Türkiye Cumhuriyeti 1923 yılının 29 Ekim günü ilan edildi. Cumhuriyetimiz 100.yılına gidiyor.
Bazı siyaset bilimciler Türkiye Cumhuriyeti’nin esas kuruluşunun 23 Nisan 1920 olduğunu ifade eder. 20 Ekim 1923’de “MALUMUN İLAN EDİLDİĞİNİ” belirtirler. Ben de bu yaklaşıma katılıyorum.
Cumhuriyetimiz bir devrim süreci içinde ortaya çıkmıştır. Bu Devrim ATA-TÜRK DEVRİMİ’dir. Siyaset bilimciler ATA-TÜRK DEVRİMİ’nin, 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi’nin açılışı ile başladığını kabul ederler.
Türkiye Cumhuriyeti, iç savaş, dış savaş ve devrim süreci içiinde oluşmuştur. İç savaş yani iç isyanlar 29 Ekim 1923’den sonra da devam etmiştir.
Toparlamak gerekirse Türkiye Cumhuriyeti; Devrim Süreci-İç Savaş-Dış Savaş sürecinde oluşmuş bir cumhuriyettir ve de dünyadaki cumhuriyetlerden çok farklı bir doğuş sürecine sahiptir.
1920 yılının başlarında İstanbul’daki İngiliz makamları, Londra’ya yazdıkları raporlarda “M. Kemal Hareketi, Kemalist biri cumhuriyete gitmektedir” ifadelerini kullanmışlardır.
Bu ifade gerçek bir ifade midir?
Evet gerçek bir ifadedir. Cumhuriyetimiz ve onun ayrılmaz bir parçası olan KEMALİZM değerlendirilirken pek çok yaklaşım ifade edilmiştir:
Bağımsız Cumhuriyet, Barışçı Cumhuriyet, Aydınlanmacı Cumhuriyet, Halkçı Cumhuriyet v.s.
Ama tüm bu değerlendirmeleri göz önüne alırsak, en gerçekçi ve doğru tanımın, Türkiye Cumhuriyeti’nin niteliği ile ilgili tanımın KEMALİST CUMHURİYET olduğunu söyleyebiliriz.
Cumhuriyetimizin temelinde Atatürk’ün 1931 yılında ortaya koyduğu ALTI İLKE bulunmaktadır. Bu ilkeler:
Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve de Devrimciliktir.
Cumhuriyetimiz 97 yıldır bu ilkelerle yürümüş ve de yürütülmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti, Liberal, Sosyalist, Sosyal Demokrat, Komünist, Militarist, İslami bir cumhuriyet değildir. Atatürkçü-Kemalist bir cumhuriyettir.
Bu gerçeği aklımızdan çıkarmayalım.