İstanbul tam 25 yıldır AKP anlayışıyla yönetiliyor, AKP yerel ve genel iktidarı devam ediyordu. İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır anlayışıyla İstanbul’u tekrar kazanmak isteyen AKP, Bakanlık, Başbakanlık yapan ve TBMM Başkanlığı görevi devam ederken ‘en güçlü’ isim Binali Yıldırım’ı aday olarak çıkardı!
2019 yerel seçimlerinde Beylikdüzü Belediye Başkanı iken CHP’nin Büyükşehir adayı oldu. Kamuoyu araştırmalarında tanınma oranı yüzde 15’lerde gözüküyor, kazanmasına pek ihtimal verilmiyordu. AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan küçümseyen ifadelerle “kimsenin tanımadığı, küçücük ilçenin belediye başkanı mı İstanbul’u yönetecek” diyor, rakip olarak pek ciddiye almıyordu.
Adaylığını tebrik için arayıp ‘’siz bu seçimi kazanacaksınız’’ dediğimizde ‘’nasıl yani’’ dediğinde, ‘’siz geleceksiniz, rakibiniz geçmiş’’ gelecekle geçmişin mücadelesinde kazanan her zaman ‘gelecek’ olmuştur ‘gelecek’ yani siz kazanacaksınız dedik…
Geçmiş kaybetti, gelecek kazandı. Geçmiş mızıkçılık yaparak kazanmadan kazandık diyerek, oy farkını yeterli bulmadı; 15 bin oy farkıyla İstanbul mu kazanılır dediler! Bu sefer rakibi dişli çıktı ‘’hak yemem, kimseye hakkımı yedirmem’’ hayır ‘ben kazandım’ dedi. O da ne? Kaybetmeyi hazmedemeyen iktidar ‘çaldılar’ diyerek YSK eliyle kazanılan seçimleri iptal ettirdiler!
Seçimler yenilendi, yüzünü geleceğe dönen seçmen 800 bin farkla bir kez daha ‘gelecek’ Ekrem İmamoğlu dedi.
Geçmişi gelecek korkusu sarmıştı bir kere; topal ördek dedi, çalıştırmama, engelleme, yetkileri elinden alma ne gerekiyorsa yapıldı. 2024 Mart seçimlerinde önemli ismi ‘genç’ Murat Kurum’u aday çıkarmasına rağmen geleceğin temsilcisi Ekrem İmamoğlu, geçmişin temsilcisi Murat Kurum karşısında bir kez daha seçimi meclis üye çoğunluğuyla birlikte kazandı.
Artık değişimin önünde ne yaparsa yapsın durduramayacağını gören iktidar güçleri çareyi araçsallaştırdığı yargı eliyle dava üstüne davalar açmaya, siyasi yasak davalarıyla önünü kesemeye çalıştı.
Yargı yoluyla hızlı sonuç alınamayacağı düşünülmüş olmalı ki 31 yıl önce alınan diplomanın iptalinin yolları aranıyor. 35 yıl önce idarenin yaptığı yatay geçişi bugünün kurallarına uygun değil denilerek iptalle sonuçlanırsa çok büyük bir skandal olur. Bundan sonra diplomanızdan, ruhsatınızdan, emekliliğinizden, mülkiyet hakkınızdan söz edilemez! Yöneten irade isterse anayasayla teminat altına alınmış her türlü hakkınızı, her şeyinizi kuralları istediği şekle sokarak elinizden alabilir.
ÇARE YOK GELECEK KAZANACAK…
Bütün bu çabaların sebebi dönemlerinin geçtiğini kabul etmekte zorlanan yorgun, çözüm üretemeyen, topluma vereceği bir şeyi kalmayan miadı dolmuş-eskimiş siyasi akıl, döneminin bittiğinin farkına varamaması…
Gitme korkusu o kadar çok yüreklere yerleşmiş ki siyasi zemin dışında, demokrasi dışı yöntemlerle sonuç alınmaya çalışılıyor!
Eğer iktidar medyasının köpürttüğü gibi İmamoğlu’nun diplomasının iptaliyle sonuçlanırsa, bu sadece İmamoğlu’nu oyun dışı bırakma girişimi değil, aynı zamanda eğitim ve hukuk sisteminin artık tamamen keyfi bir şekilde yöneten akıl tarafından tarumar edilebileceğini gösterecektir.
İktidarın olağandışı yöntemlerle ‘ön kesme’ çabalarına her gün yenileri ekleniyor. Önseçim için gittiği illerde salon vermeme engeliyle karşılaşıyor buna rağmen İmamoğlu olağanüstü bir mücadeleyle yoluna devam ediyor. 23 Mart’ta yapılacak önseçim çalışmaları için gittiği her ilde sadece partililerin değil, çocuklarıyla birlikte meydanlara akın eden halkın yoğun ilgisiyle karşılanıyor.
EKREM AĞRILARI…
Ekrem İmamoğlu: ‘’Zaten vakti doldu, dönemi bitti, yaşı geçti. Bir de Ekrem ağrıları başladı’’
Salon verilmeyen Trabzon’da meydandaki kalabalık içinden bir vatandaş, Erdoğan’ın ‘turpun büyüğü heybede’ sözlerine nazire yaparcasına İmamoğlu’na büyük bir turp veriyor. İmamoğlu ‘’bak cumhurbaşkanı vatandaş sana Karadeniz’den turpun büyüğünü gösteriyor! Yılmıyorum, yılmıyorum, korkmuyorum. İcra atlarımla sizi korkutuyorum, korkutmaya devam edeceğim. Dört kez yendim, beşinci kez yeneceğim, ant olsun yeneceğim, hodri meydan’’ diyor.
Diyor da, döneminin geçtiğini kabul etmeyenler, geleceğin karşısında demokratik yöntemlerle mücadele etmek yerine, demokrasi dışı yöntemlerle rakibini saf dışı bırakmanın yollarını arıyor…
Macun tüpten çıktı, çare yok; gelecek kazanacak.
‘’Kararlılıkla yola çıkanların önünde dünya bile saygı ile eğilir, yol verir.’’ Japon Atasözü