DEDİKODU / MALUM KİŞİ
AK PARTİ’de, bir zamanlar en seveni, en samimisi bile şimdilerde Zekai Kafaoğlu’na bir çizik atıyor.
Kafaoğlu, Büyükşehir Başkanlığı döneminde, bir buçuk yılda Belediye’yi dünya kadar borca soktuğu, eşe dosta iltimas geçtiği, Büyükşehir kaynaklarını zenginleşme aracı olarak kullandığı, falanı filanıyla hep gündemde.
Şu sıra pek seveni yok. “Uzak dursun” diyen çok.
Belediyelerden, “AK Partili olmasa hesabı kitabı serivereceğiz ortaya” diyen de var.
Bir kere milletvekilleri hiç haz etmiyor O’ndan. Kısa süre öncesine kadar, “arkadaşım, dostum” diyen de ardından laf ediyor. Belediye başkanlarının içinde kaç tanesi yüzüne “abi” deyip, ardından laf çakıyor hiç söylemeyeyim.
Pek sevdiği medyacı dostları bile çoktan defterden silmişler, o derece.
Parti içinde de artık karşılığı olmadığı gibi, organizasyonlarda yan yana oturmamak için kaçan, yer değiştiren de çok.
Özetle, Zekai Kafaoğlu böyle bir miras bıraktı siyasi ömründen geriye.
***
..ve fakat ilginç adamdır, enteresandır yani; AK Parti’nin bütün organgizasyonlarına, parti toplantılarına, seçim çalışmalarına, şuraya buraya illa ki katılır Kafaoğlu, kendini gösterir, iki kelam eder, pürtebessüm pozlar verir.
Hani, Büyükşehir işi bitti ama, hâlâ Balıkesir’de partinin hamisi, abisiymiş havasında.
Bazen öyle denk getirip kendinden söz ettirme, varlığını gösterme, “ben buradayım” deme hevesine kapılıyor ki eski Başkan Kafaoğlu, hem milletin ağzına sakız oluyor, hem de partidaşları, hele de halef selef durumundakiler içten içe sinir oluyor, diş gıcırdatıyor.
Ama zorunlu halden yüzüne gülüyor.
***
EN son İstanbul seçimlerinde meselâ.. Başrolü kapmış, havasını atıyor cümle aleme.
Milletvekilleri var ortamda, Büyükşehir Başkanı var, ilçe belediye başkanları, partililer falan.. İstanbul’daki Balıkesirli’leri ikna etmeye uğraşıyorlar.. Toplantı ortamı yani.
Kafaoğlu olay mahallinde…
Protokol sıralarında oturuyor.
Sonra bakıyorsun, başka bir karede toplantı masasının bir ucuna konuşlanmış, vekillerle, başkanlarla aynı sırada.
Partililer konuşuyor: “Kafaoğlu’na hiç kimse İstanbul için görev vermedi, seçim çalışmalarıyla ilgili partiyle ilgili bir sorumluluğu yok, çıkmış gelmiş, herkesi sinir ediyor…”
Böyle diyorlar.
Meselâ Yücel Yılmaz.. Eminim ki hem konjönktür, hem de Büyükşehirsel vaziyetler ekseninde Kafaoğlu ile aynı ortamda bulunmak istemiyor. Yani kim olsa öyle düşünür.
Sen Büyükşehir Başkanı’sın, başrol senin, herkes gözünün içine bakıyor ne söyleyecek diye.. Eski Büyükşehir Başkanı çıkmış gelmiş, yanı başına oturmuş, millete gülücük dağıtıyor.
Sinir olursun haliyle.
Dirsek koyamazsın, yan bakıp kaş göz atamazsın, ayıp olur, millet ne der?
İçine atarsın sinirini, öfkeni, tepkini.. Sonra mide fesadı, gastrit, ülser, reflü hâttâ!
***
İSTANBUL’daki seçim çalışmalarında ne diye rol çalıyor Kafaoğlu?
“Hakkımda türlü söylenti var, ben bunlara gülüp geçiyorum, işte partimin saflarındayım, neferiyim, çalışıyorum” pozu vermek için.
Tabi bir kişi bile çıkıp, “rol çalma Zekai Bey” demiyor, diyemiyor.
Neden?.. Ayıp olur.. Partiye zarar gelmesin.
***
PARTİSİNDEN de, Büyükşehir Başkanlığı’ndan da istifa edip kenara çekilen Edip Uğur meselâ.
Böyle ortamları fırsat bilip kendine rol biçiyor mu; ya da rol çalıyor mu?
Hani düğünde, dernekte, iftarda falan tesadüfen aynı ortamda oluyorlar, sarılıp öpüyorlar, masalarına oturtuyorlar da.. Edip Uğur durumdan vazife çıkarıp başrol oyuncularının önünü kesiyor mu, aynı ortamda bulunup cümlesini sinir etmek için özel bir çaba gösteriyor mu?
Hayır.
Kafaoğlu niye yapıyor bunu?
***
ALMANYA’daki Balıkesirliler her sene Hıdırellez Şenliği düzenliyor. Balıkesir’den konuklar gidiyor, şenliğe katılıyor.
Geçen hafta yine şenlik vardı. Altıeylül ve Karesi Belediye Başkanları, meclis üyeleri falan Almanya’daydı. Üç gün süren şenliklerin baş konuğu oldular.
Gerçi sosyal medya hesaplarında falan Almanya pozları paylaşmadılar; çekindiler. Hani zalim medya laf çarpar, “ayranı yok içmeye” falan diye yazar, sinirleri bozar… O sebeple pek komuoyuna açık güreşmediler Almanya gezisinde.
Ama biliyorduk gittiklerini.
Neyse.. Almanya’daki hemşoların paylaşımlarından gördük ki, Kafaoğlu da oralarda. Eşini almış, Almanya’ya gitmiş, Böyyükşehirin eski Başkanı olaraktan oralarda dolanıyor.
Balıkesirliler Derneği’nin yöneticileriyle pozlar veriyor.. Protokolde oturuyor.. Karesi Belediye Başkanı Dinçer Orkan ve Altıeylül Belediye Başkanı Hasan Avcı’nın önünü kesiyor.
Şimdi sorsak onlara, “Zekai Bey bizim abimizdir, eski başkanımızdır, sıkıntı yok” diyecekler.
Dıştan öyle söyleyecekler.
İçten ne diyecekler?
***
KAFAOĞLU Balıkesir’de bu tarzını sürdürecek besbelli. Yani, büyük ihtimalle davet edilmeyeceği organizasyonlara lap diye çıkıp gelecek, kendini gösterecek, rahatsızlık verecek, bundan üst seviyede mutlu olacak.
Bizi çok ilgilendirmiyor tabi.
Yücel Yılmaz düşünsün.. Büyükşehir’i yöneten siyasi kadrolar düşünsün.. İlçe belediye başkanları, partinin il ve ilçe başkanları düşünsün.
Biz ne deriz bu durumda?
“Eşbaşkan Kafaoğlu” deriz elbet.. Ne görüyorsak o.
Bunun böyle olmadığını kanıtlamak bizim işimiz değil.
Haydi eyvallah.
**********************
Bir rol çalma mevzusu da CHP’den
İSTANBUL’da seçimi CHP kazanınca.. Karesi İlçe Başkanı Dilek Yalçın hemen kağıda kaleme sarıldı, iki satır “zafer bizim” yazısı hazırladı, gazetelere yolladı, “basın açıklaması yapacağım” diye not düştü.
Partisi seçim kazanmış sonuçta sevinmesin mi?
İyi de partinin İl Başkanı varken, İlçe Başkanı olarak sen niye O’ndan önce zıplıyorsun?
İl Başkanı Serkan Sarı gitmiş İstanbul’da çalışmış, Şile sahillerinde seçim çalışmasına katılmış, canını dişine takmış, kapı kapı gezmiş dolaşmış, İmamoğlu’nun kazanması için ter akıtmış.
Dilek Hanım İlçe Başkanlığı’nda oturmuş, televizyondan olan biteni seyretmiş.
Seçim sonucu açıklanınca, “zafer biziiiim…”
Rol çalmak değil midir bu da?
Bunu da Serkan Sarı düşünsün artık…