Balıkesir Büyükşehir Belediyespor bünyesinde uzun yıllar asistan coach olarak görev yapan Cengiz Türkmen kulübün menajeri oldu. Menajerlik görevine yükselmesinin kademelerini POLİTİKA’ya anlatan Cengiz Türkmen yaşanan süreçte kulüpte her işe koşturarak bu göreve geldiğini ifade etti.
Karesispor dönemindeyken Bölgesel Lig kısmında kulübe dahil olan Cengiz Türkmen, asistan coachlıktan kulüp menajerliğine uzanan süreci anlattı. Kendisini sürekli yenileyerek eksikliklerini tamamladıktan sonra menajerlik görevine talip olduğunu ifade eden Cengiz Türkmen, kulübün daha başarılı olması için elinden geleni yapmaya devam edeceğini dile getirdi.
“Organizasyona katılmamadaki en büyük pay Güzide Sürmelioğlu’na ait”
Büyükşehir olduktan sonra kurulan Karesi Belediyesi bünyesinde Bölgesel Lig’te başlayan organizasyonu billboardlardaki reklamlarda görerek dahil olduğunu ifade eden Cengiz Türkmen şunlar söyledi:
“Karesispor’u billboardlarda turnuvasını gördüm. Organizasyona genç takım turnuvasıyla başlamışlar. Bende Kurtdereli Spor Salonunda bir organizasyon var diye bakmak istedim. O dönemde de antrenörlük yapıyordum. Ben de normal maçı izledim. O turnuvada Darüşşafaka, Fenerbahçe’nin genç takımları vardı, onları izledim. Ondan sonra Kurtdereli Spor Salonunda Güzide Sürmelioğlu’na denk geldim. Bana “sen bu organizasyonda görev almadın mı” diye bana sordu. Bende turnuvayı billboardda gördüm geldim dedim. Orada Güzide abla hemen Anıl Uyanık hocamla görüştü. Görüşmenin ardından 2-3 maç sonra ben organizasyondaki antrenörlük görevini aldım. Ondan sonra turnuva bittikten sonra kendim spor akademisi hedefliyordum. O sıra kulübe geldim. Tesislerde kulüp yapılanması yapmışlardı. Anıl Hocanın kapısını çaldım ve bendime burada ben yer edinmek istiyorum, basketbolu seviyorum, basketbolda spor okullarında 4 yıllık geçmişim var, bu organizasyonun içinde yer almak istediğimi söyledim. Bu organizasyonun büyüyebileceğini de o zaman gözlemlemiştim. O an genç takım bazında bir turnuvaydı ama o turnuva şehire bir reklam amacıyla yapılmıştı. Çünkü basketbolda bölgesel ligden bir takım çıkarıp yedeklediklerini duymuştum. O organizasyonda bana yer var mı ona sormaya geldim. Onlar da sağ olsun o dönemde Balıkesirli birçok genci alıp deniyorlardı. Baş antrenörle anlaşmışlar kimin potansiyeli vardır Yücel Yılmaz’ın talimatıyla Balıkesirli olsunlar yolunda ilerlemişler. Yoksa yardımcı antrenör bulmak çok kolay. Sonra hoca bana şartlarını anlattı. Baş antrenörün beni deneyeceğini ve burada here işi yapacağımı söyledi. Bana burada iş ayrımının olmadığını, bir gün paspas bir gün su doldurma işini yapabileceğimi söyledi. Bende hepsini kabul ettim. Yardımcı antrenörlük uzak olduğum bir iş ama hevesli olduğum bir iş. İşe başladım ve kendimce biraz zorlandım. Sonradan o zamanki hocamızın kararı ben Cengiz’le devam etmek istiyorum şeklinde oldu. Ama sağ olsun kariyerimin ilk başlangıcı onunla oldu. O an istemeseydi, ben Cengiz’i yetersiz buluyorum deseydi, benim defterimi kapatsaydı diğer adaylarla birlikte benim de kariyerim bu klasmanlarda olmazdı.”
“Asistan coach iken çok daha farklı işler yaptım”
Karesispor’da asistan coach olarak göreve başladıktan sonra yaşanana süreci anlatan Cengiz Türkmen şunları dile getirdi:
“Ben şu andaki personel sayısına bakıyorum bir de o zamanki personel sayısına bakıyorum. O zaman bir Anıl Hoca var, Talha Esen, coach ve bir de yardımcı antrenör olarak ben varım. Malzemeci yok, şoför yok. O dönemde idman başlayacak 12 tane suyu çıkarıyorum, sonra sahanın paspasını atıyorum, ondan sonra antrenör moduna giriyorum elimde düdük, elimde bir tane tahta antrenman sahasını hocaya ayarlıyorum. Antrenman bitiyor onlar için hemen servis aracını çalıştırıyorum, oyuncuları evlerine dağıtıyorum, ondan sonra yemek firmasından yemeklerini alıp kaldıkları lojmana yemeklerini dağıtıp kulübe geri dönüyordum. Kulübe döndükten sonra yapılan maçların analizini yapıp 21.30-22.00’de eve gidiyordum. Bunun karşılığı da ilk 5 ay boyunca sıfır, bir lira para almadım. İnsanlar genelde belediyelerde işe girince işte akrabası, tanıdıkları vardı derler ya benimki tamamen tesadüf ve emeklerin karşılığıdır. Burada olmam için ilk vesile olan Güzide Sürmelioğlu’dur, sonrasında ise bence benim emeklerimdir. O aşamada ve o şartlarda benim haricimdeki herkes kaçtı. Benimle birlikte personel olarak 5-6 kişiydik. Bunlar arasında bırakan oldu, anlaşamadıkları oldu, coachın istemedikleri oldu, çabası yetersiz olanlar oldu. Ama ben mücadele ettim. Ben küçüklükten beri babamın söyledikleri vardı. Ben 9 yaşındayken annem ve babam çalıştığı için evdeki işlerimi tek başıma hallediyordum. İlk okulda öğle arasında yemeğimi evde tek başıma hazırlar ve yerdim. Mesela okul 15.05’de biterdi. 10 yaşındaki çocuk o saatte gider topunu oynardı. Ben ise TEDAŞ’a giderdim, elektrik faturası ödemeye. O dönemde bunları yaşarken babama çok kızardım arkadaşlarım ne yapıyor ben ne yapıyorum diye. Ama bunun karşılığını şimdi aldığımı düşünüyorum. İleride Allah nasip eder çoluk çocuğum olursa gördüklerimin aynısını yapmayı düşünüyorum. Çünkü bireyi birey yapan kavramlar bunlar. Yani küçüklükten sorumluluk vermek, ayakları üzerinde durmasını sağlayabilmek bence önemli değerler. Ama o yaşlarda bunu hissedemiyorsunuz. Arkadaşlarınız top oynarken siz özeniyorsunuz, ben de elinde fatura onların yanından geçerken bozuluyorsun. Ama bu işin sonradan ekmeğini yiyorsun.”
“Kendimi geliştirmek için yapmadığım şey yok”
Bölgesel ligin ardından takımın hızla yükselişiyle birlikte kendini geliştirmeye devam ettiğinin altını çizen Kulüp Menajeri Cengiz Türkmen şunları ifade etti:
“Bölgesel lig sezonu o şekilde geçti ve başarıyla geçti. Benim ilk senemdi. İlk seneme rağmen iş yükünün çok olmasına rağmen bir de teknik, taktik kısmında edit analiz dediğimiz programlar var, istatistik dediğimiz bölümler, rakip hazırlığı dediğimiz bölümler var. Bunlara dair en ufak bir fikrim yoktu sadece coachtan öğrendiklerim vardı. Coach da açık çek bıraktı; bunları öğrenemezsen devam edemezsin dedi. O yüzden belediyeye gidip video programları mı araştırmadım, aramadığım antrenör mü kalmadı, BANVİT’e gitmedim mi kaldı. Sonradan o mesleği kendime meslek edinmeyi hayalini kurdum ve ben bunu meslek edineceğim dedim. Sonra ilerledim, ilk baştan bu işin hammaddelerini kaptım, gerisini kendim geliştireyim istedim. Bazı şeyleri buna ekledim, bazılarını da çıkardım. O sene de biz ikinci lige çıkmaya hak kazandık. İkinci lige çıktık ve işler biraz da arttı. Bölgesel lige göre işler daha ada profesyonelleşti. Mesela görev tanımları net oldu, biz daha pişmeye başladık. İlk seneye göre durum daha iyiydi, en azından dengeler yerine oturmuştu. Yani kurumsallaşma adına daha büyük adımlar atıldı. İkinci lig bölgesel lig seviyesine göre daha zordu. Antrenör açısından da daha zor çünkü istekler artıyor, detaylar daha fazla. Yine orayı da kazasız belasız atlattık, ekmeğini de hemen o sene yedik.
“Takım menajerliğini hak ettim”
Karesi Basketbol’un TBL’ye yükselme süreci sonrasında yaşadıklarını anlatan Cengiz Türkmen şunları kaydetti:
“ O sene TBL’ye yükseldik. Ondan sonra yeni serüven başlıyor. Bunun yabancısı var, hedefler Süper Lig. Coach ve oyuncu kaliteleri çok farklı. Yani o kalitede oynuyorsan o kalitede iş vermelisin yıksa barınamazsın. Yine orada da asistan coach döneminde dört tane coachla çalıştım. Hepsinden bir şeyler kaptım, hepsi bana bir şeyler verdi. Kimi hayata dair, kimi basketbola dair bir şeyler verdi. Mühim olan ne eksikse onu alabilmekti. Kendime onlardan edindiğim roller var. Kiminin duruşunu, kiminden yapmamam gerekeni, kiminden basketbol felsefesini, kiminden dürüstlüğü, doğruluğunu aldım. Hepsi güzel insanlar. Sonradan artık beş sene oldu. Spor Akademisi okulum da var. Ama çok ilerletemediğim bir okul. Çünkü bu işte okul yürümesi imkansız. Sabah idman var 12.00’de akşam idmanı saat 17.00’de. 12.00 ile 17.00 arasında ben o videoyu izlemezsem, analizi yapmazsam zaten olmaz. Yani insanlar o boşluğu okula gidebilirsin diye değerlendiriyorlar ama çok zor. Olmadı. Okul biraz hep beklemede kaldı. Kulübümüz TBL’de üçüncü senesi bitti. Ben dördüncü sene kendime bir rol belirlemek istedim. Okuduğum bölüm Spor yöneticiliği. Bu kulüpte asistan coach unvanı varken bile organizasyondaki aksaklıkları görürsem daha da yükselirim diye çalıştım. Yaşanan süreçte kulüp yapısında bazı değişiklikler oldu, bazı kaymalar oldu, böyle bir rol boşaldı. Ben de bu role kendimin de hak ettiğini düşünerek talip oldum. Ben bunu üç sene önce isteseydim haddim değildi. Ben bazı şeyleri, bazı eksiklikleri, fazlalıklarımla bu işi yapabileceğimi düşündüm. Çok şükür bugün de yeni görevimin üçüncü haftası bitmek üzere. Ben kendim dışarıdan görerek şunu yaparım, bunu yaparım dediğim şeyleri üç haftada yavaş yavaş uygulamaya başladım. Kendime edindiğim vizyonlar var, daha büyük hedeflerim var. Kulüpte buraya gelmeden önce gördüğüm eksiklikler var. Onların hepsinin çözümünde en ufak bir katkım olursa ne mutlu bana. Buraya gelmek için de arkamda güç hissettim zamanlar oldu.”
“Bana güvenenleri mahçup etmeyeceğim”
Karesi Basketbol’un Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmesinin ardından kulüpteki organizasyonda da yer aldığını ifade eden Cengiz Türkmen şunları ifade etti:
“Yardımcı antrenörlükten gelmek bence bir spor yöneticisi için muazzam bir şey. Bence yardımcı antrenörlükten gelmenin kaymağını yöneticilikte çok güzel yiyorsun. Basketboldan gelmek yöneticilik için bence ilk şart olmalı. Çünkü yöneticiler arasında farkı yaratanlar kesinlikle basketbolun içinden gelenlerdir. Yaşadıklarımdan tecrübe edinmiş biri olarak bu sefer sahada da yönetici olarak olumsuzlukların yaşanmamasını sağlıyorsun. Hatta yardımcı antrenörlere de en büyük destek oluyor benim tarafımdan. Sorunları bire bir yaşadıktan sonra yöneticilik kısmında çok büyük faydası oldu. Ben kendime bu konuda çok güveniyorum. Anıl Uyanık ve Talha Esen’in güvenini hissettim. Anıl Hocam sürecin en başından beri bana en büyük destek olan birisiydi. Sonra bu desteği onlardan hissedince ben onlara kendime güveniyorum bana destek olun dedim. Benim onlardan bir isteğim daha vardı. Bana sadece imkan verin. Ben bir şeyleri yapayım; bu ekonomik de olur, maddi de olabilir, manevi de olabilir, protokol açısından güçlülük de olabilir. Ben onlardan bunları istedim. Ben bunları yaparım işten asla kaçmam.”
“Yöneticiliğin sorumluluğu daha fazla”
Büyükşehir Belediyespor Basketbol Kulübü menajeri Cengiz Türkmen bundan sonraki süreçte takıma katkı sunmaya devam edeceğini de belirterek şunları dile getirdi:
“Burada hiçbir şey karşılıksız değil. Gerek maddi gerekse itibar olarak her şeyin karşılığını alıyorum. O yüzden bu işi sağlayan, bu imkanı veren, arkamda duran herkesten Allah razı olsun diyorum. Çektiğimiz cefa karşılığı ödülümüzü alacağız. Yani çekilen cefadan şikayetçi olmak yerine ben pozitif yönlerine bakmayı tercih ediyorum. Kendime hep bardağın dolu tarafını görmeyi tercih ediyorum. Bir işin negatif yönlerine bakmak insanı çok yıpratıyor. O yüzden bu yeni görevin kendime yakışacağına inanıyorum. Buradaki kulüp personeli, çalışan ekip, teknik ekip, oyuncular, şehirdeki görüştüğüm protokol olsun onların hepsine üç haftalık süreçte bunu in ufak da olsa hissettirdiğimi düşünüyorum. İnsanların ne düşündüğünden ziyade yaptığınız iş önemli. Ama bir nebze de o değişimi hissetmek ya da onore olmak insana gurur vermiyor değil. Yaptığınız işin karşılığını almak çok güzel. Memur zihniyeti spor kültürüne çok ters bir durumdur. Sporda ailen, çoluğun çocuğun varsa zaman ayırman çok mümkün değil. En kötü örnek bugün bizim antrenmanımız akşam saat 18.00’de Balıkesir Üniversitesi’nde. Bunun tamamlanması herkesin eve girmesi en erken saat 22.00 oluyor. Sabah 07.00’de antrenman var ve saat 06.00’da orada olman lazım. Nasıl olacak? Hangi memur, hangi ayın 15’inde maaş alan insan saat 17.00’den sonraya kal desen kalır? Bizde o yok. Bizde antrenör için maç izlemenin saati yok. Masör için tedavinin, malzemeci için temizliğin, şoför için hareketin, coach için düşünmenin saati yok. Ama burada bize düşen görevi üç haftalık süreçte yeni anladım; herkese o fırsatları yapabilme imkanı vermekmiş. En büyük sorun bu. Malzemecinin deterjanından tutun yıkayacağı kıyafetler, masörün tedavi yapabilmesi için aletler ilaçlar, asistanlar için sunduğun programlar, verdiğin bilgisayardan tut sağladığın internet imkanları hepsi yöneticinin sorumluluğunda.”
“Kulüple coach, coach ile oyuncu arasında köprüyüz”
Takım menajerinin yapması gereken işlerle ilgili kendine oluşturduğu vizyon hakkında da değerlendirme yapan Cengiz Türkmen şunları söyledi:
“En büyük işlerden biri oyuncuyla kulüp arasında, kulüple coach arasında, oyuncuyla coach arasında köprü olabilmek. Yani bunlar her türlü; sosyal hayatlarında, akşamları buluşup dertlerini dinlemek varsa sorunlarını çözebilmek. Ama burada en önemli şey kulüp gizliliği esas olacak. O adamın şahsi derdini benim tarafımdan kulüp bilmez, kulübün en ufak detayını da o bilmez. Onun bileceği bir şey varsa ben dinlerim, çözebileceğim bir şey varsa kendim çözeceksem kimseye hissettirmeden kendim çözerim, eğer ki beni aşan konuysa bunu da isim vermeden çözülmesi için büyük adım atmak bize düşen görevdir. Oradaki bizim en büyük vizyonumuz, yani takım menajerinin kendine edindiği vizyon bence o köprüyü sağlayabilmek. Sadece eksiklikler, sahanın düzeni veya ulaşımdaki düzen tertip değil. En önemli şey aslında manevi olarak kafaları rahatlatmak. Yani onların karşılaşacakları sorunları önceden kestirip çözmek, önüne geçebildiğimizin önüne geçmek, o an yaşadığımız olayı da anında çözüme kavuşturmak.” POLİTİKA