle ortaya çıkmıştır. Bu konudaki rapor yazımızın ekinde yer almaktadır.

13. Raporda: “İşbu proje kapsamında gerçekleşecek faaliyetler, karşılaştırılabilir bir zaman döneminde
gözlenen doğal iklim değişikliğinden etkilenirken doğrudan ya da dolaylı olarak küresel atmosferin
bileşimini bozan insan etkinliklerinden minimum düzeyde etkileneceği düşünülmektedir. ÇED alanı ve
çevresinin iklimin zamansal, kendi doğal değişkenliği nedeni ile oluşacak etkiler haricinde proje
kapsamında ve madencilik faaliyetlerinden kaynaklanacak etkilerin; gerekli izleme, kontrol ve
rehabilite çalışmaları ile asgari seviyede olacağı öngörülmektedir.” denilmektedir. 187 bin ağacın
kesileceği ve bir orman ekosisteminin yok edileceği, tarım alanlarının yok olacağı, derelerin ve su
kaynaklarının kuruyacağı bir proje nasıl olup da iklim değişikliğine etkisi olmayacaktır?

14. Rapora göre Su kullanımı: Kırma Tesisinde Su Kullanımı: 21 600 lt/gün, Personel:73.242 lt/gün,
Proses: 260.000 lt/gün olmak üzere toplam 74.042 lt/gün (374 ton/gün, 8.976 ton/ay, 107.712 ton/yıl) dır.

Zaten iklim değişikliği nedeniyle giderek kuraklaşmakta olan bölgede bir de bu kadar su maden
tarafından kullanılacak ve bölge daha da fazla susuz kalacaktır.

15. Rapor çok özensiz hazırlanmış olup bazı bölümleri başka raporlardan “kopyala yapıştır” yöntemi ile
kopyalanmıştır.
Yukarıda belirttiğimiz nedenlerle çevreye büyük zararları olacak olan ve hiçbir kamu yararı bulunmayan söz
konusu projeye“ÇED Olumsuz” kararı verilmesini talep ederiz. Saygılarımızla.

 

Süheyla Doğan Ünal
Yönetim Kurulu Başkanı

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
DEMİRTEPE ALTIN MADENİ’NE BAKANLIKTAN İZİN ÇIKMADI
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!