Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, Eğirdir Gölü’nün çok şiddetli kuruma ile karşı karşıya kaldığını belirterek, “Geçtiğimiz yıllardaki oranlamaya göre bu yıl gölün kıyı kenarlarındaki seviye kayıpları 50 metreyi aşmaktadır. Su seviyesi ise yüzde 30 oranında daha az olmaktadır” dedi.
Türkiye’de ‘yedi renkli göl olarak’ bilinen ve içme suyu, tarımsal sulama ile turizm amaçlı kullanılan Eğirdir Gölü’ndeki su kaybı her geçen gün artıyor. Bu nedenle Eğirdir Gölü havzasında bu sene tarımsal sulama için kısıtlı su kullanımı uygulamasına gidildi. Bu kararın ardından Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, gölden borularla kaçak olarak tarım arazisi ve evlere su çekildiğini görüntüledi. Kesici, su seviyesindeki kaybının boyutunu da çektiği görüntülerle ortaya koydu.
“İskele havada kaldı”
Önceki yıllarda göle atlamak için kullanılan iskele havada kaldı. Daha önce iskeleye kadar gelen göl suyu, 3-4 metre derinlikte iken bugün göl ile arasında ciddi bir mesafe oluştu. İskelenin yanında bulunan alanda da yeni kumsal alanlar oluştu. Dr. Erol Kesici, bu durumun ciddi bir vaziyet oluşturduğunu söyledi.
“Son günlerde yaşanan kötü felaketler göllerin öneminin arttığını gösteriyor”
TTKD Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, Eğirdir Gölü’nün çok şiddetli kuruma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını belirterek, gölün 12 yıldır özel hükümlerle korunduğunu söyledi.
Gölün stratejik bir öneme sahip olduğuna değinen Dr. Kesici, “Son günlerde yaşanan kötü felaketler bizlere göllerin öneminin arttığını göstermektedir. Çünkü doğal göllerimiz bizim su depolarımızdır. Yüzeysel akışla gelen suları depo ederek, yüzey akışta oluşan sellerin önlenmesinde etkili olurlar. Yine aynı şekilde havanın nemini artırmak suretiyle iklimi düzenlerler. Hidrolojik kuraklık yoksa, su kaynaklarımız kurumazsa iklimimizde de meydana gelecek değişiklikler olumlu olacaktır. Nem azalırsa sularımız ve yağış da azalmaktadır” dedi.
“Gölün kıyı kenarlarındaki seviye kayıpları 50 metreyi aşmaktadır”
Eğirdir Gölü’nün mutlaka korunması gereken bir göl olmasına rağmen son 3 yıldır aşırı su alımlarının göldeki biyolojik çeşitliliği olumsuz etkilediğini kaydeden Kesici, “Geçtiğimiz yıllardaki oranlamaya göre bu yıl gölün kıyı kenarlarındaki seviye kayıpları 50 metreyi aşmaktadır. Su seviyesi ise yüzde 30 oranında daha az olmaktadır. Yapmış olduğumuz belirlemelerde gölün üzerinde aşırı şekilde su bitkilerinin çoğalması, gölün güney kısmında bataklıklaşmanın meydana geldiğini göstermektedir. Doğal göllerde bilimsel olarak yaşamlarının son aşaması olan bataklıklaşmasının sonucu göller kurumakta ve karaya dönüşmektedir. Gerekli önlemlerin mutlak suretle alınması gerekir. Yoksa bugün Eğirdir Gölü çevresindeki yaşanan gün sinekleri, koku ve gölün suyunun içilemez duruma gelmesinin temel sebeplerinden biri gölün biyolojik çeşitliliğinin ve su kirliliğinin, mavi, yeşil alglerin aşırı şekilde artarak gölü yeşil renge boyamasının sonuçlarındadır” diye konuştu.
“Eğirdir Gölü’nün kurumasına izin vermememiz gerekir”
Dr. Erol Kesici, geçen yıllardaki yaptıkları çalışmalarda Türkiye’de son 60 yıl içerisinde yaklaşık 80’den fazla doğal göl ile sulak alanının tamamen kuruduğunu söyledi. Kesici, “Ülkemizin en önemli su kaynaklarının bulunduğu çok sayıdaki doğal göllerin yer aldığı göller yöresinde de göllerimiz kuruma periyoduna girmiş vaziyettedir. Ülkemizin en önemli su kaynağı olan Eğirdir Gölü havzasında 1 milyona yakın kişi bu gölü içme suyu, tarımsal üretim ve turizm amaçlı kullanmaktadır. Elma ve kirazın üretiminde Türkiye’de önemli bir katma değer sağlayan gölden son yıllarda su alınması giderek mümkün olmaz vaziyete gelmiştir. Tarımcılara da kısıtlamalı su verileceği bildirilmiştir. Eğirdir Gölü’nün çevresindeki birçok göl kururken Eğirdir Gölü’nün kurumasına izin vermememiz gerekir” dedi.