Bugün için en hayati ihtiyaç maske ve eldiven… Korona günlerinde ateş pahası ve stokçular yüzünden karaborsa… İş Büyükşehir Belediyesi’ne düşüyor. Maske zorunluluğu var malum; vatandaşa ücretsiz ve en kolay ulaşabileceği şekilde maske – eldiven dağıtmak lazım.. Halk sağlığının sürdürülebilirliği, salgının önlenmesi gibi bir sorumluluğu var şehri yönetenlerin.
Ş. TARIK SÜRMELİOĞLU
MARKETLERDE, toplu taşıma araçlarında, sokakta maske takma zorunluluğu getirildi malum.
Ankara, İstanbul gibi metropollerin Büyükşehir Belediyeleri vatandaşa ücretsiz maske dağıtıyor.
Halka ücretsiz maske – eldiven vermek için ille de metropol kent olmak gerekmiyor.
Ankara, İstanbul ve diğerleri yapıyorsa..
Balıkesir de yapar!
Büyükşehir Belediyesi bu olağanüstü sürecin en az hasarla atlatılması için gereksiz harcama kalemlerinden keser, gerekli harcama kaynakları yaratır.
Vatandaşa ücretsiz maske – eldiven dağıtır.
Hâttâ el dezenfektanları hediye eder.
Yani Çağrı Merkezi’nden aman dileyen altmış beş yaş ve üstü vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamaktan ibaret olmamalı Büyükşehir’in ‘koronal’ icraatı…
***
BU koronavirüs tehlikesi geçince belki sorarsınız:
“Korona günlerinde Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı çalışmalardan aklında kalan nedir?”
“Telekonferans muhabbetleri” diyeceğim.
İçeriğini bilmediğimiz, internet üstünden birbirlerine canlı bağlanıp “anlat bakalım, hayat nasıl gidiyor” muhabbetleri.
***
BÜYÜKŞEHİR Belediyesi’nin bu süreçte ne gibi çalışmalar yaptığını izliyor musunuz?
Sosyal medya hesaplarına bakın; genellikle “evde kalın, dışarı çıkmayın, maske takın, ellerinizi yıkayın” uyarıları…
Başkan Yücel Yılmaz da telekonferans muhabbetlerini servis ediyor.
Vatandaşı uyarmanın ötesinde somut bir çaba yok.
Az buçuk bir çaba varsa, onu da Başkan’ın ya da Büyükşehir’in sosyal medyasından değil, Gökmen Karadağ’ın Facebook hesabından izleyebiliyorsunuz!..
***
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE SÖZCÜSÜ GÖKMEN KARADAĞ…
BÜYÜKŞEHİR’in sosyal medyasında olmayıp, Gökmen Karadağ’ın Facebook sayfasında olan bir bilgiyi paylaşayım:
“Büyükşehir Belediyesi olarak destek isteyen ilçe belediyelerimize maske, eldiven ve dezenfektan desteğimiz sürüyor. Dursunbey Belediyemize iki bin, Edremit Belediyemize iki bin, Gönen Belediyemize iki bin, Marmara Adalar Belediyemize iki bin adet maske ve eldiven ile Altıeylül ve Karesi Belediyelerimize iki bin maske ve eldiven ile üç yüz litre el dezenfektanı verilmiştir.”
Buradaki can alıcı cümle: “İsteyen ilçe belediyelerimize…”
İstemeyene yok!
İstemiyorsa, ihtiyacı yoktur.. Öyle mi?
Ayrıca, bu iki bin adetlik maske kime yetecek?
Belediyeler sahada çalışan elemanlarına dağıtsa zaten yetmez.
Gerisi gelir mi, devamı var mı, bilmiyoruz.
Yani isteyen ilçe belediyelerine verilen maske ve eldivenler işin görüntü kısmı.. “Verdik, yaptık, dağıttık, çalıştık” diyebilmek için.
***
MASKE VE ELDİVEN İÇİN İŞBİRİLĞİ YAPILABİLİR
ÖTEKİ Büyükşehirlerde gözle görülür bir çaba var. Telekonferans muhabbetlerinin ötesinde, halk sağlığını ve virüs tehlikesini gerçekten ciddiye aldıklarını gösteren somut çalışmalar bunlar.
Biz, toplu taşıma araçlarının dezenfekte edilme anını gösteren fotoğraf karelerine bakıp, “Büyükşehir çalışıyor” diyoruz!..
Gerçekten bir çalışma yapılacaksa, Bilim Kurulu’nun kararı doğrultusunda uygulamaya başlayan maske ve eldiven zorunluluğu üzerinde çalışsınlar.
Büyükşehir Belediyesi, Balıkesir halkının ihtiyacını karşılayacak sayıda maske ve eldiven depolasın. Merkezde ve ilçelerde konuşlandırılacak dağıtım birimlerinde bunlar dağıtılsın. Ya da ne bileyim, eskiden apartman kapılarına, dükkan önlerine, posta kutularına, oralara buralara zabıta marifetiyle binlerce Sabah, Yeni Asır ve benzeri gazeteler dağıtılırdı. Parayı Büyükşehir verir, gazeteyi de kendi personeliyle dağıtırdı.
İş propagandaya gelince paraya turaya acımıyorlar madem.. Yine personel marifetiyle kapı kapı maske eldiven dağıtabilirler değil mi?
***
TEHLİKE geçene kadar sürekli maske eldiven dağıtma işine para yetmez tabi.
O zaman, üreteceksin arkadaş. Fabrikalarla, imalathanelerle işbirliği yapacaksın. Ne bileyim, Üniversite ile meselâ bu konuda ortak bir çaba içine gireceksin. Tekstil firmalarıyla, gönüllü kuruluşlarla, meslek odalarıyla, demokratik kitle örgütleriyle falan işbirliği yapacaksın; onlardan kaynak ve üretim konusunda destek isteyeceksin.
TTM’de, Pazar yerlerine girişte üç beş maske vermenin ötesinde, sürdürülebilirliğini sağlayacaksın işin.
***
KENT KONSEYİ NEREDE BUGÜNLERDE?
KENT Konseyimiz var meselâ. Sağlıklı günlerde hep başrolde.
Korona günlerinde ortada yok.
Sosyal medya hesaplarında Sağlık Bakanlığı’nın kişisel temizlik uyarılarını anlatan videolarını paylaşmakla ‘sürece katkı’ olmuyor. Halka ücretsiz maske ve eldiven verebilmenin yollarını arayıp bulmalı bu Konsey.
Tüm bileşenleriyle, komiteleriyle, bağlantıda oldukları kurumlarla halkın salgından korunması ve hijyen gibi konularda çaba içine girmeli değil mi?
Arkasında koskoca Büyükşehir Belediyesi var; olur olmaz her çalışmasına Büyükşehir’den kaynak bulabilen Konsey, halk sağlığı ve salgından korunma çalışmalarında düşünce ve uygulamaya dönük bir şeyler yapabilir.
Hiçbir şey yapamıyorsa, evde izole edilen insanlara dönük bir çalışma düşünülebilir.
Yirmi yaş altındakilere, çocuklara, gençlere dönük yarışmalar meselâ.
Ne bileyim, ev yemekleri, pasta, börek işleri falan.
Okuduğu kitabın özetini paylaşana maske – eldiven – kolonya seti!
Korona konusunda şiir, kompozisyon yazana el dezenfektanı…
Online bilgi yarışmaları.. Ev karantinasını anlatan en iyi fotoğrafların seçimi.. Atık malzemelerin farklı amaçlarla yeniden kullanılabildiğini anlatan paylaşımlar.. Çocuklara özel, gençlere özel, onları ev hapsinde can sıkıntısından kurtaracak, oyalayacak bir şeyler işte.
Haydi bekliyoruz.