Balıkesir Tabip Odası Yönetimi, pandemi sürecinde mobbingin yaygınlaştığını, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin arttığını açıkladı.
Tabip Odası Yönetimi, yaptığı açıklamada taleplerini sıraladı.
Açıklama şöyle:
“Bu süreçte 38 hekim ve toplamda 75 sağlık çalışanının hayatını kaybettiği belirtilen açıklamada, Bu toplantımızı ne yazık ki ülkemizde Pandeminin kontrolden çıktığı bir dönemde yapıyoruz. TTB ve Tabip Odaları olarak ısrarlı taleplerimize rağmen “kontrollü yeni normal” diye adlandırılan döneme kontrolsüz ve normalleşmiş gibi geçtik. Sayın Sağlık Bakanı TTB ile son yaptığı görüşmede; ”Normalleşmeyi kademeli başlatmamız gerekirdi, ”normalleşme” sonrası görülen vaka artışını önlemenin tek yolu, toplumsal hareketliliği azaltmaktır” diyerek yapılan yanlışlığı itiraf etmiştir.
Geldiğimiz noktada, Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde her gün 1.500’ün üstünde insanımız hastalanmakta,50’ye yakın insanımızı da maalesef kaybetmekteyiz. Ancak klinik olarak uygun ve BT(+) vakalar da eklendiği zaman bu sayıların çok daha üzerinde hasta ve ölüm vakaları olduğunu bilmekteyiz. İlimizde de Vaka sayısı 2.500 e yaklaşmıştır.
BİRKAÇ GÜNLÜK ALKIŞTAN SONRA ŞİDDET DEVAM ETTİ
Ve hemen her gün sağlık çalışanlarını kaybetmekteyiz. Ülkemizde bugüne kadar 38 Hekim ve toplam 75 sağlık çalışanı hayatını kaybetmiştir. Ülkemizde sağlık çalışanı (bir milyon altmış iki bin) ile nüfusun % 1,2 si iken,Covid19 tanısı almış olan 273.000 hastanın 29.865’i yani % 11,5’i sağlık çalışanıdır. Başka bir deyişle vatandaştan 10 kat daha fazla hasta olmakta her gün ölmekteyiz.
Ne yazık ki kötü pandemi yönetimi ve hiçbir şey yokmuş gibi turizm hareketliliği, sınavlar, mitingler, toplu açılışlar, maskesiz-fiziki mesafesiz, hijyene dikkat edilmeyen süreçte sağlık çalışanlarında tükenmişlik giderek artmış, ölümleri, istifalar ve emeklilikler izlemektedir. İstifa ve emeklilikler için kimsenin meslektaşlarımızı suçlamaya hakkı olmadığını düşünüyoruz. Çünkü ne koruyucu malzeme, ne çalışma koşulları ne de moral motivasyon açısından destek görebilmişler, pandemi sürecinde daha ağır çalışma koşulları ve yazgıları ile baş başa bırakılmışlardır. Üstüne üstlük pandemi döneminde vatandaşın birkaç günlük alkışından sonra ŞİDDET olanca hızıyla devam etmiş, İdareden kaynaklanan MOBBİNG yaygınlaşmıştır. İlimizde daha son 20 günde 2 Aile Hekimi şiddete uğramıştır.
Birinci basamak hizmetleri ve çalışanları yok sayılmıştır. Oysa tüm dünyada bilinmektedir ki; Salgın hastanede tedavi edilir, ancak sahada koruyucu sağlık hizmetleri ile önlenir. Günlük kullanması gereken koruyucu malzemelerden dahi mahrum bırakılmışlardır.Covid19’a yakalandıkları veya temaslısı oldukları süreçte ücretlerinde kesinti yapılmış, esnek çalışmadan yararlandırılmamış, Tüm kamu kurum ve kuruluşlarında Kronik Hastalığı olanlar idari izinli sayılmış ancak birinci basamak çalışanları bundan yararlandırılmamış, hekimler yakalandıkları bu hastalığı MESLEK HASTALIĞI olarak değerlendirilmemiştir ve meslektaşlarımıza KIRK KATIR MI, KIRK SATIR MI? çıkmazı dayatılmıştır.
VERİLERİN ŞEFFAF ŞEKİLDE PAYLAŞILMASI GEREKİYOR
Tabip Odamız, yaklaşık 20 gün önce Sayın Valimizi ziyaretimizden sonra Pandemi Kurulu’nda yer almıştır. Ayni süreçte Yoğun Bakım, Anestezi ve Reanimasyon, Halk Sağlığı, Adli Tıp, Göğüs Hastalıkları, Enfeksiyon Hastalıkları, Acil Tıp, Mikrobiyoloji’nden uzman ve akademisyenler, Aile Hekimi, İşyeri Hekimi, Hıfzıssıhha Kurullarında yer alan hekimler, Aile Sağlığı Çalışanı’ndan oluşan TABİP ODASI COVİD19 İZLEME KURULU oluşturularak iki toplantı gerçekleştirmiş ve sonuç bildirgesi kısa süre içerisinde ilgili kurumlarla paylaşacaktır.
1-Verilerin şeffaf olarak ve dünya standartlarına uygun paylaşılması gerekmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın turkuaz tablosunda dünya standardı olan Yoğun bakım hasta sayısı ve Entübe edile sayısı çıkarılarak Ağır hasta, Zatürre oranı gibi bilimsel değeri olmayan veriler açıklanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü sadece PCR (+) olanları değil ,ayni zamanda BT (+) olup tedavi başlananları da Hasta sayısına ve öldüklerinde de ölüm sayısına katmaktadır. Birçok İl Valisinin ve Büyükşehir Belediye Başkanının açıkladığı günlük hasta sayısı ile turkuaz tabloda açıklanan veriler uyuşmamaktadır.
The Journal of Gerontology dergisinde 1 Eylül günü Türkiye’den bir araştırma makalesi yayımlandı.Araştırma 12 yazarlı. Bunların 6’sı Bakanlık merkez teşkilatından. Bakanlıktaki isimler şöyle: Dr. Naim Ata (Strateji Geliştirme Başkanlığı), Dr. Meltem Yılmaz (Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü), Dr. Osman Çelik (Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü), Dr. Gülnihal Gökçe (Strateji Geliştirme Başkanlığı), Dr. Mustafa Mahir Ulgu (Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü) ve en önemlisi Dr. Şuayip Birinci (Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı).
Araştırmanın künyesinde Bakan Yardımcısı Şuayip Bilgi araştırma dizaynından ve veri yorumlamasından sorumlu olarak gösteriliyor.
5 Nisan tarihinde yalnızca 65 yaş ve üzerindeki yaşlılarda Sağlık Bakan Yardımcısı’nın da içinde yer aldığı araştırmacıların bildirdiği ölüm sayısı 1.081 iken, Sağlık Bakanlığı’nın bizim kamuoyumuza o tarihte açıkladığı 65 yaş ve üzeri grubu da içeren toplam ölüm sayısı 574 idi.
EK YÜK GETİRECEK İŞLER YÜKLENMEMELİ
2- Yaklaşık 2 aydır verilmeyen, uygun özelliklere sahip Kişisel Koruyucu Ekipmanlar zamanında ve yeteri kadar, sağlık çalışanlarına verilmelidir.
3- Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile İl Sağlık Müdürlüklerine ve başhekimliklere aktarılan yetki ile esnek çalışma mesaileri ilgili meslek örgütleri ile karşılıklı görüşülerek belirlenmelidir.
4- Hekimlere,Pandemi döneminde Denetimler, performans uygulamaları, gereksiz ve çalışma düzenini bozacak ve yük getirecek taleplerde bulunulmamalı, iş yüklenmemelidir.
5- Kronik hastalık raporlarında 3’er aylık sürelerle değil süresiz olarak, hastaların ilaçlarını Aile Hekimlerine yazdırmadan doğrudan Eczanelerden almalıdır,
6- Yazılı ve görsel basın, yayın organlarında “Aile hekimlerine net 3 bin lira, Aile Sağlığı Çalışanlarına net 850 lira ek” ödeme haberleri yayınlanarak algı yönetimi yapılmaktadır. Oysa bu ödemeler karşılıklılık ilkesine bağlanarak, ne kadar izlem yaparsanız o kadar ödenecek denilerek bir meslek grubuna şantaj yaparcasına onur ve gururları zedelenmektedir.
11 Mart 2020 de ilk vakanın çıktığı günden itibaren tüm hekimler ve Aile Hekimleri herhangi bir talepte bulunmadan hastalanıp, meslektaşlarımızın ölümüne neden olmasına rağmen; canla, başla mücadele etmekte,1. Basamakta bebek-gebe takipleri, kronik hasta takipleri, aşılar, laboratuar hizmetleri, kanser taramaları, sağlık raporları gibi rutin koruyucu sağlık hizmetleri yanında Covid19 (+) ve temaslıların takibi, hastanelere gitmeye korkan hasta yığılmaları nedeni ile de artan poliklinik hizmetlerine devam etmektedir. Yaptıkları hizmetler ile ilgili bir talepleri de olmamıştır. Talebi yaratan da, algıyı yaratan da Sağlık Bakanlığıdır ve bu ustalıkla sulandırılmış, çarpıtılmış ek ödemeler Aile Hekimleri ve çalışanları tarafından tepki ile karşılanmıştır ve adil olmadığı ve incitici olduğu için kabul etmiyoruz. Kutsal mesleğimizi para karşılığı yapmadığımızı açıkça deklere ediyoruz, çalışma koşullarımızın düzeltilmesini istiyoruz. Özlük haklarının Anayasaya göre Yönetmelik, Yönerge, genelge ile değil yasa ile belirlenmesini istiyoruz.
7- Sonbaharın yaklaşması nedeni ile ivedi olarak KPA aşısı lojistiğinin İl Sağlık Müdürlüğünce yeterince sağlanması, İnluenza aşısının da temini için gerekli girişimlerde bulunulması, Grip aşısının öncelikle Sağlık Personeli, 65+ ve Kronik hastalara verilmesi için eczanelerin uyarılmasına, Sağlık idaresince risk gruplarının ilan edilerek gereksiz yığılmaların önlenmesine,
8- Maske+Fiziksel Mesafe+Hijyen konusunda yeterli bilgilendirme ve denetimler yapılmalıdır,
9- Covid19 bütün sağlık çalışanları için MESLEK HASTALIĞI olarak kabul edilmelidir. Ölenlere ŞEHİT statüsü verilmelidir ve geçmişe şamil uygulanmalıdır.
10-Hekimler, insanca yaşayabilecekleri, emeklilikleri döneminde de kalıcı olacak yasal haklara kavuşturulmalıdır.
11- Test sayılarının arttırılmasını ve Sağlık Personeline rutin –periyodik test yapılmasını talep ediyoruz.
VİP TEST uygulamasını istemiyoruz. Biz ölürken,6 aydır Pandeminin birinci dalgasını sönümlendiremeyerek, ikinci tepe yapmasına neden olanların, durumdan BAŞARI HİKAYELERİ çıkarmasını istemiyoruz.”