Ayvalık Belediyesi, Kadın Oyunları Festivali ile tiyatroseverleri Vural Sineması Nejat Uygur Sahnesi’nde konuk etmeye devam ediyor. 23 Mart tarihinde “Shirley” ismiyle Türkçe’ye uyarlanan, Sumru Yavrucuk’un muhteşem performans gösterdiği oyunla başlayan festivalin ikinci gününde “Dansöz” oyunu sahnelendi. Şamil Yılmaz yönetmenliğinde sergilenen oyunda, duyduğu bir müzik ile tüm hayatı değişen Meryem karakterini Sezen Keser canlandırdı. Ankara Sanat Tiyatrosu ile Ayvalık Belediyesi’nin yaşama geçirdiği Kadın Oyunları Festivali’nin ikinci gününde tiyatroseverlerin ilgisi yine çok büyük oldu, oyunun biletleri kısa sürede tükendi. Bir isyan hikayesini anlatan ‘Dansöz’ isimli oyun ilgiyle izlendi. Seyirciler salondaki koltuklara yine bir boş bir dolu şeklinde oturtuldu, maske ve hijyenik kurallar yine ön plandaydı.
Ayvalık Belediyesi’nin ev sahipliğinde Vural Sineması Nejat Uygur Sahnesi’nde sergilenen, 65 dakikalık oyunda genç oyuncu Sezen Keser performansıyla yürekleri fethetti. Oryantal müzik eşliğinde sahneye vücudu kana bulanmış dansöz kıyafetiyle çıkan oyuncu, Meryem’in yaşadıklarını anlatıp “erkek bakışı” ile bir hayatın nasıl bir çizgiden başka çizgiye aktarıldığını, oyun başlarken işlediği cinayeti, pavyon ortamına hangi baskılarla geldiğini çarpıcı bir dille aktarıp seyirciye duygulu anlar yaşattı. Oyunun sonunda festivali değerlendiren ve pandemi nedeniyle uzun bir süredir sahnelerden uzak kaldığını anlatan usta oyuncu, “Bize böylesi bir festivalin düzenlenmesi ve bu kadar güzel insanlarla birlikte olmak çok iyi geldi. Burada olduğum çok mutluyum” dedi.
Öte yandan son yıllarda yaşanan kadın cinayetleri üzerine konuşan sanatçı, kadın cinayetleri bir yana şiddete maruz kalabilmenin düşünülmesinin bile son derece korkunç olduğunu ifade etti. Salondaki koltukların üzerinde fotoğrafları olan kadınların uğradıkları şiddet sonrasında hayattan koparılmış insanlar olduğunu belirten Sezen Keser, “Benim sergilediğim oyununun kahramanı Meryem de uğradığı tüm şiddetlere rağmen hayatta kalmayı başarmış bir kadın. Ama bunu kendini tüketerek yapıyor. Şahsen ben şiddete maruz kalsam ne yaparım, kaldığımda ne yaptım? Bunlar kişiye sorulduğunda o kadar çetrefilli ve o kadar içini acıtan şeyler ki. Bunu düşünmek bile istemiyorum. Ne ben, ne de benden binlerce kilometre uzaktaki herhangi bir kadının şiddete maruz kalmasını asla istemem” değerlendirmesine bulundu.
Dansöz oyununda Meryem karakterini canlandırmadan önce provalarda oldukça zorlandığını belirten başarılı oyuncu, “Meryem bir dansöz ve dansöz bedenini hayata geçiriyor. Annesi, beraber yaşadığı adam ve patronu tarafından yaşadıkları çok travmatik. Ben, provaların ilk zamanlarında bunları anlatırken tıkandığım çok oldu, halen bazen sahnede tıkanıyorum. Çünkü her oyun farklı oluyor. Bazen seyirci tepki veriyor mesela. Kafasını sallıyor, boynunu büküyor. Bazen sahnede beni hiç etkilemeyen herhangi bir kelime, sahnedeyken beni çarpabiliyor. Oyunların ardından bazen seyircilerin arasından şiddete maruz kalmış kadınlar bana mesaj atıyorlar. Ya da oyundaki bir duyguyu çok iyi kavradığını yazıyorlar. Tabi bunlar bana da yeni deneyimler kazandırmış oluyor. Bunu fark ediyorum. Kadınlar sahnedeki dansözün bakışının, kadın bedeninin rahatsız edilmesinin ne olduğunu çok içerden bir yerden kavrıyorlar ve hepsi bunun nasıl bir duygu olduğunu biliyorlar. Erkek seyirciler de; sanırım içsel olarak daha duyarlı bir yerden kavramaya çalışıyorlar. Ama kadınlar daha içsel bir yerden kavrıyorlar” şeklinde duygularını dile getirdi.