Hak ettiğimiz yenilgi! Tek korkum…

10. dakikadan sonra izlediğim Balıkesirspor değil de, kırmızı-beyazlı formayı giyip sahaya çıkmış vasat oyunculardan oluşan, maç bitse de gitsek kafasındaki bir ekipti sanki. 

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ramazan DEMİR

Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı

 

Hastane, tedavi, nekahat dönemi falan derken hayli süredir sokaktan kopmuştuk.

Canım kadar kıymetlim Balıkesirspor’umuzun Tire maçını fırsat bilip sahalara yeniden dönüş yaptık.

Özlemişim kadim şehrimin havasını ve gönlü zengin insanlarını.

Atatürk’te renktaşlarımla kucaklaşıp hasret giderdim, türkülerle neşelendim.

Amigo Ahsen ile bizim Ozan’ın yeniden canlandırıp ateşlediği tribünlerle 70’li yıllara giderek coştum.

Bir an kendimi 1974-75 sezonundaki Tire maçında hissettim.

Tirespor, o dönemler bize ters gelen ekipti. Hele nereden bakarsanız bakın gözünüze çarpan sarı saçlı oyuncuları vardı. Adam bizim takıma karşı aslan parçası kesilirdi!

O sezon şampiyon olup bugünkü Süper Lige çıkmıştık, gelgelelim Tire’yi  iki maçta da yenememiştik.

Bunları düşünürken, bir yandan da dua ediyorum; “İnşallah terslik olmaz, şu tribünlerdeki muhteşem havanın büyüsü bozulmaz” diye.

 

 

Hemen herkesin “çok rahat kazanır” gözüyle baktığı maça bizim takım muhteşem başlangıç yaptı.

Dakikalar şehrin plakasını gösterdiğinde, Artun Akçakın sağdan harika bir şut çıkardı. Sedat Yiğit Kurnaz’ın topu ağlara göndermesini beklemeden “gol” diye haykırarak ayağa fırladım.

Devamını beklerken, bir de ne görelim sahada.

Şampiyonluğu kovalayan Balıkesirspor değil de, sanki Tirespor idi.

Adamların hemen hepsi o 74’teki kadrolarında yer alan “sarı çıyan” gibi kesildi sahada.

Vallahi tanıyamadım 1-0 öne geçtikten sonraki bizim takımın sahadaki halini.

Hani bir gün Nasreddin Hoca yolda giderken bir adamla karşılaşmış. Adamla sohbet etmeye başlamışlar. Bir saat havadan sudan konuştuktan sonra Hoca:

– “Kusura bakma arkadaş. Ben seni tanıyamadım, adın neydi?” diye sormuş.

Adamcağız çok şaşırmış:

– “Madem beni tanımadın, neden benimle bir saattir sohbet ediyorsun?” demiş.

Nasreddin Hoca:

– “Kıyafetlerin benim sevdiceğiminkine çok benziyordu. Ben de seni o sandım” demiş.

İşte bu hikayedeki gibiydi bizim takım.

  1. dakikadan sonra izlediğim Balıkesirspor değil de, kırmızı-beyazlı formayı giyip sahaya çıkmış vasat oyunculardan oluşan, maç bitse de gitsek kafasındaki bir ekipti sanki. 

Sağ ve sol kanattakilerin acemice hareketleri, ayağında top tutamayan orta alan oyuncularının savrukluğu..

Kurt teknik adam İsmail Ertekin’in maçı kapalı tribünün bir bölümünü işgal eden çekirdekçiler gibi izlemesi..

Başkanların, maç oynanırken şeref tribününden saha içerisine inmesi, oradan geçtikleri yan tribünde oyuncuları ateşlemeye çalışan taraftarların konsantresini bozması..

Bertuğ Bayar’ın gereksiz kırmızı-kartı..

Polisin, hemen her iç saha maçında belki de bu ligin en centilmen seyircisi konumundaki Balıkesirspor taraftarına “holigan” muamelesi yapması… Ki, oyuncuların en çok desteğe ihtiyacı olduğu son 10-15 dakikada tribün sırf bu nedenle sus/pus oldu!

Daha hangi birini anlatayım ki!

Yenilgiye bahane falan aradığım sanılmasın.

Kimileri maç sonu hakeme hurt/hurt yaptı, ama bana göre 10 numara yönetim gösterdi. Bizim çocuklardan biri Tire ceza sahasına girip kendini yere atsa, penaltı verecek kadar iyi niyetliydi bence hakem.

Kötü olan sahada ‘nasıl olsa kazanırız’ rahatlığındaki rakibi rahatsız etmeyen oyuncular, kenardan buna müdahale etmeyen İsmail Ertekin, ramazan olmasına rağmen tribünde çekirdek çitletmediği halde öküzün trene baktığı gibi sahaya bakanlar, maç oynanırken acemice davranarak taraftarların arasına girerek tribünlerin dikkatini başka yöne çekenler idi..

Kısacası, futbolcular Jilet Kazım, taraftar Deli Erol mottosunun hakkını veremeyince, teknik direktör sihirli dokunuşu bu maçta yapamayınca hak ettiğimiz bir yenilgi aldık.

Umarım takım içerisinde bilemediğimiz bir sorun yoktur.

Dilerim, “nasıl olsa kazanırız” rahatlığıyla kaybedilen ve ders almamız gereken bir maçtır.

Umarım bu yenilgi, son bir yol kazasıdır.

Son düzlüğe girilen dönemde, acemice bir davranış, işi şansa bırakacak bir durum söz konusu bile edilmemeli.

Hem ne çabuk unuttunuz! 45 dakika 10 kişi oynadığınız ve 1-0’lık yenilgiden 3-1’e çevirdiğiniz Nevşehir karşısındaki mücadelenizi..

Biz o takımı, o ruhu, o mücadeleyi sahada görmek istiyoruz.

Hemen bugün ayağa kalkıp toparlanmak lazım.

Helva gibi bir gruptayız.

Levent Eriş sonrası Veyis Kanber macerası aramasaydık bugün belki de 8-10 puan farkla liderdik.

Dün dün de kaldı, bugüne bakalım bakmasına da..

Ya şampiyon olacağız, ya şampiyon..

Çünkü bu yoldan dönüş yok!

Serzenişimiz, uyarımız bunun içindir. Uzun yıllar sonra yakalanan havanın bozulmaması adınadır.

Liderliği Muğlaspor‘a devretsek de fikstür avantajı bizden yana.

Bundan sonraki maçlara “nasıl olsa kazanırız” moduyla değil, “eze.. eze..” edasıyla çıkmamız şart.

Aksi halde play-off’a kalmak hiç bir anlam ifade etmez..

Play-off’tan 2. lige çıkmak deveye hendek atlatmaktan zor.

Benim asıl endişem şampiyon olamamak falan değil.

Tek korkum; yıllar sonra yakalanan ahengin bozulabilecek olmasıdır.

Kazanılan itibarın yerlerde süründüğü günlere dönülebilecek olmasıdır.

Bilmem asıl derdimi anlatabildim mi!!!

Selametle..

Hak ettiğimiz yenilgi! Tek korkum…
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!