Karikatür eleştiri sanatı olduğundan siyasetçi çizeri sevmez

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

 

Hilmi DUYAR POLİTİKA

Emekli resim öğretmeni Mehmet Zeber, çizdiği karikatürler ile Türkiye’nin adını dünyanın dört bir yanına duyurdu. 38 yıllık karikatüristlik yaşamında 41’i uluslararası, 40’ı ulusal olmak üzere tam 81 ödülün sahibi oldu. Onlarca yarışmada jüri üyeliği yaptı. Ödül verileceğinden çağrıldığı ülkeye gidiş-geliş uçak biletinin maaşını aştığı için gidemediğini vurgularken, Ah ne güzel yurtdışında ödül almışsınız, gururlandık sizi törene gönderelim” sözlerinin dışında bir destek görmediğini vurguladı. Sanatçı, ülkemizde özellikle dergi ve gazete çizerlerinin işsiz kaldığını dile getirdi. Genç yeteneklere verdiği öğütlerde, ortaya koydukları yapıtı tüm dünya halklarının anlaması gerektiğini belirtti. Günümüzde yalnız çizerlik yaparak ayakta kalmanın zorluğunu hatırlattı. “Türkiye şartlarında karikatür çizerek veya başka bir sanat dalıyla uğraşarak geçinmek zordur. Bu nedenle yeteneklerinizi özel veya resmi kurumda çalışabilirseniz değerlendirin” önerisinde bulundu. “Sanatçı olmasanız bile sanatla uğraşmak bir ayrıcalıktır” diyerek 38 yıllık çizerlik hayatını Politika okurları için anlattı.

 

 

Mehmet Zeber kimdir

1963 yılında Aydın’ın Söke İlçesinde doğdum. İlkokul, ortaokul ve endüstri meslek lisesi elektrik bölümünü Söke’de tamamladım. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Resim Anasanat Dalı’ndan mezun oldum. Lisede resim dersimiz yoktu ama kendimi bildim bileli elimden kalem ve kağıt hiç eksik olmadı. Sanırım genetik kodlamanın marifeti. Daha ilkokula başlamadan, 60’lı yılların sonunda rahmetli dedemle resimler çizdiğimizi hatırlıyorum. Dedem fotoğrafa da meraklı amatör fotoğrafçıydı. Kendimizi evden dışarıya atar, sokakları, evleri, tepeleri, tepeden şehrin fotoğraflarını çekerdik. Vizörüne üstten bakılan, bir dönemin meşhur Rus malı Lubitel marka fotoğraf makinesi vardı. Bol bol enstantane yakaladıktan sonra sıra tab etmeye gelirdi. Dedem evin bir odasını fotoğraf baskısı için karanlık oda yapmıştı. Film banyosunu birlikte yapar, fotoğrafları birlikte tab ederdik. Agrandisöre taktığımız negatif filmleri kart üzerinde pozitife dönüştürürdük. Dedem film yıkama ve tab işinde pozlandırmayı çok iyi yapardı. Kimyasallarla hazırladığı 1’inci banyoya kartları sokup bekler sonra resim belirmeye başlardı. Sihir gibi geliyordu. O anlar sanatın ne olduğunu bilmeden sanatla uğraşırdım. Bu resim sevdası benim derslerimdeki başarımı da olumsuz etkilerdi, derste dalar gider, kitabımın boş yerlerine, defterlerime, farkına varmadan karalamalar yapardım. Veli görüşmesinde rahmetli anneme öğretmenim “Bu çocuk dersle ilgilenmiyor dalıp gidiyor resim çiziyor, okulu bitirsin de ressam mı olacak ne olacaksa olsun” demiş. O yıllarda, şimdiki gibi ne veliler ne de öğrenciler üniversiteye yerleşme konusunda yeteri kadar bilinçli değildi ve rehber öğretmen yoktu. Ben mezun olduktan sonra bir şekilde yetenek sınavıyla güzel sanatlar eğitimi veren üniversiteler olduğunu duymuştum. Buca Eğitim Fakültesi yetenek sınavına başvuru yaptığımda 45 kişilik kontenjana 2000 kişinin ön kayıt yaptırdığını öğrenince umudumu yitirmiştim. Sınavda ilk kez canlı modele bakarak çizim yapacaktım. Sonuçlar açıklandığında 16. olarak kazandığımı öğrendim. Eşim Nazmiye Zeber’de aynı okuldan mezun oldu. Okul sonrası Sivas’ın Divriği İlçesi’nde 1988 yılında göreve başladık. Ardından, Tekirdağ ve Balıkesir’de görev yaptım. Balıkesir’de güzel Sanatlar Lisesinin açılacağını öğrenince, güzel sanatlar lisesi öğretmenliği sınavına girip kazandım. 2000 yılında girdiğim Balıkesir Güzel Sanatlar Lisesinde 20 yıl çalışmanın ardından benden sonra aynı okulda göreve başlayan eşimle birlikte çalışıp 2019 yılında emekli oldum. Çocuklarımızı boyalarla çizgilerle büyüttük, kızım Ece, oğlum Onat, Balıkesir Güzel Sanatlar Lisesinden mezun. Genlerde kaçış olmadığını bir kez daha ailece kanıtladık. Kızım ve oğlum bizim eğitim verdiğimiz okuldan mezun oldu, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni lisans eğitimlerini bitirdi. Ailemin tüm fertleri lisans düzeyinde sanat eğitimi aldı.

 

 

Resim yerine karikatürü tercih etmenizin nedeni nedir?

Beni herkes karikatürcü olarak biliyor bunun sebebi ise karikatür yarışmalarından aldığım ödüller. Aslında karikatüre başlamadan önce resim çalışmaları yapıyordum ve hala tuval üzerine akrilik ve yağlıboya çalışmaları, suluboya ve karakalem çalışmaları da yapıyorum. Tabi ki karikatür çalışmalarına daha fazla zaman ayırıyorum. Karikatür de aslında resim sanatının bir dalıdır. Benim için resim ile karikatür arasındaki farka gelince, resimde bir şeyler anlatma kaygısı taşır veya taşımayabilirsiniz, zira benim tuval üzerine yaptığım çalışmalar soyuttur, renkler ve biçimlerle oynuyor, dengeli kompozisyonlar yakalamaya çalışıyorum. Hikaye anlatma veya mesaj verme kaygısı taşımıyorum. Karikatürde ise mesaj kaygısı taşırsınız, yanlışlıkları, hukuksuzlukları, usulsüzlükleri, yolsuzlukları, doğa, çevre ve şiddet gibi konuları ele alıp mesajınızı aktarabiliyorsunuz, bu yüzden karikatür sanatıyla topluma birazcık da olsa katkıda bulunmak bana iyi geliyor. Bu yüzden karikatürcü tarafım daha ağır basıyor.

 

 

Karikatür benim ev ödevim gibi demiştiniz bu konuyu açar mısınız?

Bilindiği üzere ülkemizde mizah dergilerinin sayısı çok az. Var olanlarda da ne yazık ki pek çok dergi çizeri, editoryal karikatürcü dediğimiz gazete çizerlerinin büyük bir çoğunluğu şimdi işsiz. Yani basın karikatürü en zor dönemini yaşıyor. Durum böyle olunca geriye bir tek yarışmalar kaldı. Bir çizerin karikatür üretme isteği her zaman içinde dürtü olarak yer alır ve rahat bırakmaz. Yarışma duyurusundaki konu da sizin kendinizi bu konuda ifade edebilmenizi sağlıyor ise bu bir görev veya ödev olarak size döner. Bazen bir yarışma duyurusundan sonra ayrıca özelden mail ile “Yarışmaya katkılarınızı bekliyoruz” diye ayrıca davet ederlerse çizmezsem olmaz diye düşünüyorum. Karikatür benim ev ödevi dediğim nokta budur.

 

 

Girdiğiniz yarışmalarda kaç ödül aldınız.

38 yıllık çizerlik yaşamımda, 1987’den 2025 yılı Ocak ayına kadar 41’i uluslararası, 40’ı ulusal olmak üzere toplam 81 ödülüm oldu. Özellikle, emekli olduğum 2019 yılından sonra karikatüre daha fazla zaman ayırabildiğim için son yıllarda ödül sayısı arttı, karikatürist olarak en verimli zamanlarımı yaşıyorum. Emekliliğini hak etmiş ama emekli olmaktan korkan, pek çok kişi var. Hatta bana bile “Hocam neden emekli oluyorsun ne yapacaksın, nasıl vakit geçireceksin, kahvehanelerde mi vakit geçireceksin?” diyenler de oldu. Tabii ki beni yakından tanıyanlar söylemedi bunu. Pek çok çizer arkadaşım var; yarışmalara katılmaktan çok başka proje ve etkinliklere zaman ayırıyor. Çizgileri çok iyi olup da katıldığı yarışma sayısı az veya yarışmalara katılmayan çizerler var. En çok ödül alan en iyi karikatürist demek doğru bir saptama olmayabiliyor.

 

 

Rekor seviyede ödül almak kolay değil. Esin kaynağınız nedir?

Rekorun bende olmadığı kesin. Dünya yuvarlak ama bilinen tabir ile dünyanın dört köşesinde ve Türkiye’de pek çok başarılı ve çok ödüllü çizerler var. Bol ödül aldığım doğrudur. Bunun en büyük nedeni karikatür sanatını günlük yaşamıma yansıtmaktan kaynaklanıyor. Biz çizerler günlük yaşantımızda, markette, pazarda, kaldırımda yürürken, resmi dairede işimizi takip ederken, televizyon izlerken, nerede olursak olalım binlerce insanın farkına varmadan sadece bakıp geçtiği durumlardan bizler espri çıkarıyoruz. Ben gördüğüm bir durumu hemen kafamda karikatür karesine sığdırıp unutmamak için anında not alıyorum ve yeri gelince çizmek için kullanıyorum. İnsanların bakmadan geçip gittikleri yerde ben günlük yaşantımızda malzeme toplaya toplaya ilerliyorum.

 

 

 

Sizin gibi rekor sayıda ödül alan başka karikatürist tanıyor musunuz?

Ulusal ve uluslararası rekor sayıda ödül alan çizerleri sayabilmem bir hayli zor olsa gerek. Benden çok daha fazla ödül alan arkadaşlarım var. Ancak hepsini yazabilme, anlatabilme olanağım yok. Sözünü ettiğim çizer arkadaşlarımın bir kısmıyla yüz yüze görüşmesek de yazışıyoruz veya sosyal medyada iletişim halindeyiz. Karikatür sanatının güzelliği de burada dünya çapında bir sanat ve ortak bir dil. Karikatürü evrensel sanat olarak da tanımlayabiliriz, bunun nedeni mizah dergileri hariç artık konuşma balonlu karikatürlerin pek çizilmemesi. Brezilya’daki bir çizerin çalışmasını anlayabiliyoruz veya benim çizdiğim bir karikatürü Avrupalı bir çizer yorumlayabiliyor, çizgi bizi bir araya getiriyor.

 

 

 

Karikatüre sizi yönlendiren sanatçılar kim? Kimlerden ilham aldınız, nasıl etkilendiniz?

Benim kuşaktaki çizerlerin pek çoğu Bir döneme damgasını vurmuş, efsane dergi Gırgır mizah dergisinden ilham almıştır. Bu dergi, yayınlandığı zamanlarda genç çizerler için okul olmuştur. 1970’li yılların başından, 1990’lı yıllara kadar yayımlanan Gırgır Dergisi’nde, Çiçeği Burnunda Çizerler köşesi vardı, çocuk veya çok genç yaştaki çizerler karikatür dünyasında yer almak için yarışırlardı. Usta çizer merhum Oğuz Aral, amatör çizerlere yer verir, eleştiriler yapar, hele bir de çiçeği burnunda köşesinde karikatürünü yayınlarsa çizer için büyük olay olurdu. Üstelik iyi bir telif ücreti de öderdi. Nedense ben o dergileri çok tüketmeme rağmen o dönem karikatür çizmeye heveslenmedim. Çiçeği burnunda karikatürcü olamadım. Karikatüre geç başladım, beni karikatürcü yapan tek bir karikatürdür. Buca Eğitim Fakültesi Resim Anasanat Dalını bitirdiğim 1987 senesinde, resim öğretmeni olmak için başvuru yaptım, atama bekliyorum. Boş geçen zamanlarımda bol bol gazete okuyorum. Bu arada O yılların en popüler sanat dergilerinden biri olan Milliyet Sanat Dergisi’ni takip ediyorum. Milliyet Gazetesi’nin tirajının tavan yaptığı yıllarda alçakça katledilen usta gazeteci Abdi İpekçi anısına bu dergide her sene farklı bir dalda yarışma düzenlerdi. Atama beklediğim bu boşlukta Milliyet Sanat Dergisi Abdi İpekçi Karikatür Yarışması adı altında karikatür dalında yarışma düzenledi. Yarışmanın konusu ise konut sorunuydu. “Hep resim yapıyorum bu defa da karikatür deneyeyim” dedim ve bu yarışmaya katıldım birinci oldum işte bu olay beni karikatürcü yaptı.

 

 

Yüzlerce öğrenci yetiştirdiniz. Öğrencilerinizin arasında karikatürist olan var mı?

Sivas, Tekirdağ ve Balıkesir’de yüzlerce öğrenciye eğitim verdim. Bu okulların arasında, Balıkesir Güzel Sanatlar Lisesi’nden karikatürle ilgilenen öğrencilerim oldu. Yarışmalar katılıp ödül alanlar da oldu. Onların başarısı beni çok mutlu etti. Ancak bu öğrencilerin bir kısmı meslek edinme kaygısıyla Grafiker, İllüstratör ve çizgi filmciliği kendilerine meslek edindi. Karikatür sanatını meslek olarak sürdürmek neredeyse olanaksız görünüyor. Sürekli çalıştığınız mesleğinizin dışında ayrıca zaman ayırmak gerekiyor. Bu şekildeki karikatür çalışmalarını çok az kişi gerçekleştirebiliyor.

 

 

 

Türkiye’de karikatür sanatına nasıl bakılıyor?

Karikatür sanatı çoğunlukla bir eleştiri sanatıdır. Eleştirilecek konulardan biri de siyaset ve siyasetçilerdir. Durum böyle olunca bazı siyasetçiler ve bürokratlar karikatüristleri pek sevmez. Dernek faaliyetlerini sürdürürken sergiler açmak, salon ihtiyacını karşılamak istediğimizde sırf karikatür sergisi diye zorluk yaşadığımız zamanlar oldu. “Aman neme lazım şimdi bunların ne çizeceği belli değil, başımız ağrımasın canım” diyenlerin olduğu gibi. İzleyici açısından baktığımızda gösterilen tepkiler aksine daha iyi. Bir sanat galerisinde 50 sergi açılıyorsa bunlardan bir iki tanesi karikatür sergisi oluyor diyebiliriz. Çünkü, insanlara karikatür sergisi daha ilginç gelebiliyor. Açtığımız sergileri gezen izleyicilerin geneli eserlerin önünde tek tek durup inceler, mesajı alınca mutlu olurlar, bizler de bu karşılıklı iletişimden mutlu oluruz. Bazen pek çok izleyici şunu söylemiştir. “Ben karikatürün böyle bir şey de olabileceğini bilmiyordum ne güzel.” Evet, genelde insanlar mizah dergilerindeki patlıcan burunlu gibi deforme edilmiş karakterler ve bol konuşma balonlu karikatürlere alışık. Resimsel ögelerin taşıdığı grafik karikatür veya İllüstrasyon karikatür diye adlandırabileceğimiz bu tür çalışmalar yağlıboya resim gibi duvara asabileceğiniz çalışmalardır.

 

 

Pek çok uluslararası yarışmada birincilik ödülleriniz ve ya dereceleriniz var. Ödül törenlerine gidebiliyor musunuz? Çalıştığınız kurum gereken kolaylığı sağlıyor mu? Ya da resmi kurumlar destek sağlıyor mu?

Uluslararası yarışma ödül törenlerine hiç gitmedim. Öğretmenlik mesleğini yaparken zaten izin alma durumları biraz sıkıntılı idi, zaten çalıştığım kurum “Ah ne güzel yurtdışında ödül almışsınız, gururlandık sizi törene gönderelim” gibi şeyler kulağa hoş gelse de imkansız. Bunun dışında, emekli olduktan sonra törenlere katılma olanağım daha fazla olur diye düşünüyordum. İzin isteme gibi prosedürler olmayacaktı. Bu defa da pandemi başladı ödül aldığım yarışmaların ödül törenleri ya pandemi dönemine denk geldi ya da tören iptal oldu. Aldığım ödülleri adresime gönderdiler. Bunun dışında törene davet edilip de gitme imkanımın olmadığı durumlar da çok oldu ne yazık ki.

 

 

Bir sporcu dünya şampiyonu olduğunda, hükümetler, belediyeler, sivil toplum örgütleri, armağanlar veriyor. Siz de bir Avrupa, bir dünya şampiyonusunuz. Aynı ilgiyi gördünüz mü?

Sporcular, sanatçılara göre biraz daha şanslı. Bir örneğini anlatmak isterim; 2016 yılında Brezilya’da 8. Medplan uluslararası karikatür yarışmasında karikatürüm ilk üçten sonra gelen mansiyon ödülü aldı. Organizasyondan beni tebrik eden bir mesaj ile haber verdiler, ödül töreninde olmamın onları mutlu edeceğini bildiriyorlardı. Tabii yol ücretinden falan bahsetmiyor. Hani gidebileceğimden değil de merak edip uçak bilet fiyatlarına bir bakayım, benim maaşımı geçiyor mu diye. Aynı yıl yine Brezilya Rio’da yaz olimpiyatları vardı. Türkiye’den toplam 103 sporcu katılırken, bu sporcuların yanında antrenörler, masörler, sağlıkçılar, yöneticiler derken kaç kişi oldu kim bilir?  Düzenlenen törenle sporcularımız Türk Hava Yolları’nın (THY) uçağı ile gönderildi. 103 sporcumuzdan 8’i bir altın, 3 gümüş, 4 bronz madalya alarak yurda döndüler. Sporcular ve sanatçılar arasındaki bakış açısı farklarını bilmem anlatabildim mi? Bunun dışında tabi ki başarıyı kutlayanlar da oluyor.  Balıkesir’den önce karikatür sanatında çok aktif değildim. Balıkesir’de 26 yıl yaşadım, rahmetli Avukat Turgut İnal, BRT Yayın Merkezi 2008 Yılı Başarı Ödülü Alanlar töreni düzenledi ve bu ödüllere ben de layık görülmüştüm. Plaket vermişlerdi. Bunun yanında, MND Ajans Metin Ceylan 2019 yılında Balıkesir’in Enleri için hazırladığı,100 yüze albümünde ben de yer aldım. Ayrıca Balıkesir’de pek çok gazete haber yaparak değer verdiklerini gösterdi. Eskişehir’e yerleştikten bir yıl sonra Eskişehir sanat Derneği her yıl düzenlediği sanat ödülleri, 2022 Eskişehir Sanat Ödülleri Karikatür ödülü’ne layık gördü. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ederim.

 

 

Yarışmalarda rakipleriniz kimler oluyor? Dünyaca tanınmış rakipleriniz kimler?

Dünya çizerlerinden o kadar çok başarılı sanatçı var ki hiçbirini rakip olarak düşünmedim. Yani şu çizer bana rakip diye bir şey yok, bazen adını sanını duymadığım çizer büyük ödül alabiliyor. Ancak Türk çizer arkadaşlarımız ödül alırsa daha bir seviniyorum.

 

 

En çok etkilendiğiniz yarışma?

Şimdi şu yarışma benim için çok önemli diyebilmem beni zorlar. Birini yazsam, şu da var, bu da var diyerek diğerini yazmasam olmaz. Bazen bakıyorum düşük bütçeli, şartları kısıtlı yerel yönetimler veya sivil toplum örgütleri, bir heves ve heyecanla şartları zorlayıp yarışma organize ediyorlar. Bunlar da benim için çok önemli. Bu tür organizasyonları daha çok desteklemek gerekiyor. Şimdi çok büyük bütçeli ve isim yapmış yarışmalar için bunlar benim için daha önemli veya etkileyici demek ne kadar doğru olur bilmem. Madem sordunuz; etkilenmek değil de ilginç sayılabilecek bir anıyı paylaşmak istiyorum. 2013 yılında, Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi 16’ıncı Bilim ve Bahar Şenliği kapsamında, Tasarruf konulu uluslararası karikatür yarışması düzenlendi. Şartnameyi dikkatlice inceledim “Her türlü teknik serbest” yazıyordu. Ben de bir kartonu aldım köşesini yırttım, bantla yapıştırıp gönderdim. Tasarruf en iyi böyle anlatılır diye düşündüm. Bir yandan da “Bu adam bizimle dalga mı geçiyor?” diye düşünürler ya da farklı mizah anlayışını değerlendirirler diye düşünmüştüm.  Gönderdiğim çalışma ikinci oldu. Ödül törenine davet ettiler, salona girdim “Hocam kusura bakmayın, sizin çalışma yok” dediler, Ne oldu? Diye sorduğumda ilginç bir yanıtla karşılaştım. Ödül alan ve sergilenecek işleri cam çerçeve yapmaya göndermişler, Çerçeveleri yapan usta, “Bu ne?” diyerek yırtıp atmış. Sorun yok, yine yırtar yapıştırır gönderirim size dedim.

 

 

 

En çok etkilendiğiniz eseriniz hangi çiziminiz? Sizde nasıl bir etki bıraktı?

Daha önce söz ettiğim ilk karikatürüm, Abdi İpekçi adına açılan yarışmada birincilik ödülü alan çalışmam karikatür camiasına adım atmam ve Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi’ndeki ödül töreninde usta gazeteci ve çizerlerle tanışmam beni çok etkilemişti.

 

 

Genç karikatüristlere neler söylemek istersiniz?

Genç karikatüristler aslında işini biliyor. İçlerinde zeki, kıvrak düşünen, espri anlayışı çok yaratıcı olan, karikatür tekniğine egemen, özellikle sanat eğitimi almış çok başarılı çizerler var. Karikatür dünyasına adım atacaklar için şunu söyleyebilirim; çizimler evrensel olsun, her ülke vatandaşı anlayabilsin, karikatüre konuşma balonu zorunlu olmadıkça kullanmasınlar. Deformasyon yapacağız diye zorlamasınlar. En önemlisi de bol bol karikatür yarışmalarını takip edip karikatürleri incelesinler. Hayatın içinden gözlem yapsınlar. Ne kadar çok gözlem yaparlarsa o kadar etkili olurlar.

 

 

Sizin, karikatür ve diğer sanat dalları hakkında gençlere söylemek istediğiniz neler var?

Yaşadığımız Türkiye şartlarında karikatür çizerek veya başka bir sanat dalıyla uğraşarak geçinmek zor. Bu nedenle yeteneklerinizi özel veya resmi kurumda çalışabilirseniz değerlendirin. Benim yaptığım gibi mesleğini icra ederken kalan zamanlarda dinlenmek rahatlamak için sanatla uğraşın. Bir de ortaya çıkardığınız ürün içinize sinmiyorsa imza atmayın. Bir daha, bir daha deneyin. Dijital çalışmalar dışında, benim de içime sinmediği için veya bir yerini beğenmediğim için saatlerce emek çektiğim halde yırtıp, atıp, tekrar tekrar çizdiğim durumlar çok oldu. Sanatçı olmasanız bile sanatla uğraşıyor olmanız bir ayrıcalıktır.

 

Karikatür eleştiri sanatı olduğundan siyasetçi çizeri sevmez
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!