GAZETECİ LEVENT UYSAL’A SİLAHLI SALDIRI OLAYINI KINAYAN İYİ PARTİ MİLLETVEKİLİ İSMAİL OK, BELEDİYE BAŞKANLIĞI DÖNEMİNDE GAZETECİLERE SÖZLÜ VE FİZİKSEL ŞİDDET UYGULADIĞI GÜNLERİ UNUTTU…
GEÇTİĞİMİZ günlerde evine giderken silahlı saldırıya uğrayan ve bacağından yaralanan gazeteci Levent Uysal’ın sürpriz bir ziyaretçisi vardı. İYİ Parti Balıkesir Milletvekili İsmail Ok, saldırıdan hafif yarayla kurtulan ve sağlık durumu düzelen Uysal’ı ziyaret edip geçmiş olsun dileğini iletti.
Ok, bu saldırının basın ve ifade özgürlüğüne karşı yapıldığını ileri sürdü. İsmail Ok, ziyaretle ilgili yaptığı açıklamada saldırının öldürme kastıyla yapıldığının açıkça görüldüğünü de kaydetti. Ok, tetikçilerin yakalandığını belirtirken, söz konusu silahlı saldırının perde arkasındakilerin tesbit edilmesini istedi.
Ok, ‘geçmiş olsun’ ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, olayın organize ve planlı olduğunu, azmettiricilerin hukuk önünde hesap vermeleri gerektiğini söyledi. Ok’un konuyla ilgili açıklaması şöyle:
“Levent Uysal, bu saldırıyı geçmişindeki profesyonel kalecilik refleksi ve çevikliği sayesinde hafif yaralı olarak atlatarak ölümden kıl payı kurtulmuştur. Her halinden organize ve planlı olduğu anlaşılan bu saldırıda sıkılan kurşunlar aynı zamanda basın özgürlüğüne ve demokrasimize yapılmıştır. Bu saldırının korkutmak amacıyla yapılmadığı tam aksine öldürmek kastıyla yapıldığı defalarca kurşun sıkılmasından açık ve net bir şekilde anlaşılmaktadır.
Benim kimseyle ne alacak, ne verecek, ne namus, ne de kan davam yok diyen bir yerel gazeteciye niçin evinin önünde pusu kurularak öldürmek kastıyla defalarca kurşun sıkılır? Kısacası bu saldırının son zamanlarda yapılan haber ve yazılar dolayısı ile yapıldığı apaçık ortadadır. İlgili kurumlarımızın yıpranmaması adına daha açık yazmıyorum ama artık her şey ortaya dökülmüş , ayağa düşürülmüş ve kurumlarımız ciddi manada yıpratılmaktadır. Kimsenin Balıkesir halkına ait olan kurumlarımızı bu durumlara düşürmeye hakkı yoktur ve olamaz da.
Ayrıca bu azmettiricilere de kendi menfaatlerine şu uyarıyı yapmak istiyorum: Gittiğiniz yol yanlış yol , karanlık yol . Emin olun besledikleriniz bir gün gelir sizi vurur. Siz siz olun bu yollara tevessül etmeyin , bu yanlış yoldan dönün. Hem Balıkesir’i hem de kendinizi harcamaktan vazgeçin. Balıkesir kamuoyu adına kısa sürede tetikçilerin yakalanmasından duyduğumuz memnuniyeti ifade ederek kolluk görevlilerimizi özellikle kutluyorum. Balıkesir kamuoyu , bir daha benzer olayların yaşanmaması için bu tetikçileri azmettiren organize şebekenin başının ortaya çıkarılmasını ve hukuk önünde hesap vermelerini beklemektedir. Bizler de kamuoyu adına konunun takipçisi olacağımızı ifade etmek istiyorum.”
POLİTİKA’NIN NOTU:
İSMAİL OK ‘BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ’ DEDİ AMA, BİR ZAMANLAR KENDİSİ DE GAZETECİLERE HADDİNİ(!) BİLDİRİYORDU…
Levent Uysal’a yapılan saldırıyı esefle kınayan İYİ Parti Balıkesir Milletvekili İsmail Ok da bir zamanlar gazetecilerin eleştirileri karşısında öfkesini kontrol edemiyor, sözlü ya da fiziksel şiddet uyguluyordu. Bu davranışlarının en bilineni, bir süre önce yaşamını yitiren köşe yazarı ve eski Belediyeci Rahmi Göçer’e yönelik saldırısıydı. Ok, Balıkesir Belediye Başkanlığı yaparken Göçer’in gazete köşelerindeki eleştirilerine tahammül edemiyordu. Günün birinde Göçer’i makamına çağıran Ok, odadaki diğer arkadaşlarıyla birlikte şiddet uygulamış, Rahmi Göçer tekme tokat dayak yemişti. Uzun süre hastanede tedavi gördükten sonra sağlığına kavuşan Göçer, Ok’tan davacı olmuş ve mahkeme İsmail Ok’a ceza vermişti. Ok’un sözlü saldırılarından da nasibini alan gazeteciler olduğu biliniyor.
Bu durum, Levent Uysal’a yapılan silahlı saldırıyı haklılık merkezinde gördüğümüz anlamına gelmiyor. Anlatmaya çalıştığımız şey, bir gazetecinin saldırıya uğramasını kınayıp faillerin bir an önce adalete teslim edilmesini isterken, bir zamanlar kendisinin de gazetecilere sözlü ve fiziksel şiddetten çekinmediği. Bu durum ‘ele verir talkımı kendi yutar salkımı’ atasözünü akıllara getiriyor. Levent Uysal’a yapılan saldırıyı kınayan İsmail Ok’un, yakın geçmişte gazetecilere yönelik şiddet eylemlerini kamuoyu yakından biliyor.
Eleştirileri tahammül sınırlarını aşsa da gazetecilerin sözlü ya da fiziksel şiddete maruz kalmasını, silahlı saldırıya uğramasını, ya da farklı yöntemlerle susturulmasını asla doğru bulmuyoruz. Hesaplaşılacak yer, adalet mekanizmasıdır. Hukuk önünde haklı haksız belli olur.
