Fatsa’daki Altıntepe Madeni’nin yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını ağır metallerle kirlettiği iddialarıyla gündeme gelen Bahar Madencilik, bu kez Balya ve İvrindi’yi gözüne kestirdi. Şirketin Balya ve İvrindi’de yeni bir ÇED süreci başlattığı belirtiliyor. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği bu konuda bir açıklama yaparak yetkilileri ve kamuoyunu uyardı. Dernek Başkanı Süheyla Doğan, ÇED süreci başlatılan bölgenin Gönen Barajı’na 7,1, Manyas Barajı’na 9,5 kilometre mesafede ve tamamen ormanlık alan olduğunu söyledi.
Bahar Madencilik’in Ordu Fatsa’daki Altıntepe Madeni’ni 2015’den bu tarafa sürekli büyütmeye çalıştığını ve proje civarındaki yeraltı – yerüstü su kaynaklarının kirlettiğinin uluslararası akredite laboratuvarlarda yapılan testlerde ortaya çıktığını belirten Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan, “Çanakkale ve Balıkesir İllerinde çok sayıda altın madeni arama ve işletme ruhsatı bulunan Bahar Madencilik A.Ş. Balya-İvrindi İlçeleri’nde yeni bir ÇED süreci başlattı. Proje, Gönen Barajı’na 7,1 km, inşa halindeki Manyas Barajı’na ise 9,5 km. mesafededir. Proje alanı tamamen ormanlıktır.
Şirketin Teck Madencilik’ten 2020 yılında devir aldığı ruhsatın alanı 1323,2 hektardır. Bu kadar büyük bir ruhsat alanı için de, şirket, ÇED alanını, ÇED Yönetmeliği’nin en büyük açıklarından birisi olan ve artık kesinlikle değiştirilmesi gereken EK-1 listesinin 25-a maddesi uyarınca “Çevresel Etkileri Ön İnceleme ve Değerlendirmeye Tabi Projeler” listesine dahil etmek amacıyla, 25 hektar altında, 24,9 hektar olarak belirlemiştir. Uzun ÇED süreçlerinden kaçarak bir an önce işletme izni alıp alana yerleşecektir” dedi.
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan’ın konuyla ilgili açıklamaları şöyle:
“BAHAR MADENCİLİK A.Ş.’Yİ FATSA’DAN TANIYORUZ!”
“Bahar Madencilik, Fatsa’daki Altıntepe Madenini 2015’den buyana sürekli büyütmeye çalışan ve Fatsa’yı yaşanmaz hale getiren şirket. Proje civarındaki yeraltı ve yerüstü su kaynaklarında yapılan incelemelerde, suların maden tarafından ağır metallerle kirletildiği yurt dışında akredite laboratuarda yapılan testlerle ortaya çıkmıştı. Şirketin ayrıca EBX Madencilik A.Ş. adı altında Sivas Koyulhisar’da Sisorta Altın ve Gümüş Madeni var.
Şirketin sahipleri Ramazan Yılmaz, Ejder Yılmaz ve Mustafa Yılmaz. Şirket hakkında çok az şey biliniyor. Şirketin, 2016’daki darbe girişimi sonrası “FETÖ/PDY operasyonları” kapsamında el konularak yönetimi TMSF’ye devredilen ve Bergama, Gümüşhane, Eskişehir’de altın madenciliği yapan Koza Altın İşletmeleri’nin taşeronluğunu yaptığı biliniyor.
“ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞI’NA SESLENİYORUZ!”
Bizler, çevre sivil toplum örgütleri olarak bu süreci yakından biliyoruz. Bu konudaki itirazlarımızı sürekli olarak dile getirmekteyiz. Ancak aynı prosedür hala tekrarlanmaya devam etmektedir. Maden şirketlerinin hemen hepsi ne yazık ki ÇED Yönetmeliği’nin EK-1 ve EK-2 listelerindeki limitlerden yer yararlanarak, uzun ÇED süreçlerinden kaçmak için, bilerek ve isteyerek ÇED alanlarını 25 hektar altında gösterip Proje tanıtım dosyası (PTD) hazırlayarak, bir an önce “ÇED Gerekli Değil” kararları alıp İşletme İzinleri alarak alana yerleşmekte, göstermelik üretim yapıp daha sonra kapasite artışı ve daha sonra da zenginleştirme tesisi ilavesi yapmaktalar. Bizler de metalik madencilikle ilgili olarak Valiliklerce verilen “ÇED Gerekli Değildir” kararları için iptal davaları açmak durumunda kalmakta ve çoğunlukla da davaları kazanmaktayız. 20055698 Ruhsat Numaralı Sahada Altın Ocağı projesi için Balıkesir Valiliği tarafından “ÇED Gerekli Değildir” kararı verilmesi durumunda, Havran bölgesindeki diğer projeler için açtığımız ve kazandığımız davalar gibi bu projenin derneğimizce dava konusu edileceğinin bilinmesini isteriz.
“BÖYLE YAŞANMAZ HALE GELECEK”
Bakanlığınızın şirketlerin PTD ile başvurması durumunda, proje ile ilgili tüm sondaj bilgileri ve muhtemel rezerv alanları ve miktarları bilgilerini de talep edip projenin bütününü dikkate alarak, gerçekçi olmayan bu tür projeleri reddetmesi gerekmektedir. Ayrıca şirketlerin bu tür hamlelerinin önüne geçilmesi ve zaman kaybının önlenmesi için metalik madencilik projeleri için ÇED yönetmeliği EK-1 ve EK-2 listelerinde gerekli değişikliği yaparak bu duruma izin verilmemesinin sağlanması zorunludur.
Ayrıca, bölgede kümülatif etkinin gözetilmesi zorunludur. Bahar Madencilik A.Ş.’nin halihazırda ÇED süreci nihai olan ancak henüz ÇED Olumlu kararı almamış olan Demirtepe Altın Madeni Projesi, Balıkesir Havran İlçesi Büyükşapçı Köyü’ne çok yakındır. 20055698 Ruhsat Numaralı Sahada Altın Ocağı projesi de aynı bölgeye çok yakındır. Her iki projenin birden aynı bölgede gerçekleşmesi halinde, tarım ve hayvancılık ile kıt kanaat geçinen köylüler için bölge yaşanmaz hale gelecektir. Söz konusu projeler dışında bölgede hem işletme hem de arama aşamasında olan çok sayıda metalik madencilik projesi mevcuttur.
“PROJE ALANI 1. DERECE DEPREM BÖLGESİNDEDİR”
Bölge aynı zamanda deprem bölgesidir. Havran-Balıkesir Fayı projenin çok yakındadır ve 26.02.2023 tarihinde Havran’da 3.7 büyüklüğünde deprem meydana gelmiştir. Fay hattına çok yakın olan bu projeler için yüksek deprem riskinin varlığı ÇED dosyalarının oldukça detaylı bir şekilde hazırlanmasını zorunlu kılmalıdır. Ülkemiz son haftalarda Maraş ve Hatay’da yaşadığımız depremden bu denli zarar görmüşken Proje Tanıtım Dosyaları ile bu tür riskli projelere onay verilemez.
Bahar Madenciliğin Balıkesir İli Balya ve İvrindi İlçelerindeki 20055698 Ruhsat Numaralı Sahada Altın Ocağı projesi için “ÇED Gerekli Değildir” kararı verilmemesi, dosyasının şirkete iade edilmesi ve ÇED sürecinin sonlandırılması istiyoruz.”