DAYANIŞMA DUYGULARIMIZI YIKTIN KIZILAY

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Çok kişi yazsa, çok şey söylense de; söylenecek o kadar çok şey var ki daha…
Elazığ ve Malatya depreminden sonra Kızılay toplumun gündemi olmaya devam ediyor. Tek parti yönetimiyle artık devlet kurumu olmaktan çıkarak siyasallaşan kurumlara yönelik saygı ve güvende ciddi erozyon yaşanmaktadır.
Siyaset dışı kalması gereken Camiler… Okullar… Askeri kışlalar… Güvenlik birimleri bile siyasallaşarak AKP’nin siyasi faaliyet alanlarına dönüştü.
Ama bir kurum var ki asla siyasallaşmaması gereken, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma duygu ve hislerimizin mihenk noktası, göz bebeğimiz olan kurum; KIZILAY.
Ama gelin görün ki Kızılay’a olan hislerimizi, duygularımızı da sarstılar, yerle bir ettiler.
Daha ilkokula giderken bize dağıtılan zarflara harçlıklarımızı koyduğumuz, zarfı eve getirip büyüklerimizden aldığımız küçük büyük miktarları koyarak öğretmenlerimize teslim ettiğimiz. O yaşlarda öğrendiğimiz yardımlaşma duygularımızı…
İktidarın besleme zenginlerinin doymak bilmez kazanç hırslarına alet olan Kızılay’ın yönetimi, Genel Başkanı Kerem Kınık sarstı, yardım yapmayı sorgular hale getirdi.
Tüm ulusun ortak kurumunu vergi kaçırmakta kullanılan aracı kurum haline getirdi.
Ne mi oldu? İktidar zenginlerinden, Torunlar Gıdaya 2013 yılında (özel ihale özel fiyatla, Erdoğan’ın İmamhatipten arkadaşı Aziz Torun’un firmasına) verilen Başkentgaz (Başkent Doğalgaz Dağıtım Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı AŞ.) yıllardır devlete vergi vermek yerine Kızılay’a şartlı bağışlarla vergiden kaçınıyormuş!
Kızılay’ı vergi kaçırma aracı haline getiren Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık katıldığı bir TV programında ‘’Tamamen yasaldır, bu bir şartlı bağıştır. Vergi kaçırmak farklıdır, vergiden kaçınmak farklıdır’’ diye savundu yaptığı haksız, ahlakdışı işi.
Vergiden kaçınmak yasanın sağladığı imkanlardan veya yasal boşluklardan yararlanarak vergi ödememek veya ödenmesi gerekenden az ödemek demektir. Vergi matrahından düşülen bağışlar buna örnektir. İdeal olan vergiden kaçınmayı önlemektir (ve buna bilerek isteyerek alet olmamaktır.)
Vergi kaçırmadı, vergiden kaçındı diye savunulan, yardımı yapan Torunlar Holding’in ortaklarından Mehmet Torun da başkanı yalanlayarak; yapılan yardımda vergiden kaçınma diye bir durum söz konusu değildir. Ödeyeceğim vergiden daha çok yardım yaptım diyerek.
O da, doğruyu söylemedi. Neden mi? Çünkü 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre Türkiye Kızılay Derneği ile Yeşilay Cemiyeti’ne makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımların yüzde yüzü tamamını kurum kazancından indirebilir.
Oysa Kızılay üzerinden yardım yapılan Ensar Vakfı, Ensar’dan Türken ve Türgev’e yapılacak bağışların ancak yüzde 5’i kazançtan gider olarak düşülebilir.
Neymiş 8 milyon dolarlık şartlı 7 milyon 925 bin dolarlık kısmı Ensar Vakfı üzerinden ABD’de yurt inşaatı yapan Türken-Türgev Vakfına gidecekmiş, bununda (75 bin dolarlık) ‘Şerefiyesi’ Kızılay’a kalacakmış! Öyle istemiş şartlı bağışı yapan iktidar zengini; Vergi vermeyi bağış yapmaya tercih eden TORUNLAR.
Peki ABD’ye yurt yapımı için gitti denile yardım ABD kayıtlarında gözüküyor mu? Şimdiye kadar gitti denilen yardım kayıtlarda görülmüş değil.

ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULSUN
CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç hazırladıkları araştırma önergesini TBMM Başkanlığı’na sunarak, Kızılay’a yapılan bağışlarla vergi kaçırılması girişimlerinin ve kurumun yaşadığı güven kaybının araştırılmasını istedi.
Önerge TBMM’de kabul edilir, araştırılır mı? AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedilir, asla kabul edilmez.
Neden mi? Bu AKP’nin zengin ettiklerinin devlete vergi vermek yerine Kızılay’ı aracı ederek aile fertlerinin; oğullar, kızlar, akrabaların yönetici olduğu Vakıf düzeni tam AKP düzeni. Vakıflara gelen yüksek rakamlı yardımların nasıl-nereye harcandığı denetlenmediğine, denetlenmesi istenmediğine göre…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin CHP’den ‘memleket yararına bile olsa’ nasıl öneri gelirse gelsin asla destek vermeyiz dediğine göre…
Kızılay’la ilgili araştırma komisyonu kurulma önerisi de reddedilecektir.
Peki bunca tartışmaya, bunca gündem olmasına rağmen Sayıştay raporları, Cumhuriyet Savcıları nerede, onlardan niye bir ses çıkmadı. Bundan sonra çıkar, ne oluyor, ne olmuş denir mi? O da denmez. Çünkü böyle bir soruşturma açacak Cumhuriyet Savcısı ertesi gün başına nelerin geleceğini bilir!
AKP artık kendi Plütokrasisini (yönetme erkinin maddi açıdan üstün kesimin elinde bulunması) kurdu.

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
DAYANIŞMA DUYGULARIMIZI YIKTIN KIZILAY
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!