Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Ayvacık’a bağlı Büyükhüsun köyünde kurulmak istenen jeotermal enerji santralı projesine tepki gösterdi. Dernek Başkanı Süheyla Doğal yaptığı açıklamada, “Ülkemizin arkeoloji, tarih, turizm, tarım, hayvancılık değerleri itibarıyla en değerli bölgeleri arasında yer alan Assos’taki Büyükhüsun köyünde yapılmak istenen Jeotermal Elektrik Santralı’na karşı, başta köy halkı olmak üzere, çiftçilik, hayvancılık, turizm faaliyetleri ile yaşamını kazananlar, yaşamlarını bu eşsiz doğa parçasında sürdürenler olarak kendi yaşam alanımıza ve ülkemizi güzel kılan her şeye sahip çıkmaya kararlıyız” dedi.
Kazdağı Koruma’nın konuyla ilgili açıklaması şöyle:
“Çanakkale Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 22 Ocak 2020 tarihli açıklamasına yanıtımızdır:
Her şeyden önce söz konusu müdürlüğün başlıca görevi ne pahasına olursa olsun, para kazanmak isteyen yatırımcılara yol vermek değil, ülkemizin hem kırsalının, hem kentlerinin yaşam alanlarına, doğasına sahip çıkmak korumak olduğunu anımsatırız. Bu sorumluluk, güç ve iktidar sahiplerinin ihtiyaçlarından, tercihlerinden çok daha önceliklidir.
Aydın, Denizli, Manisa ve son olarak, ilçemiz Ayvacık sınırları içindeki JES’lerden biliyoruz ki tarım ve yerleşim alanlarına 26 km’den daha yakın yapılan JES’ler ve kullanıldıktan sonra aynı derinliğe enjekte edilmeyen jeotermal sularda bulunan zehirli maddeler çok büyük çevresel sorunlara yok açmakta, yeryüzündeki yaşamı hem biyolojik, hem de ekonomik açıdan sona erdirmektedir.
Yapılan açıklama konu ile yakından ilgilenen uzmanlar dışındaki yurttaşların aklını karıştırmaya yönelik yanlış, geçersiz, konuyla ilgisi olmayan bilgiler içermektedir. Şöyle ki:
1. İlk paragraf şimdi söz konusu olan Büyükhüsunda yapılmak istenen jeolojik sondajla ilgili değil, komşu Behramkale köyünde daha önce benzer amaçla yapılmış, başarısız olmuş, beton enjekte ederek doldurulmuş, terkedilmiş bir çalışma ile ilgilidir.
2. Büyükhüsun köyünde yapılmak istenen çalışma için “usülsüz ve gizli” bir Jeotermal kaynak işletme izni verilmediyse, açıklamanın bu bölümleri Büyükhüsun köyü ile ilgili değildir.
3. Nitekim açıklamanın devamında “sadece 1 noktada 1 adet sondaj için 15/11/2019 tarih ve 2019378 karar nolu ‘ÇED Gerekli Değildir Belgesi” verilmiştir.” denilerek Büyükhüsun’la ilgili konuya girilmiştir. Devamında, izin için başvuran bu arama sondajında jeotermal kaynak bulur ve bunu kazanca dönüştürecek bir yatırım yapmak isterse, bunun için yeniden bir başvuru yapmasının gerekeceği doğru olarak belirtilmektedir.
4. Yapılan açıklamada değinilen farklı başvurular, verilen izinler, işlemekte olan süreçler göstermektedir ki, konu yalnızca Büyükhüsun köyü altında yapılacak dar kapsamlı bir sondajdan ibaret değildir. Yıllara saridir ve geniş bir alanda jeotermal enerji santralı yapımına yöneliktir. Zaten girişimci firma bunu başvuru dosyalarındaki haritada açıkça belirtmektedir. Hal böyleyken, Valiliğin yerin altını üstüne getirecek bölgesel, ulusal ölçekte bir proje için “ÇED gerekli değildir” kararı akla, bilime, hukuka aykırıdır. Bölgenin ekolojik dengesini ve tüm canlıların yaşam formlarını yok saymaktadır.
5. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün açıklamasının sonunda, Büyükhüsun köyünde, ilçemiz Ayvacık’ta ve neredeyse Çanakkale’nin tamamında yaşayan yurttaşlarımızı hayrete düşüren şu ifadeye yer verilmiştir:
“İddiaya konu yerlerle ilgili Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne bölge halkından ve bölgedeki turizm konaklama tesislerinden şu ana kadar herhangi bir şikâyette bulunulmamıştır.”
Oysa, bu konuda İl Müdürlüğü’de dilekçe verilmiş, bununla da yetinilmeyip, aralarında turistik işletmelerin sahipleri, işletmecileri ve çalışanlarının da yer aldığı 116 yurttaşımız, tüzel kişi ve STK, bilimsel raporları, benzer yatırımların yapıldığı yerlerdeki çevre sorunlarını örnekleyerek idari yargı yoluyla itirazlarını yaşama geçirmiştir.
Büyükhüsun ve çevre köyleri olarak itirazımız, uyarılarımız, yasal ve demokratik direngenliğimiz, tam zamanında devreye girmiştir.
Gelin bölge insanının huzurunu bozacak, doğamıza, arkeolojik değerlerimize, turizme, tarıma, hayvancılığa, topyekün yaşama zarar verecek bu işe, siz de Valilik olarak, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü olarak dur deyin.
Fırsatçılığa değil, güzel ülkemizin sonsuza dek yaşanır bir doğaya birlikte sahip çıkalım.
Valiliğimize, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğümüze, basınımıza ve tüm kamuoyuna saygıyla duyururuz.”