Merhaba. Yazıma sağlık dileyerek başlıyorum ve her şeyden önce SAĞLIK OLSUN. Olsun da futbol adına, Balkeslerimiz adına içimiz bir tuhaf nasıl desem yanıyor canı insanın ister istemez. Hani bir şarkıda diyor ya: “Boş vere boş vere ne hale geldik/ Geçti yıllar bir su gibi/Neredeydik nerelere geldik.”
Altınordu maçını yorumlamak için oturdum sonra da dedim ki dur İstanbul maçını bekle farklı bir senaryo izlemeyeceğimi bile bile iki maçında sonucunda ve ilk yarı karnemiz kırıklarla dolu bir halde iken yazıyorum. Evet, BALKESLER ilk yarıda sınıfın en tembeli ve tek ayaküstünde bekleyeni oldu maalesef. Rakip arkadaşları puan ve puanları toplarken bizim yaramazlar armut topladı. Şimdi önümüze koyacak şapka dahi yok kalmadı ki umut tükendi, kara göründü, karaya oturduk, oturacağız. Dümeni usta ellere verdik diye düşünüyorum ama umarım kaptan zamanında rotayı değiştirir ve bu kentin AMİRAL GEMİSİ BALKESLERİ dümen suyuna sokar. Yoksa herkes filikalara. Neden mi gemi su alıyor ve batıyoruz.
Altınordu maçında gördük ki hocamızın aşılamaya çalıştığı takım ruhu, mücadele ruhu fos, dost Elazığlı kardeşlerimin tabiri ile bizim takımın HEPSİ FISS. 10 Kişi kalmış, koronazede gençlerden kurulu bir takıma karşı, hele hele ikinci yarıda sahamızdan çıkamadığımızı görünce dedim ki o Elazığlı kardeşlerimin tabiri ile “BUNLAR BOŞ BELEŞ ADAM HEPSİ FISS”
Bu maçta da gördük bizim takım 45 dakikalık tam master veya veteran takımı. Bak oralarda iyi iş yaparız çünkü 60’dan sonra maalesef eller belde hani ayağımı uzatayım da “dostlar alış verişte görsün” zihniyeti ile oynayan tekaütler takımı olmuşuz. Burada kurtardığımız 1 puana sevinen bir takım oluvermişiz. Hey gidi “goca BALKES” dedirten, içimizi yakan görüntüler üzgünüm ama ne diyeyim bilemiyorum, üzgünüm.
Döndük İstanbul maçı için çalışmalara başladık. İdmandaki görüntülere bakarsanız breh breh ne takım ama; koşan, coşan, hareketin kralını yapan oyuncu grubu hiç bilmeyen birini getirsen der ki 5 atar rakibe. Yazık olacak ama madalyonun tersi öyle demiyor. Zaten bu maçtan inanın hiç ümidim yoktu. Neden derseniz? Sevgili kardeşim Tuncer Kurtgün de analizinde yazmış bence bu ligin ne derli toplu, en kompakt takımı hırs desen var, bireysel yetenekler öne çıkmış durumda, herkes gole odaklı puana odaklı hani utanmasalar sıradaki gelsin diyecek kadar istekli bir takım onların karşısında alınacak bir puan lütfen futbolcu kardeşlerim kusuruma bakmasın mucize olurdu oda olmadı.
Bizim memleket şivesi ile HA BAKAM, DE BAKAM, DENDİ GARİ diye diye buraya kadar geldik. Allah’tan sezon başında o Bizans entrikaları ile geçen dönemde tüm olumsuzluklara rağmen Mesut Hocam ile topladığımız puanlarımız var. Yoksa demiri dibe çoktan atmıştık.
Yahu bakıyorum, içim yanıyor diyorum ya vallahi içim yanıyor. Ligin sonuncusu ki birçok puanı silindi şu an 3 puanları var ama ES ES’lere bir bakın öyle bir mücadele ruhu gösteriyorlar ki insan helal olsun çocuklar demeden geçemiyor. İnançla asılıyorlar puan için çimleri yoluyorlar adeta. Peki, biz ne yapıyoruz? Sahada eller belimizde hani “aman maç bitse de gitsek” havalarındayız. Zaten kimse kusura bakmasın mücadele ruhunu kaybetmiş bir oyuncu grubumuz var bir de bu umursamaz lakayt tavırlar yok mu ya özür ama YETTİ GARİ.
Maçı izlerken pozisyon gereği son adam kalan sanırım Berat’tı. 22 NUMARA değilse de kusuruma bakmasın o kardeşim kimse sözüm ona “pes arkadaş sen TFF liginde top oyna ama öyle bir ıskala ki oda dönsün kalende gol olsun” vallahi pes bu standartta bir futbolcu zemin, temas olmadıkça böylesine topu ıskalamayı yapmamalı. Hadi yaptın hiç mi üzülmez insan? 5 yemişsin, oyun durmuş rakip oyuncunun tedavisi esnasında gülen arkadaşlarım var. Allah’a şükür muhabbet gırla, bari dümenden üzülün. Beyler yapmayın bu kadar aymazlık, bu kadar adam sendecilikle siz bir kentin göz bebeği futbol kulübü BALIKESİRSPOR’a bunu yapmayın. Nasılsa “düşse de ben giderim, bana ne kardeşim garanti sözleşmemi de yaptım, paramı vermiyorlar mı veririm federasyona alırım paramı” diye düşünüyorsanız bende derim ki ULU ÖNDER ATATÜRK NE DEMİŞ “BEN SPORCUNUN ZEKİ, ÇEVİK AHLAKLISINI SEVERİM.” Bunu hatırlatırım sizlere.
Bakıyorum bazı canı benim gibi sıkılanlar, üzülenler, içi yananlar “komple takımı gönderelim gençlerle devam edelim” diyor haklılar. Ama o gençler nerede? Maşallah onlar tecrübeli abilerinin gülü olmuş, onlar da daha fazla adam sendeci nasıl bir düşüncelerde ise şimdiden jübileye hazırlanan futbolcu edalarındalar. Kimse kusura bakmasın ve Allah yardımcımız olsun bitik, silik, ruhunu, forma, arma aşkını kaybetmiş oyuncu grubunun yanında dura dura “ya havasından ya da suyundan” misali bizim gençlerimizin de “ahı gitmiş, vahı kalmış” durumda. Çok zor, ama çok zor işimiz.
İnşallah bu devre arasında aklımızı başımıza toplar, gereken revizyonları yapar, transferi açabilirsek bu takıma ruhunu ortaya koyacak futbolcu grubunu kazandıracak takviyeler yapılır. Bize yakışmayan bu imajı, bu fikstür pozisyonunu çok daha iyi bir duruma getiririz. Ben her zaman futbolcu kardeşlerimin yanında oldum, olmak da istiyorum. Ama inanın futbolcu kardeşlerim; sizler de kendinizi başa sarıp sarıp izleyin bana hak vereceksiniz, adam haklı diyeceksiniz. Yoksa benim ve diğer eleştiri getirenlerin amacı bağcıyı dövmek değil üzüm yemek. Sizlerin geçmişteki başarılarınızı bilen biri olarak şaşkınım ve üzgünüm. Bizim bilmediğimiz bir şeyler varsa bu takımın kaptanları aracılığı ile çıkar açıklamanızı yaparsınız. Bizlerde “haa çocuklar haklı arkadaş” deriz. Yoksa bu tablo sizin eseriniz buna bir olumlu fırça darbesi ile güzellik katacaklarda sizlersiniz. LÜTFEN SİZE GÜVENENLERİ SİZE İNANANLARI MAHÇUP ETMEYİN, ÜZMEYİN. Sevgilerimle, sağlıkla.