Yönetenler ülkenin içinde bulunduğu şartlar ne kadar zor ve çetin olursa olsun siyasi önceliklerinden asla vazgeçmiyorlar. İnsanlığın başbelası haline gelen Covid-19 bile ihale hızlarını kesmedi. Kanal İstanbul maskeli olarak yapıldı. Saray ve kamu kurumlarının araç ihaleleri de hız kesmeksizin yapılmaya devam ediliyor.
AKP ve MHP Cumhur ittifakı olarak seçim sürecinde topluma ‘af’ sözü vermişlerdi. Sözlerine o kadar sadıklar ki! koronayla mücadele bile hızlarını kesmedi, milletvekilleri gece gündüz mesai yaparak infaz yasasını Meclis’ten hızla geçirdiler. Yaptıklarından o kadar mutlu oldular ki; topluma önerilen sosyal mesafeyi yok sayarak oylama sonrası dip dibe ‘maskeli’ kutlama pozu vermeyi ihmal etmeyerek, başarılarını ‘reise’ verdikleri pozla gösterdiler!
Koronavirüs gerekçesiyle dolup taşan cezaevleri boşalacak. Hırsızlık, yolsuzluk, yüz kızartıcı birçok suçla birlikte küçük yaştaki kız çocuklarına tecavüz suçluları evlenme şartıyla serbest kalacak. Böylece evlenme yaşı da fiilen düşürülmüş olacak.
Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, dolandırıcılık suçlarından içerde olanlar serbest kalacak ama bunları haber yapan gazeteciler içerde kalmaya devam edecek.
İktidarın en çok nefret ettiği meslek grubu gazeteciler. Özellikle iktidara muhalefet eden gazeteciler iktidarın en çok hedef aldığı kişiler.
İktidar her zaman olduğu gibi gene gece yarısı bir önerge ‘cinliği’ ile MİT kanununa karşı işlenen suçlarda 3/2 olarak uygulanan infazın, yasa teklifinde ½’ye indirilmesini öngören düzenlemeden vazgeçildi. Böylece Odatv Sorumlu Haber Müdürü Barış Terkoğlu, Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pevlivan, Odatv Manisa Muhabiri Hülya Kılınç ve Sarmal kitabı yazarı gazeteci Murat Ağırel hakkında mahkumiyet kararı çıkarsa, indirim yapılmayacak. İnfaz hükümleri 3/2 olarak uygulanacak.
Daha önce defalarca haber olmuş, İYİ Parti Milletvekili Ümit Özdağ’ın Meclis kürsüsünden ve çıktığı TV’lerde adını açıkça zikrettiği MİT mensubunu haber yaptıkları için içeri atılan Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun çıkmasının önünü elbirliğiyle kapattılar.
Gelelim iktidarın bütün gücüyle seçim sürecinde verdiği sözü yerine getirmek için Meclis’te tam kadro yer alırken, hasta olduğu söylenen Devlet Bahçeli’nin bile Meclis’te hazır bulunduğu halde…
MUHALEFETİN NE YAPTIĞINA
Muhalefet maalesef oylamada yine yoktu. Toplumun tüm dikkatinin üzerinde odaklandığı infaz yasası oylamasına; CHP’nin 139 vekilinden 19’u (katılanlardan bir vekilde elektronik oylamada yanlışlıkla ‘’kabul’’ oyu vermiş), HDP’nin 61 vekilinden 24’ü, İYİ Partinin 37 vekilinden 8’i, MHP’nin 49 vekilinden 48’i (tam kadro) katıldı. Ret oylarının biride Bağımsız Milletvekili Cihangir İslam’a ait.
İnfaz Yasası, 51 ret oyuna karşılık, 279 kabul oyuyla Meclis’ten geçti.
Şimdi muhalefet partilerine sorsanız diyecekler ki; canım bizim sayısal çoğunluğumuz yasanın çıkmasına engel olmuyor, katılsak ta, katılmasak ta nasılsa yasa geçecekti. O nedenle yasanın görüşüldüğü oturumlara katıldık, söyleyeceğimiz söyledik, daha fazla yapacağımız bir şey yok, elimizden gelen budur!
Ama durum o değil. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli neden hasta haliyle Meclis Genel Kuruluna geldi? O gelmese yasa yine çıkmaz mıydı, çıkardı. Ama o yasayı önemsiyor, topluma ve tabanına vermesi gereken mesajı veriyor.
Tam yazıyı yazarken değerli dostum Hulusi Güvel hatırlattı ‘’Mücadele edenler her zaman kazanmaz, ama kazananlar her zaman mücadele edenlerdir’’ sözünün gereği; mücadelenin sonucu değiştirmeyeceğine inanılıyorsa, mücadeleye ne gerek var mı denilecek.
Her zaman olduğu gibi iktidardan memnun olmayan, muhalefete umut bağlayan kitleler yine hayal kırıklığı içinde sonuca razı olmak zorunda kaldı. İktidarın bütün olumsuzluklarına rağmen iktidarını sürdürmesinin temel sebebinin karşısında seçenek olabilecek, toplumda umut yaratacak iktidar alternatifinin olmadığı görüşü bir kez daha anlaşılmış oldu.
Değil yüzyılın virüs salgını, ne olursa olsun iktidarın bilinen kendi gündemini değiştirmiyor. Korona sonrası için verilen mesajda bile basın ve gazetecilerle ilgili tehdit devam ediyor.