Kamu Emekçileri Konfederasyonu’na (KESK) bağlı sendikalar pandemi sürecine rağmen yapılan LGS ile Baro Başkanlarının Ankara’ya alınmayıp, gözaltına alınan avukatlarla ilgili basın açıklaması yaptı. KESK Şubeler Platformu adına Eğitim-Sen Balıkesir Şube Başkanı Abdurrahman Bulut yaptığı açıklamada avukatlara yürüyüş izninin verilmemesini protesto ederken, pandemi sürecinde yapılan LGS ve önümüzdeki günlerde yapılacak YKS’nin yaratacağı olumsuzluklara değindi.
“Barolar iktidarı suçüstü yakaladı”
KESK Şubeler Platformu adına basın açıklamasını yapan Abdurrahman Bulut şunları söyledi:
“Yasama, Yürütme, Yargı ayrılığı ve bağımsızlığının büyük oranda ortadan kaldırıldığının son örneği yargının temel ayaklarından olan savunmaya yönelik iktidarın sistematik baskısı ve etkisizleştirme girişimleridir. İktidar, yedeğine alamadığı, borazanı yapamadığı diğer muhalif kurum, kuruluş ve kişiliklere yönelik etkisizleştirme ve susturma politikalarını bu kez barolar ve meslek örgütlerine yönelik yapmaktadır. Emek ve meslek örgütlerinin iç işleyişine müdahale etmek isteyen, böl-parçala-yönet politikasıyla kimisini yedeğine almayı, geriye kalanları güçsüz bırakmayı hedefleyen düzenlemeye karşı çok sayıda baronun gösterdiği haklı tepki ve yürüyüş eylemi geniş kesimlerde yankı ve destek bulmuştur. “Susmuyoruz” diyen çok sayıda baro iktidarı “suçüstü” yakalamıştır.
“Baro başkanlarına yapılanları protesto ediyoruz”
Yürüyüşün amacını çarpıtma girişimi tutmayan iktidar bir kez daha saldırı politikasını devreye sokmuş, anayasadaki açık maddeleri hiçe sayarak baro başkanlarının, avukatların Ankara’ya girişini engellemiştir. Baro üyelerinin mahkemelerde yıllardır savundukları toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkını bu kez Ankara girişinde ifade etmelerine polis zoruyla müdahale edilmiş, kimi baro başkanları darp edilmiştir. Temel hak ve özgürlüklerin bu kadar aleni ve pervasızca kullanılamaz hale getirilmesini, şehre girişlerinin engellenmesini kınıyor, protesto ediyoruz. Bu keyfiliğe, fiili OHAL uygulamalarına derhal son verilmeli, “en kısa sürede Meclis gündemine getireceğiz” dedikleri yasa düzenlemesinin geri çekildiği açıklanmalıdır. Konfederasyonumuz baroların, avukatların hepimizin haklarını savunma, demokrasinin temel kurallarına ve anayasal haklara sahip çıkma, meslek onurlarını koruma adına gerçekleştirdikleri yürüyüşü selamlamakta, dayanışma duygusunu ifade etmektedir.
“Pandemi sürecinde sınavlarla ilgili sendikaların görüşleri hiçe sayıldı”
2020 yılı LGS, geride pek çok tartışmayı ve hafızalardan silinmeyecek görüntüleri bırakarak tamamlandı. LGS bir gün içinde uygulanabiliyor ancak sonuçları öğrencilerin tüm yaşantılarını etkiliyor. O nedenle günlerdir MEB’i ve siyasi iktidarı pek çok konuda uyarıyor, ısrarla düşüncelerimizi, eleştirilerimizi ve önerilerimizi ifade etmeye çalışıyoruz. Siyasi iktidarın ve kabinenin bu sınavdan sorumlu bakanlığı olarak MEB’in bu süreci yürütürken en önemli eksikliği iş birliğine kapalı olması ve ifade edilen düşünce, öneri ve eleştirileri dikkate almaması olmuştur. Eğitim Sen, salgının başladığı ilk günden bu yana sürecin, sendikalar başta olmak üzere, tüm toplumsal kesimlerle birlikte yürütülmesi önerisinde bulunmuş ancak MEB anlaşılmaz bir şekilde bu öneriye olumlu karşılık vermemiştir. Bu nedenle de yaşanan pek çok sorunun öngörülemediği anlaşılmaktadır. Her ne kadar Milli Eğitim Bakanı, LGS’nin huzur ve güven içinde tamamlandığına dair açıklamalar yapsa da, alanda yaşanan gerçekliğin farklı olduğunu ifade etmek durumundayız.
“LGS’de yaşananlar YKS’de yaşanmasın”
Alınan önlemlerin sadece okul içi ile sınırlı olması ciddi sorunlara neden olmuştur. Ailelerin öğrencilerle beraber okula gelmesi okul önlerinde kalabalıkların oluşmasına ve fiziksel mesafenin kaybolmasına neden olmuştur. Öğrencilerin kendi okullarında sınava girmesi kararı bazı açılardan olumlu olsa da, oturum aralarında fiziki mesafenin kaybolmasına neden olmuştur. Sendikamıza ulaşan bilgiler oturum aralarında kontrolün sağlanmasında güçlük yaşandığına dairdir. Sınavlarda kullanılan bina ve salon sayısının artırılmasına rağmen, öğrencilerin kendi okullarında sınava girmesinden dolayı, şehir merkezlerinde sınav salonlarında 20 öğrencinin bulunduğu gözlenmiştir. 20 öğrencinin bulunduğu bir derslikte fiziki mesafe sağlamak mümkün değildir. Hastanelerde tedavi gören öğrencilerin ambulanslarla okullara getirilerek sınava alınması kabul edilebilir bir uygulama değildir. Öğrencilerin eğitim ve sağlık hakkı açısından bu durumu eleştiriyoruz. Umuyoruz ki yaşananlar nedeniyle bir sağlık sorunu oluşmaz. LGS’de yaşanan sorunların YKS için mutlaka göz önüne alınması ve önlemlerin yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.”
